Emre YELKEN

BAĞIMSIZ OLANA KADAR HEP FİLİSTİN

Emre YELKEN

Öyle bir devlet ki felsefesini işgal, istila ve terör üzerine kurmuş öyle bir toplum ki bu felsefeye sonuna kadar inanmış. Kendilerine empoze edilmiş insanlık dışı her türlü uygulamayı sorgulamadan kabul eden ve yüz yıllık planlar üzerine koşan bir topluluk. İsrail ve Yahudi Siyonizminin temellerini bu düşünceler oluşturur. Yahudiler muharref Tevratta kendileri için vaat edilmiş topraklara kavuşmak amacıyla ilk defa 29 Ağustos 1897 de Bazel de 1.Siyonist kongresinde temellerini attılar. Teoder Herz in başkanlığını yaptığı bu kongrede kuracakları Yahudi devletinin sınırlarını şu şekilde tanımlamaktadır. ‘Kuzey sınırlarımız Kapodokyada ki dağlara kadar dayanır. Güneydeki sınırlarımız ise Süveyş kanalına. Herz bütün dünya Yahudilerinin vereceği destekten emin olarak kongrede şunları da söylemişti. ‘Bazel de ben Yahudi devletini kurdum. Ancak bunu yüksek bir sesle söylersem bütün dünya güler, ancak bir 5 sene içinde veya 50 sene sonra bütün dünya görecektir.
DİPLOMATİK DESTEK VEREN SÖZDE İSLAM ÜLKESİ OLMANIN UTANCINI YAŞIYORUZ. Gerçekten de bu sürede Yahudi devleti kuruldu.Bu sırada Filistin toprakları ise Osmanlı Devleti sınırları içerisindedir. Bu amaçla Yahudi liderlerin ilk işi Filistin devletini Osmanlıdan koparmak oldu. Teoder Herz bu amaçla bir çok defa İstanbula geldi ve sonunda dönemin padişahı Sultan Abdulhamid le görüşmeyi başardı. Herz in teklifi inanılmazdı. Osmanlı İmparatorluğunun bütün borçlarının ödenmesi karşılığında Filistin den toprak talep ediyordu. Sultan Abdulhamid den aldığı cevap ise şöyleydi. ‘Bu yerler bana ait değil milletime aittir. Bu yerlerin her karış toprağı için şehit verilmiştir. Ben canlı vücud üzerinde paylaştırma yapamam. Filistin’e ancak cesetlerimiz üzerinden girilebilir. Böyle bir teklifi yapan adam, bir adım daha atmasın ve memleketi derhal terketsin.’ Tabi bu dönemde Osmanlı devletinde yönetimde etkili olan ittihat ve terakki iş başında idi. Ülke adeta Siyonist mason locarınca işgal edilmişti. İttihat ve terakki içerisinde bu mason localarına üye olmayanlar ötekileştirilip dışlanan bir durumdan söz ediyoruz ve hatta bir çok yöneticinin görev yerlerinin bu mason localarında belirlendiği bilinmektedir. Sultandan alınan bu cevap üzerine geriye yapılacak tek bir şey kaldı oda Osmanlı Devletini parçalamak. Bunun içinde Arap milliyetçiliğini körüklediler. Tabiî ki İngilizlerde Yahudilere Filistin toprakları üzerinde bir Yahudi devleti kurmak için söz verdiler. Bu dönemde başlayan arap milliyetçiliğine destek veren Şerif Hüseyin Osmanlıya Filistin cephesinde ihanet ederek bu cephede Osmanlının yenilmesine sebep oldu.
T.C. DEVLETİ YAHUDİLERİ DÜNYANIN BAŞINA MUSALLAT KILAN OLUŞUMA VERDİĞİ DESTEĞİ VE DİN KARDEŞLERİNE YAPTIĞI İHANETİ TELAFİ EDECEK SİYASET İZLEMELİDİR Parçalanan bu topraklara özellikle Avrupadan Hitler baskısıyla kaçan Yahudiler Filistin topraklarına yerleştirildiler. Adeta gemiler dolusu insan bu topraklara getirildi. Daha sonra yeni yerleşim yerlerinin açılmasıyla birlikte işgal de başlamış oldu. Ve sinsi uğraşlar sonunda 1948 yılında İsrail devleti kuruldu. Önce ABD tanıdı. İkinci tanıyan, İsmet İnönü yönetimindeki Türkiyedir. Türkiye nin bu hareketinden dolayı bir çok Arap devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımamamıştır. İşte Yahudi Siyonist İsrail devletinin kısaca kuruluş serüveni. Ve son olarak Filistin devletinin bulunduğu toprakların üst kısmı Filistinlilere aittir. Yani Filsitin müslümanı dünyanın en geniş açık hava hapishanesinde yaşam sürüyor.Toprağın altı İsrail devletinindir. Yüce Allaha inandığımız gibi hiç tereddütsüz kanaati tertemiz Müslüman Filsitin halkı kendi topraklarına eninde sonunda yeniden sahip olacak Yahudi de geldiği Atlantik ötesine kaçacak. Dünyanın başka köşelerinde kendisine vatan arayacaktır SON SÖZ:Hatanın yanlışın kazası olmaz diye bir darb ı mesel var. Evet tarihi, affedilmeyecek hata işlenmiştir muharref Tevratın ideallerine hizmet edecek zülüm ve cinayet devletine destek verilmiştir, Müslüman halka danışılmadan, halka rağmen verilen bu destekle bu gün devletimiz dahil tüm Müslümanlara meydan okumaya devam etmektedir. Milletimiz, her ne suretle olursa olsun bu yüz karası hareketi ve getirdiği başta kendisi olmak üzere insanlığa düşman olan bu oluşuma karşı gardını almalı ve Sn Başbakanımızın one minute duruşu ile sergilediği onurlu duruş ve siyaset Kudus, Müslümanların yönetimine geçinceye kadar tavizsiz sürdürülmelidir. Velev ki asırlar sürsün..Katil Yahudi Kudüs ve biladı terk edip defolana kadar hep yazacağız, konuşacağız, gündem sadece Filistin kalacak.Kutsi davayı Müslümanlar hep beraber kazanacağız inşallah. Allah mazlum Filistin’in yardımcısı olsun. AMİN

Yazarın Diğer Yazıları