1 Ekim tarihinde Netenyahu’nun suç ortağı ve Siyonizm’in kölesi ABD Başkanı Donald Trump, barış anlaşması planı kapsamında İsrail'in Gazze'deki askerlerini belirlenen bir hatta çekmeyi kabul ettiğini duyurdu. Trump, Hamas’ın müzakereleri kabul etmesi durumunda İsrail’in Gazze’ye saldırmayacağını söyledi. Bunu söylerken de kendinden o kadar emin konuşuyordu ki sanırsınız Trump, Siyonizm’in kölesi değil efendisi. Hamas müzakereleri kabul ettiği halde Netenyahu, kimin efendi olduğunu gösterdi ve haince Gazze’ye 4 Ekim gecesi saldırdı. Huylu huyundan vazgeçmez.
Hamas, Tabi ki de İsrail’le barış yapılamayacağını, yapılsa bile antlaşmalara uymayacağını biliyor. Fakat İsrail dünyanın dört bir yanında kötüye giden imajını düzeltmek için milyonlarca dolar harcayarak sosyal medyada antlaştığı ajanslar aracılığıyla imajını düzeltmeye çalışıyor. Hamas müzakereleri kabul ederek hem barıştan yana olduğunu hem de İsrail’in düzeltmeye çalıştığı imajın doğru olmadığını bütün dünyaya gösterdi. İsrail’de müzakere sürecinde Gazze’ye saldırarak ortadan kaldırılması gereken bir terör şebekesi olduğunu kanıtladı.
İsrail, bütün dünyaya şunları defalarca kanıtladı:
İsrail, işine gelmediğinde, yaptığı barış antlaşmalarına hiçbir zaman uymaz.
İsrail, meşruiyetini kaybettiği ve parmağında oynattığı halde Birleşmiş Milletlerin aldığı kararlara uymamaktadır. Birleşmiş Milletlerin meşruiyetini kaybetmesinde Amerika ve İsrail’in hukuksuzluğu baş rol oynamaktadır.
İsrail savaş hukukuna da hiçbir zaman uymamıştır. Bütün dinlerde ve devletlerde geçerli olan savaş hukukuna göre kadınlara, çocuklara, yaşlılara , eli silah tutmayanlara, teslim olanlara dokunulmaz. Ancak terör devleti İsrail tam tersine askerlere çok fazla gücü yetmediğinden en çok kadın, çocuk ve yaşlı insanları katletmiştir.
İsrail terör şebekesi kaldırılmadan insanlık daha kötüye gidecek, daha fazla masum insan katledilecektir.
İsrail terör şebekesi kaldırılmadan bölgede istikrar olması, barış ve huzur olması mümkün değildir. Çünkü bu terör devleti varlığının devam etmesini, Türkiye dahil etrafındaki ülkelerin istikrarsızlaştırmaya, güçsüzleştirmeye bağlıyor. İsrail’in çevresindeki ülkelere bakın, bunu görürsünüz.
İsrail hiçbir insana, hiçbir devlete, hiçbir topluma ve hiçbir şeye saygısı olmadığını, hiçbir kutsalı olmadığını defalarca kanıtlamıştır. Bu zihniyetteki bir devletin kendi ideolojisini ve çıkarını sürdürmek için yapmayacağı katliam, soykırım, suikast, darbe bulunmamaktadır. Bu yüzden sadece etrafındaki komşuları değil bütün dünyadaki köleleştiremediği devletler için tehlike oluşturmaktadır.
28 şubat dönemindeki gibi kendisini İsrail’e satan, Siyonistlerin aklından bile geçirdiklerini emir telakki eden satılmış general ve yöneticiler ya da bugünkü CHP zihniyeti geri gelmediği müddetçe bize düşmanlık yapacak, elbet bir gün bize saldıracaktır. Gerçi Türkiye de ajanları, gazetecileri ve bazı Chp’lilerin ve müttefiklerinin eliyle bize saldırmaya devam etmektedir. Fakat bizim elimizde armut toplamıyor tabi. Son dönemde yüzlerce İsrail ajanı yakalandı ve tutuklandı.
İsrail, bütün dünyaya kendisinin yok edilmediği müddetçe fitne çıkarmaya, soykırım yapmaya devam edeceğini kanıtladı.
İsrail, hiçbir yalanı söylemekten çekinmez. Manipülatif haberler yayarak her zaman hukuksuzluğunu örtbas eder.
Dünyada finans ağını kontrol ederek birçok ülkenin yöneticilerini kendine boyun eğdirmektedir. Bu da halk ile yöneticiler arasında uçuruma sebep olmaktadır. Siyonistlerin baskısı sonucu Avrupa da İsrail’i protesto eden göstericiler tutuklanmakta ve hapis cezası almaktadır. Tıpkı bizdeki 28 şubat sürecinde olduğu gibi.
Siyonistler, faiz ve finans sistemini büyük ölçüde elinde bulundurarak insanların daha fazla fakirleşmesine sebep olmaktadır.
Mısır’da, Lübnan’da, Fas’ta, Irakta, Suudi Arabistan’da yöneticileri boyunduruk altına alarak bölgeyi istikrarsızlaştırmaktadır.
Fetö, pkk gibi terör örgütlerine silah, para ve her türlü desteğini vererek fitne ateşini söndürmemektedir.
Anlayacağınız İsrail yıkılmalıdır ve YIKILACAKTIR. Dünyanın vicdanı olan, Gazze’deki ablukayı kırmak isteyen, insani yardım gemileri olan Sumud Flosu aktivistleri İstanbul’a indikten sonra verdikleri röportajlarda şunları söylüyorlar: En önemli gördüğümüz şey, İsrail kağıttan bir kaplan olduğuydu. Çok korkaklar. Bize ters kelepçe takıp yere yatırdıkları halde İsrail savunma bakanı önce korumaların arkasına saklanıp bir şeyler söyledi ve sonra da hepimize teröristsiniz dedi. Bizde esir tutulduğumuz halde bile asıl terörist sensin, sen çocuk katilisin diye yüzlerine haykırdık ve FREE PALESTİNE (Özgür Filistin) diye slogan attık. Üç gün bizi aç susuz bıraktılar ancak onlara boyun eğmedik. İstedikleri hiçbir kağıdı imzalamadık. Allah korkuyu kalbimizden söküp aldı. Bizim cesaretimiz karşısında şaşkındılar. Bizim moralimiz gayet yüksekti ve buna da şaşırıyorlardı. Allah ülkemize, devletimize zeval vermesin. Kritik sınıra gelinciye kadar sihalar, akıncılar tepemizde dolandı. Arızalanan gemilerimizi Türk gemileri tamir etti.
Filodaki aktivistlerden Muhammet Emin Yıldırım Gazze’ye Mehmetçik göndermediği için Tayyip Erdoğan’a beddualar sallıyor ve önündeki kalabalığa şöyle dua etmelerini istiyor: ‘’Allah’ım başımıza kene gibi musallat olmuş tek dertleri kendi menfaatleri olan yöneticilerimizden bizi kurtar.’’ Bunun gibi bir sürü beddua eden adam Tayyip Erdoğan’ın ağırlığını koymasıyla İsrail’in elinden kurtuldu ve Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği uçakla Türkiye’ye geldi.
Ellerine devlet yönetimi geçse, ülkeyi bir günde batıracak bu beyinsizlerle ilgili bende şöyle dua ediyorum: ‘’ İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir; onunla dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim velîmizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin. ‘’ Araf 155.
Sonuç olarak İSRAİL YIKILACAK. Yakın bir zamanda.