
'Bir lahza-i teahhur' (Bir anlık gecikme) 3
Cahid METİN
Ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın!
Attın...ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın! (Tevfik Fikret)
Attın...ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın! (Tevfik Fikret)
Saplantının Saldırıya Dönüşmesi
Adamın biri arkadaşına sormuş, beni sayar ve sever misin? demiş. Muhatabı, tabi ki sayar ve severim. Öyleyse sen bunu bana göstermek ve söylemek için ölmemi mi bekliyorsun, demiş.
İnsanlar yaşadıkları zaman dilimi içinde gösterilmesi gereken saygı ve sevgi gösterilmez; değeri de anlaşılmaz. Sanatçıların hem kendileri hem de eserleri döneminde keşfedilemez; öldükten sonra büyük sanatçı olduğu, eserinin de mükemmelliği keşfedilir.
Bir insanın bir eksiğini veyahut yanlışını görüldüğünde çabucak tüketir ve sileriz. Hatta işi abartarak o kişinin yanlışı hakkında saldırgan bir saplantıya dönüştürmeyi maharet bilebiliriz.
Osmanlının son dönem padişahlarından 2. Abdülhamit, yaşarken görmediği yakınlık, ilgi ve kadirşinaslığı ölünce gördüğü, pekala söylenebilir.
Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın yazdığı, Sultan Abdülhamid Han'in Ruhâniyetinden İstimdat adlı şiir bunun ilginç bir örnektir.
Bölükbaşı şiirine Nerdesin şevketlim, diyerek methiyeler dizerek başlar. Feryadının huzuruna varıp varmayacağını sorar. Bir an için ölüm uykusundan uyanmasını ister. Tarihler ismini andığı zaman, sana hak verecek diyen şair; pişmanlık duyarak bizdik sana iftira eden, hem zalim hem de deli diyen.
…
Şair devamında, herkesin beladan nasibinin olduğunu vurgular.
Şairin övgüde yer yer aşırıya kaçtığını söyleyebiliriz.
İmdi demem şudur ki, insanlarda saplantıya dönüşen nefretin, saldırıya nasıl vardığını; zamanında söylenmeyen sevginin ya da gösterilmeyen saygının çok da anlamlı olmadığını söylemek gerek.
Not: Meşhur bir gazetenin şöhretli köşe yazarlarından Mumtazer TÜRKÖNE, parti kapatma ile ilgili söylemini görünce, acaba içine 367 Sabih mi kaçmış diyenlere katılmaktan kendimi alamadım.