Mehmet AYMAN

KEMİYYET-KEYFİYYET MESELESİ

Mehmet AYMAN

 “Keyfiyete nisbeten kemiyetin, ehemmiyeti yoktur” Her iki sözcük de Arapçadan dilimize geçmiştir. Kemiyet, “miktar, sayı, nicelik” demektir

Yani Arapçada “Kem?/Kaç, nice?” sorularının cevabı “kemiyyet” i belirtir.

Örneğin: Elinde sepetle pazara yumurta satmaya giden bir adama;

-Sepetinde kaç yumurta var? diye sorduğumuzda aldığımız cevap “kemiyyet”i belirtir.

Kemiyet sözcüğünün Türkçedeki karşılığı Niceliktir.

Keyfiyet ise, “kalite, nitelik” manasına gelir Arapçada “Keyfe?/nasıl?” sözcüğünün cevabı ise “Keyfiyeti” bildirir. Keyfe Hâluke/Halin nasıl? Nasılsın? Cümlesinde olduğu gibi kullanılır.

Yine Elinde sepetle pazara yumurta satmaya giden bir adama;

-Yumurtaların nasıl? (Taze mi? Anlamında) diye sorduğumuzda aldığımız cevap keyfiyyeti bildirir. Yaptığımız bir işin sonucunda elde etmeyi umduğumuz şeye göre keyfiyyet veya kemiyyet önem kazanır. Amacımız bir çukuru doldurmak ise taşa ihtiyaç duyarız ve burada kemiyyet önemlidir. Yani elimizdeki taş miktarının fazlalığı önemlidir. Elimizdeki paraya en ucuzundan çok miktarda taş alırız. Yok eğer amacımız Sarraf vitrini doldurmak ise bu sefer taş değil de, kıymeti taşa nispetle çok daha fazla olan altın mücevheratını alırız. Çünkü bir altın parçasındaki cevheri binlerce taşta bulamayız.

İnsanın haysiyet ve onurunun derecesi para miktarının fazlalığı ile ölçülmez. Paranız çok olabilir. Bu sizi zengin bir insan yapar ama iyi bir insan yapmaz. Çünkü insanlığın derecesi para miktarıyla az veya çokluğu ile alakalı değildir. Mal, mülk şöhret parayla elde edilebilir ama “Cenâb-ı Hakk’ın rızası da ihlâs ve samimiyet ile kazanılır Ne kadar çok iş yaptığınız veya bunun sonucunda ne kadar çok başarı veya servet elde ettiğinizin fazlaca önemi yoktur. Soyunuzun, sopunuzun, makam ve mevkiinizin, aşiretinizin kaç kişiden oluşuğunun da ehemmiyeti yoktur. Sadece ihlas ve samimiyetiniz önemlidir.

Bir tek çiçekteki hayat şerefini, güzelliği, letafeti milyarlarca taşta bulamayız Aynı şekilde, bir böcekteki hayat, bütün bitkiler âlemini fazlasıyla tartar

Cephede komutanını kaybetmiş binlerce asker dağılıp, helak olup gider. Tıpkı imamesini kaybeden teşbih tanelerinin dağılıp gittiği gibi. Gerçek bu iken bir mi ‘minin durumu dünyalar dolusu müşrikle yahut ateistle nasıl kıyas edilebilir?

Yahut bir âlimin kıymeti binlerce cahilin kıymetiyle tartılabilir mi? Elbette ki hayır. Çünkü İlim de bir keyfiyettir; bir âlimi milyonlarca cahille mukayese edemeyiz

Söz keyfiyetindir, o tek âlimin dediği olur Milyonlarca cahilin dediği değil Yeryüzünde bir tek ümmeti olan, yahut hiç ümmeti bulunmayan peygamberlerin yaşadığı dönemler de olmuş O dönemlerde de yine bu Kâinat’ın Malik’i, o bir yahut iki sevgili kulundaki keyfiyetin hürmetine, nice kemiyetlere hayat hakkı tanımış, dünyayı başlarına yıkmamış İşte bütün bu sepeplerledir ki bir Müslüman için yaptığı her işi ne dünyevî ikbâl için, ne de uhrevî saadet için değil, sadece ve sadece Allah’ın rızası için yapmak esastır Bu niyetle insanların yardımına koştuğumuz halde ancak birkaç tanesine söz anlatabilsek ve onun hidayetine vesile olabilsek, işte o zaman, “Cenâb-ı Hakk’ın rızasını kazanmış oluruz."

Yazarın Diğer Yazıları