
Hazreti Meryem Ana Camii ve Kütüphanesi
Kasım OKUT
Geçen yıl Kayseri Gündem gazetemizde Kiçikapı’daki Hz. Meryem Ana Kilisesi’nin mutlaka Hz. Meryem Ana Camii olarak restorasyonunun yapılmasını Büyükşehir Belediyemizden istemiştim. Çünkü en doğru olan budur. Bu cami de Kayseri’deki Müslüman hanımlara mahsus kılınmalı ve Kayserili hanım bacıların hizmetine sunulmalı demiştim. Çünkü bir mabede gösterilecek en büyük saygı ve ihtimam onun amacına uygun olarak kullanılmasıdır.
Nitekim Batı dünyası aynen böyle düşündüğü için kilise kurumları tarafından satılan birçok kilisenin dış cephelerinde değişiklik yapmamak şartıyla camilere çevrilmesine izin veriliyor. Bizzat müşahade ettiğim nice kiliseleri bizim insanımız camilere çevirmişlerdir. Tarih boyunca İslam’a ve Kur’an’a sonsuz hizmetler sunmuş, Haçlı ordularına karşı asırlarca göğüs germiş, milyonlarca şehit vermiş bir ecdadın torunları olarak; Hıristiyan bir ülkede yaşarken inancını, İslami kültürünü yaşatmak ve kaybetmemek üzere gece gündüz çalışarak hatta ekmek parasını dahi harcayarak camiler inşa eden insanımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Bin yıldan beri İslam şehri olan veliler diyarı Makarr-ı Ulema, İslam’ın kalesi, ilim ve ticaret merkezi Kayserimizde metruk halde bulunan bir Ermeni Kilisesi’nin camiye çevrilmesinden neden ve kimden çekinildiğini anlayamıyorum.
Dünya Ermenilerinin de bu durumdan memnun olacaklarını umuyorum. Biz Müslümanlar Hz. Meryem Anayı Hıristiyan âleminden daha çok severiz. Daha çok ihtimam gösteririz. Cenabı Hak nasıl ki Hz. Adem ile Hz. Havva’yı anasız ve babasız yarattıysa, Hz. İsa’yı da sonsuz kudreti ve azametiyle babasız yaratmıştır. Ayeti kerime ve hadisi şeriflerle sabit olan bu hakikat tüm dünya Müslümanlarınca itirazsız kabul edilmiştir. Halbuki Hıristiyanların bir kısmı Hz. Meryem hakkında asla kabul edemeyeceğimiz ithamlarda bulunurlar. Cenabı Hak insanlık alemi içerisinde bir peygamber annesi olan Hz. Meryem’i daha çocuk yaşlarında iken vahiyle müşerref kılmıştır. Hz. Meryem peygamberler tarihinde en üstün, en mümtaz ve kıymetli hanımlardan biridir. Hz. Hacer (Hz İsmail’in annesi), Hz. Asiye (Hz. Musa’nın annesi), Hz. Amine (peygamberimizin annesi ), Hz. Hatice (peygamberimizin eşi), Hz. Fatıma (Peygamberimizin kızı, Hz. Hüseyin ile Hz. Hasan’ın annesi) örnek seçkin ve Allah’ın övgüsüne layık olan mübarek annelerdir. Şu halde Kiçikapı’da bulunan ve Büyükşehir Belediyesi tarafından tamiri yapılan Hz. Meryem Ana Kilisesi, “Hz. Meryem Ana Cami Ve Kütüphanesi” olarak inşa edilmeli ve özellikle Kayseri’deki Müslüman kadınların hizmetine sunulmalıdır.
Şu anda Kayserimize hizmet yarışında sonsuz gayretle çalışan ve kendisinden öncekileri aratmayan Başkan Mustafa Çelik’in Din Dersi İle Ahlak Bilgisi Öğretmeni olarak arz ettiğim bu tarihi ve milli hizmeti değerlendireceğine ve önemseyeceğine güveniyorum. Bu vesile ile Kayseri Büyükşehir Belediyemiz ve merkez ilçe belediyelerimiz Kayserimizi bir şantiye şehri haline getirdiler. Bunu, insafı ve vicdanı olan herkes kabul etmek zorundadır. Benim Allah’tan başka hiçbir varlığın önünde eğilmediğimi ve eğilmeyeceğimi dost-düşman herkes bilir. Sevgili başkanlar başarı, ekip çalışmasıyla olur. Hizmet ekibinizi çalışkan ve dürüst kişilerden seçin, halkla diyalog kuramayan, aşkla ve şevkle çalışmayan daire müdürlerini değiştirin. Ben meclis üyeliğim dönemimde( 1995- 1999) dört ayrı valiyle çalıştım. Aynı gerçekleri valililere de sık sık duyuruyordum. Onun için de bazı şube müdürleri bazı belediye başkanları beni istemiyorlardı. Hantal tabiatlı çıkarını ve etrafını düşünen, işleri savsaklayan, riyakar, tembel, kaba saba olan bir yetkili, diploması ne olursa olsun bir değer ifade edemez. İdari makamlarda olan artık hizmetleriyle, gayretleriyle temayüz etmek zorundadır. İyi olmak, beyefendi olmak, yakışıklı olmak yetmiyor.
Batı ülkelerinin ilerlemesinin en önemli sırlarından birisi liyakat esasını olmazsa olmaz kabul etmeleridir. Gerçek batı toplumu koyun sürüsüne benzer. Devlete ve tüm yöneticilerine mutlak manada güvenmişlerdir. Çünkü devlet layık olmayan birini asla idari makama getirmez. İşte burada iltimas ve rüşvet yoluyla makam sahibi olmak hemen yok gibidir. Avrupa’yı ayakta tutan tek ölçü budur. İnşallah devletimizin bekası, milletimizin selamet ve saadeti için gerekli olan ehliyet ve liyakatı milletçe benimseyeceğiz. Devletçe icra edeceğiz. Hiç şüphesiz Allah (cc) kendi sevdiklerini seven kullarını sever.