Mehmet AYMAN

İmam hatip nesline…

Mehmet AYMAN

 Bir gençlik rüzgârıydı ruhumuzda esen. 

Deli taylar dolaşıyordu damarlarımızda çılgın mı çılgın.
Dur durak bilmeyeceklerdi; bir “Ha!” desek şahlanacaklardı.
Yaşımızın gereği…
Dünyayı değiştiriverecektik neredeyse!
Kolay mı kolaydı bu, bizim hesabımızda. 
Okuyorduk durmadan, 
Yemek gibi, içmek gibi, uyku gibi ihtiyaçlarımız arasındaydı okumak.              Başucumuzda el kitapları; Necip Fazıl, Sezai Karakoç…
Hakikat içimizde kalan tek arzu, hayalse elimize geçen vuslattı. 
Hayallerimiz ötelere dairdi, tâ ötelere.
Siyah beyaz uykulara yatıyorduk gece yarıları.
Renkli dünyalara uyanmak istiyorduk. 
“Olmaz!” diye düşünüp, olmazı öğütleyenlere inat. 
“Olur” diyorduk “daha insanca daha Müslümanca yaşanacak bir dünya, 
bir hayat olur” diyorduk,
Olur, ama siz çalışırsanız olur. 
Sık sık hatırlıyor ve hatırlatıyorduk ötekilere.
“Bir millet kendi halini değiştirmedikçe, Allah onların halini değiştirmez.” (Rad 11) Emr-i ilahisini.
Çünkü biz iman etmiştik böyle olacağına. 
Tıpkı emrin sahibine iman ettiğimiz gibi. 
Derken içimizdeki deli taylar şahlandı, durmadan aşkla, iştiyakla.
Savrulduk yurdun dört bir yanına, dörtnala. 
İçimizdeki deli taylarla, 
Nice yüzü güneş yanığı, 
Yüreği Anadolu olan masum çocuklara doğru. 
Biz öğretmen olmuştuk…
Yüreğimizde bir kutlu sevda ve yakıp kavuran bir aşkla, 
Durmadan, yorulmadan çalıştık.
Ardımızda gülücükler saçan ve bizlere hayır duaları eden 
Bir Anadolu bıraktık, 
Ve gün geldi: 
Damarlarımızdaki deli kan duruldu. 
Sükûnete erdi hayallerimiz. 
Deli taylar yoruldu. 
Aklımız, fikrimiz, “olmazlara inatla çarpan kalbimiz” yavaşladı. 
Ama yüreğimizde hala çiçek açan sevgiler! 
Anadolu toprağına merhamet tohumları ekecek sevdalar var. 
Yeşerecek, büyüyecek, meyveye duracak sevda ağaçları….
Kış güneşlerine muhtaç; üşümüş yürekleri ısıtacak.
Şimdi sıra sizde;
Anadolu sizleri bekliyor, 
Yani siz yeni öğretmenleri.
Kutlu “İmam Hatip Neslini”
Kendilerini, susuz, çorak  topraklardan kurtaracak olanları….
Gidin!
Allah demeyi bilmeyen dillerine “Allah” demeyi öğretin, 
“La ilahe illallah”…
İnsanlığın efendisinin kutlu hayatını ve mesajını öğretin, 
“Muhammedu’n-Resulullah.”
Duyurun duymayanlara, 
Yoksa bu vebalden kurtulamazsınız.
Onlar size muhtaç, 
Anadolu size muhtaç, insanlık size muhtaç…
Çağdaş putçuların, medeniyet, çağdaşlık çığırtkanlarının 
Hepsine inat, dağılın Anadolu’ya…
Ben, bunca yıl sonra; “Sol ellerinin yumruklarını sıkıp havaya kaldıranlara inat” 
Devrim diye yakıp yıkanlara, yağmalayanlara inat…
Yüreğinizi koyun ortaya, merhamet götürün Anadolu topraklarına” diyorum. Çünkü Anadolu size muhtaçtır…
Merhamet dolu yüreklerinize muhtaç…
Yorumlar 2
Mehmet Ayman 09 Kasım 2016 20:17

Teşekkür ederim.

Ertuğrul TUNCER 14 Mayıs 2016 11:48

Çok güzel olmuş hocam maşAllah

Yazarın Diğer Yazıları