Mayısın ilk günleri. Havalar ısındı. Gökyüzü mavi beyaz bir görünüm aldı. Sanırım yağmurlar kesildi. Bu yaklaşmakta olan kavurucu yazın habercisi. Karpuzlar sergilere çıkalı epey zaman oldu ama henüz iştahlı alıcıları oluşmadı. Bir ikindi serinliği. Karpuz ve peynir. Şükür edeceğimiz sınırsız sebepten biri.
27 Mayıs caddesindeyim. Bir kaç işim var, yürüyorum. Bir anda 50 yaşlarında biriyle göz göze geliyorum. Bakışlarında benden bir şeyler isteyeceğini hissediyorum ama bakışlarımı kaçıramıyorum ondan. Ve yaklaşıyor. Bana elini uzatıyor. Elim ona yaklaşmak istemiyor .Israrla uzatıyor elini, tutuyorum.Bakışları beni büyülemiş gibi:
-Acıktım bir dürüm parası.
Kaçamıyorum. Söyledikleri inandırıcı gelmiyor bana. Caddenin üzerinde el ele yürüyoruz. Bakışlarımız caddenin üst kısımlarında bir yerlerde buluşmuş. Kurtulmak istiyorum. O konuşmalarını daha da hızlandırıyor. El ele yürümeye devam ediyoruz.Ben san ki anlattıklarının hiç birini duymuyorum. Başkalarına anlatıyor. Elinin gevşediğini hissediyorum. Ben umudumu kaybetmek üzereyken o kaybediyor. Yaşlı ve sakallı bir yüz elimi öpüyor. İrkiliyorum. Uzaklaşıyorum oradan. Arkama bakmadan yürüyorum. İçimde bir burkulma. Yanlış olan hangisi? Adımlarımı sıklaştırdıkça dudağının elimde ki tesiri de artıyor. Pişmanlığa yaklaşıyorum. İç konuşmalar, iç sorgulamalar başlıyor yüreğimde.
-Bir dürüm parası verseydin ne olurdu. O insan bir dürüm için elini öpecek kadar gönlünü yerlere serdi. Bu inadın niye? 2,3 lira vermeyerek kara mı geçtin?
Adımlarım hızlanıyor, yanımdan geçen kimseyi görmüyorum. Gideceğim yeri de unutmuşum. Bu nasıl bir histir anlam veremiyorum. Bakışlarını gördüğüm anda ona karşı gardımı almıştım. İlk defa karşılaşmıyorum böyle hallerle. Yine de yenik düşüyorum bakışlarına. Maddi anlamda olmasa da duygusal anlamda bir yara açıp gidiyor yanımdan.
27 Mayıs caddesinden uzaklaşıyorum. Bulutlar gökyüzünde daha da seyrekleşiyor. Mavinin tonları daha bir netleşiyor. Ilık bir rüzgar dokunuyor çehreme. Gök rengi iki güvercin süzülüyor, Erciyes’in karlarına doğru. Ben kalabalığın arasında kayboluyorum…
saygıdeğer Fevzi hocam çok güzel bir konuya değinmişiniz, tebrik ederim.
A.A.A10 Mayıs 2013 10:53
sizden hikaye tarzı değil de güncel ekonomik, siyasi, vizyon yaratacak görüşler bekliyoruz.
ahmet türkmen06 Mayıs 2013 17:25
güzel tavir etmişsiniz düştüğümüz o zor durumu. bende verirsem fırsatçılar çoğalı tembeller artar bizi kullanıyorlar psikolojisi vermezsem birni geri çevirmenin hüznü bir ihtiyaç sahinin derdine derman olmamanın mutsuzluğu kaplar içimi. keriz veya cimri olmak ikisinide sindiremem içime
Yukarıdaki arama formları aracılığı ile Kayseri Gündem arşivinde kelime, içerik, konu araması yapabilir veya gün-ay-yıl formatında tarih girerek tarihe göre haberleri listeleyebilirsiniz.
Çerez Bildirimi
Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.