Hakan TOPUZOĞLU

Ekonomik Kuşatma: Bağımsızlık mı, Dijital Tutsaklık mı?

Hakan TOPUZOĞLU

Her yeni kriz, yeni bir sistemin altyapısını oluşturur. Dünya bir ekonomik buhrana doğru sürüklenirken, bazı güçler bu kaosu fırsata çeviriyor. Geleneksel paranın yerini dijital sistemlerin aldığı bir düzene doğru itiliyoruz. Ama sorulması gereken soru şu: Bu sistem özgürlük mü getiriyor, yoksa yeni bir tutsaklık mı?

Küresel merkez bankalarının dijital para projeleri hızla yayılıyor. “Kolay ödeme” söylemiyle sunulan bu sistemlerin arka planında, bireysel özgürlüğü ve mahremiyeti sıfıra indiren yapılar inşa ediliyor. Her alışverişiniz, her hareketiniz kayıt altına alınıyor. Dijital para sadece cüzdanı değil, kimliği ve tercihi de kontrol altına alma aracına dönüşüyor.

Türkiye İçin Yol Ayrımı: Üreten Ülke mi, Tüketen Toplum mu?

Ekonomik bağımsızlık sadece ithalat-ihracat dengesiyle sağlanmaz. Asıl mesele, kritik alanlarda dışa bağımlı olmamak ve yerli üretimi stratejik hale getirmektir. Tarımda, enerjide, teknolojide dışarıya bağımlı kalan bir millet, özgürlüğünü başka başkentlere teslim eder.

Bugün marketteki fiyatlar yalnızca arz-talep dengesiyle değil, dış ekonomik müdahaleler ve dijital manipülasyonlarla belirleniyor. Kripto paraların ani iniş çıkışları, sosyal medya üzerinden yönlendirilen piyasa algıları, finansal kaosları doğuruyor. Ve bu kaosun merkezinde, halk değil, küresel sermaye var.

Tohumdan Cüzdana: Bağımsızlık Yeniden Tanımlanmalı

Bağımsızlık artık sadece bayrakla, sınırla değil; veriyle, teknolojiyle ve ekonomik iradeyle ölçülüyor. Bugün bir millet kendi tohumuna, kendi elektriğine, kendi yazılımına sahip değilse; aslında başka ellerin yönettiği bir sistemin içinde yalnızca “yaşıyormuş gibi” yapıyordur.

Bu yüzden çocuklarımıza sadece tasarruf etmeyi değil, üretmeyi ve millî kalkınmayı öğretmeliyiz. Bir nesli kurtarmak, onların eline sadece diploma değil; sorumluluk, üretim ahlâkı ve inanç dolu bir bilinç vermekten geçer.


Dijital bir zincir altın gibi parlayabilir.
Ama zincir, zincirdir.
İzlemeye devam et…
ama bu kez bağımsızlık gözlüğüyle.

Yazarın Diğer Yazıları