Celalettin SİPAHİOĞLU

YETER İNSANLIK ÖLMESİN

Celalettin SİPAHİOĞLU

Nedir bu başımıza gelenler, ülke insanı öldüğünde gerçek  acıyı yaşayan biz, zılgıtı yiyen biz, başkalarının işlediği suçun altında ezilmeye çalışıIan da biz. İnsanlar ölmesin sloganlarıyla ortaya çıkanların vahşeti altında ezilen de biziz ve acıların en gerçeğini yüreğinde taşıyan olmamıza rağmen arabesk ağıtlar altında ezilmeye çalışılan da biziz.

Her alevi ölümüyle,  ölü evinin ağıtçısı gibi davranan riyakar medya, bir taraftan başkalarının ölümüne seyirci kalırken,  diğer taraftan yeni mağdurların ortaya çıkabileceği her türlü istismarın mevcut olduğu dizileri, filmleri büyük bir iştiha ile pazarlamaktadır.

Muhalefet yapacağız diye, insanların acılarını kendi siyasetlerine ve raytinglerine alet etmeye çalışanlar insanların acıları üstüne tünemiş, acıdan beslenmeye çalışan tavşan avcısı baykuşlar gibidir.

Bir insanın haksız yere ölümünün, insanlığın ölümü olarak değerlendirilmesi anlayışını bize veren dinimiz İslamı, suçların sorumlusu gibi göstermek bu kesimin  marifeti haline gelmiştir.

İnsanların başlarına iş gelmeden önlem almak, ne zaman bu toplumun görevi olacak, hep insanların başına iş geldikten sonra dövünmek zorunda mı kalacağız.

Bu ülkenin en tepesindeki yöneticisinden, en sıradan vatandaşına kadar, insanımızın her türlü zarara uğramaması için kaygıya kalması gerekmektedir. Toplumu duyarsızlaştıran ,icraatları görmezden gelmemek,  uyanık olmak  sadece bir kesimin görevi değildir.

Herkes sokaktaki yozlaşmadan ve bozulmadan rahatsız olduğunu söylemesine rağmen  tedbir almak, tedavi etmek gibi bir yol asla benimsenmemektedir.

Ülkenin idarecilerinin insanlar olayları yaşadıktan sonra pişmanlık duyduğunu ifade eden ve birilerini suçlayan  beyanlarını  duymak  istemiyoruz  artık. Çözüm makamı olduğunuzu unutmayın diyoruz. İnsanlar öldükten sonra değil ölmeden önce yapılması gereken işleri yapınız.

Sorumlu kim, cumhuriyet kurulduğundan bu tarafa İslama ve Müslümanlara saldırmak için el oğuşturan,  Müslüman kılıklı münafıkların belirlediği gibi İslam mı,  yoksa,  insanı, insana pereştiş  ettiren,  birkaç  ..izmle  ancak  ifade edilebilen,  tarifi ile ortadaki varlığı arasında yığınla çelişki olan  bir rejimle, zıvanadan çıkarmak için el birliği edilen  Müslümanlar mı?

Yada bir ucu dışarıda her bahane ile ağzından salyalar akarak kudurmuş  köpekler  gibi  islama saldırmak isteyen,  kimin adamı oldukları belli olmayan ama Müslümanlardan olmadıkları kesin belli olan  yabancı mihraklı medya mı?

Doksan yıldır, ülke insanını  Allahın dininden uzaklaştırarak, hristiyanlık soslu, materyalist, dünya perest  maddi  ve manevi her türlü geniyle oynanmış,  mutant   insan tipi yetiştirmeye çalışan devlet mi?

Aslında sorunun kaynağının ne olduğu belli olmasına rağmen, dini, imanı cendereye alınmış, proje olarak yetiştirilmiş bir takım din adamı yaftalı kişiler  tarafından kafası ütülenmiş Müslümanların sorunu  kökünden halledeceğini düşündüğü kısas gibi caydırıcı; şer’i  uygulamaların olmadığı İtalyan usulü kanunlar mı?

Görülüyor ki sorun çok netameli ve konuştukça  ucu her tarafa dokunmakta. Çözüm için kim ne yapıyor ona bakıldığında maalesef bir kere daha sınıfta kalmaktayız.

Her kanun yapılışında, terakki ediliyormuş gibi lanse edenler, ilahi temel yasaların insanlık için gerekli oluşunu örtbas etmek için, insanlar tarafından yapılan ve kısa sürede, uygulamada kevgire dönecek kanunları allandırıp pullandırmaktadır. Sonrasında ortaya çıkan yanlışlıklarda da günah keçisi arama yarışına girmektedir.

Çözüm; kesin olarak her şeyin hakikatini bilen, yarattığı insanın özelliklerine, imtihan hakikatine ve saptırıcı unsurlara göre koruyucu tedbirler  alan  Allahı insanlara unutturmamaktadır. Allahı unutanları  Allah’ta unutur, içine düştükleri yanlışlıklar içinde bocalatıp, ne yapacağını bilemeden şaşkın bir vaziyette konuşup duran varlıklar halinde terk eder.

Yeni acılar, yeni ölümler olmasın diyorsak, insanı dalaletten hidayete çıkaran Kur’anın  çağlardan beri uygulanan ve yankılanan sesine kulak  vermeliyiz.

Bir insanı öldüren, insanlığı öldürmüş gibidir, sen islamı öyle yaşa ki seni gören Allahı hatırlasın, seni öldürmeye gelen sende dirilsin.

 İnsanlık  için kurtuluş rehberi, bütün ferdi ve toplumsal rahatsızlıklarınızın şifası Kur’andır.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları