Celalettin SİPAHİOĞLU

ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR

Celalettin SİPAHİOĞLU

Resmi politika olarak Allahtan soyutlanmış bir hayatın içinde Allah ile beraber olmak, Allaha dair amelleri gerçekleştirmek ve Allahın aleyhine olacak düşüncelerden uzak bir hayat yaşamak o kadar zor ki!
İnsanın eşrefi mahlukat olması için Allah tarafından insana hediye edilmiş, ancak insanın hayatında olması gereken yerde durmayan, Kitabın, Kur’anın vazettiği gerçekleri görmekte bir o kadar zor. Bazı hakikatleri anlamak için o hakikatlerin bütünü içinde yaşanması gereği vardır.
Hayatın tamamına hükmeden Allah mefhumuna sahip olamayanlar hayatın bir kısmında Allahın kendi hayatlarına dokunuşlarını sağlıklı hissetmeleri de mümkün değildir. Hayatın içinde var olan, yaşanan iyi kötü her şeyin gerçek yaratıcısı olarak Allahı tanıyanlar Allahın hangi şartlar içinde neleri yaratmaya kadir olduğunu da bilirler. Dünyayı öncelemiş insan aklının asla kavrayamayacağı, davranışların kaçınılmaz genetik sonuçları, sünnetullahın hayatı nasıl parsel, parsel dokuduğunu, yine akıl terazisini Allahın mikyası ile ölçeklendirenler bilebilirler.
Sünnetullah Allahın asla değişmeyen yasaları, hayatı o kadar çevrelemiş ki, dışında bir hayat yoktur. Sünnetullahın olumludan olumluya hayat şartları ile alakalı işleyen sistemi olduğu gibi, çok ilginç bir biçimde basit insan aklına olumsuz gibi görünen şartların içinden olumluya doğru sonuçları da mevcuttur. İşte “Allah sabredenlerle beraberdir” hakikati bu çerçevede değerlendirilmesi gereken ve insanı sıkıntılar içinde ferahlığın zirvesine taşıyabilen sünnetullahtır.
Ve eğer Allah, sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da O'nun hayrını engelleyebilecek kimse yoktur. O, lütfunu dilediği kuluna nasip eder. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. (yunus 107)
Hayatta yaşanan bütün olaylar bu sünnetullahın tahakkukudur, gerçekleşmesidir. Yani Allahın kullarına hayrı, kendi katından lütuflarla yaratması ve şerri de insanın eliyle hazırladığı sonuçlar olarak yaratmasıdır. Hayat bu ayet çerçevesinde her iki ucuyla imtihanın gerçekleştiği alandır. İnsan Allahın lütuf ve ihsanlarına şükran tavrıyla karşılık vermeli, kendi eliyle yapmış olduklarının sonucu olarak yaratılan ve şer gibi görünen olaylara da sabırla göğüs germelidir.
Konu başlığımız “Allah sabredenlerle beraberdir” sünnetullahının gerçekleşebilmesi için Allahın kullara imtihan olarak yarattığı zarar veya şer kavramıyla ifade edilecek durumlarda kulun sabır tavrını ortaya koyabilmesi gerekmektedir.
Allah sabredenlerle beraberdir cümlesinin içerdiği Allahın yardımlar manzumesi diyebileceğimiz olaylar ancak sabrın gösterilmesinden sonra yaşanabilecek hadiselerdir. Bu cümle Allahın yarattıklarına karşı kulca tavır sergilenmesine karşın Allahın Rahmanca tutumunun tecelli edeceğinin garantisidir. Kul teslimiyette kusur göstermez imtihanın sahibine sonsuz boyun eğişini ortaya koyarsa, Rahmanda ona en az bire on olmak üzere belirlediği karşılık verme sistemini devreye sokar. Nasıl ki Allah kendine saygısından emirlerini yerine getirenlere on katından başlamak üzere karşılık vermeye başlıyorsa  sabredenlerin sabırlarındaki teslimiyet oranına göre yardım katsayılarını artırır.
İnşirah suresinde iki kolaylığı bir zorluk arasında zikreden Rabbimiz hiçbir zorluğu insanı naçar bırakacak nitelikte yaratmamıştır. İnsanın zorluğu hissetme derecesi Allaha olan teslimiyyetiyle doğru orantılıdır. Allaha bağlılığı güçlü olanın Allahtan gelenlerden etkilenmesi söz konusu olmaz. Allaha bağlılığı zayıf olanlar şeytanın ifsatlarıyla zorlukların altında ezilebilir, hatta kaybedebilir.
Allah kullarına karşı işkenceci, hak etmediğiyle cezalandıran asla olmadığına, hatta ödüllendirme sistemi itibarıyla özendiren bir yapıya sahip olduğuna  göre imtihan esnasında yakışan tavrı sergileyen kullarına yardımı kaçınılmazdır. Bu yardımın nasıl tezahür edeceği şartların yaşanması esnasında müşahade edilebilecek bir durumdur. Her kulun kendi imtihanına özel, sabrıyla eşdeğer çözüm önerileri Rahmanın garantisi altına alınmıştır.
Bu arada kulun dünyalıklara imtihan eşyası olmaktan öte bir anlam vermediği tavırların kulun üzerindeki eşya baskısını azaltacağını da  hatırlarsak, kulun imtihan süreci içinde kendini nasıl bir rahatlatma içinde olacağını görmüş oluruz. Ayrıca Allahın verdiklerinin vermedikleri yada aldıklarıyla kıyaslandığında sayılamayacak kadar çok olduğunun bilincinde olunması ayrı bir direnç noktasıdır.
Yukarıda yazabildiklerimiz kadarıyla ve ötesinde yazamadığız Rahmana dair hakikatlere iman ettik, onun verdiklerine kulluğumuzla şükrediyoruz, vermediklerine hamd ediyoruz. O bizim  Rabbimizdir, bizim hakkımızda neyin iyi olacağını bizden iyi bilendir. O’nun bize öğrettiği gibi bize dünyada ve ahirette iyilik vermesini kendisinden diliyoruz. Hayatın hülasası olarak ateşin azabından korunma saadetini bize erhamürrahimin olarak yaşatmasını niyaz ediyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları