
CEMAATÇİLİK ÜZERİNE
Celalettin SİPAHİOĞLU
Bu gün cemaatçiliğe yüklenen anlam, grupçuluğu ayrılıkçılığı ifade etmektedir.
Allah azze ve Celle kitabında ayrışmayın, çatışmayın, gruplaşmayın buyururken, bölünmüşlüğe, parçalanmışlığa peygamberini şahit tutacak birileri çıkabilmektedir. Kötülüğe delalet edilmeyerek kötülüğün yayılmaması adına tavsiyede bulunan bir peygamberin, Allahın ayrılık durumunda gücün dağılacağına dair ayetini görmezden gelerek, Müslümanların fırkalara bölünebileceği yolunu göstermek gibi bir yanlış yapacağını düşünmek mümkün değildir.
Her fırkanın kendine haklılık payı çıkararak fırkayı Naciye olduğunu söyleyebilmesi adına ortaya atılmış bir sözün, ayrılıkçılık adına yol göstericilik olabilecek şekilde peygamber efendimize dayaması iftiradan başka bir şey değildir. Çünkü her fırka, kendini haklı göstermenin yolu olarak guya naslara dayanma gibi bir yolu seçmiştir. Kelam ilmi ile uğraşanlar bilir ki bir ayet üzerine farklı anlamlar yükleyen değişik fırkalar aynı ayeti kendi görüşüne delil kılmak istemişlerdir.
Ehli kitabın, birbirinin devamı niteliğinde olan iki peygamberin mensuplarının birbirlerini ayrıştırmak için nasıl çaba sarf ettikleri, Kerim olan Allahın kitabında mevcuttur.
“Yahudiler dediler ki, "Hristiyanlar bir şey üzerinde değiller", Hristiyanlar da "Yahudiler bir şey üzerinde değiller" dediler. Oysa hepsi de kitabı okuyorlar. Hiçbir bilgisi olmayanlar da öyle onların dedikleri gibi dediler.” (bakara 113)
Bu günkü cemaat denilen gruplarında yukarıda anlatılanlardan farkı yoktur. Birbirlerini bir şey üzere olmamakla itham etmektedirler. Hepsi insanı Allaha çağırmak yerine kendi anladığına çağırmaktadır. Kendi grubu adına belirlediği doğruları ve yanlışları Allahın doğruları yada yanlışları olarak lanse etmektedir. Bilgi temeli itibarıyla bakıldığında sağlıklı bir anlayış üzere bulunmayan bir çok grubun maalesef “ehli sünnet” gibi sonradan uydurulmuş ve şirin gözükme vesilesi sayılabilecek bir maske arkasına sığınmış olması işi daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir.
Bu gün itibarıyla bütün cemaatler bir sosyo ekonomik şirket haline dönüşmüştür. Yardımını kendisi toplayan, kendi dilediklerine dağıtan, yerine göre bunu güç olarak kullanan bir yapı haline dönme, çıkar sağlama mekanizması olmak gibi tehlikeleri de beraberinde ortaya çıkarmıştır.
Bir grubun cemaat adıyla kendi anlayışları çerçevesinde örgütlenerek, devleti ele geçirmesi fikri, yakın zamana kadar Müslümanlar için çok cazip bir yaklaşım idi. Ancak bu gün çarpık anlayışlar etrafında insanları kümeleştirerek kendi hayal dünyasının egemenliğini İslam olarak gösteren gruplar, bunun sağlıklı olmadığını gösterdi. İnsanlar kendi egemenliği için kardeş diye nitelemesi gereken müminleri yarı yolda hançerlemenin meşruluğunu kendi dava selameti için mübah görecek kadar çirkinleşebildi. Hatta kendine yakın olan fraksiyonları dahi aynı gayelerle, sıfırlayabilmenin meşruluğuna kendilerini inandırdılar.
Allahın naslarını kendi grupları içindeki Müslümanlar ile diğer Müslümanlar için farklı değerlendirebilecek kadar bayağılaşan bu grupların adını cemaatleştirerek, varlıklarını sürdürmeleri, kendilerine inandırılmış zümreler eliyle devam etmektedir. İşin başındaki örgütçü mantık sahibi kişiler kadar, onların yanlışlarını eleştirmeyerek onlara fırsat hazırlayan insanlarda aynı şekilde sorumludur. Bu gün grup taassubu futbol kulübü fanatizmine dönüştürülecek kadar sapkınlaştırılmıştır.
İnsanları bilgi ekseninde bir araya toplamayan sözlü kültürle gruplaştıran yapılar başlarındaki şahısların inandırıcılıklarıyla hayatiyetlerini sürdürmektedirler. Tefsir, hadis, fıkıh denildiği zaman her grubun anlayışı farklı olabilmektedir. Bunların eğitiminde dair grup içinde kendine göre şekillenen bazı yapılar, genel doğrular yerine grup doğrularını insanlara anlatmaktadırlar.
Bazı hakikatler dikkate alınmadığı sürece Müslümanlar içinde bulundukları bu durumdan zor kurtulurlar,
Bilgilenme ve eğitim düzeyi takvim yaprağı bilgi düzeyinden kurtarılmalı, sistematik İslami eğitimle insanlar yetiştirilmeli,
Toplum medya hocalarının zararlarından kurtarılmalı, şovmen hocaların vereceği zarar engellenmeli,
Her Müslüman aile en az bir çocuğunu İslami ilimleri tahsil yoluna koymalı,
İslami gruplar müntesiplerini medyanın zararlarından koruyacak eğitimler vermeli,
İslami gruplar, medyada meşhur olmakla beraber, hurafeleri din olarak anlatan insanları konferans vs için insanların karşısına çıkarmamalı, hele, hele bu işi para için yapanları asla tasvip etmemeli,
Bütün İslami yapılar kendi şehirlerinde çevrelerinde bulunan ve devletten din adına para alan diyanet kadrolarını dine hizmet konusunda teşvik etmeli, hem nafakasını bu yoldan temin edip hem de yatmalarına müsaade etmemeli,
Evet söz uzadı söylenecek söz çok lakin mekan dar, bu günlük bu kadar diyelim,
Selam ve dua ile kalınız.