Mehtap Karakaya YÖRÜK

Edebiyat terapisi

Mehtap Karakaya YÖRÜK

Geçtiğimiz günlerde ulusal bir ajansımıza verdiğim demeçte depresyondan kurtulmak için antidepresan kullanımı yerine edebi eserleri okumayı tavsiye ettim. Zira antidepresanların ne kadar zararlı olduğunu çevremdeki bazı kişilerden biliyorum. Sigarayı bırakmak için Sağlık Bakanlığı’nca önerilen bir ilacın da antidepresan olduğunu ve birçok yan etkiye yol açtığını öğrenince çok şaşırmıştım.
Yaptığım araştırmalarda son 5 yılda psikiyatrik ilaç kullanım oranının ülkemizde yüzde 56 oranında arttığını, 2015 verilerine göre 9 milyona yakın insanımızın antidepresan kullandığını, kadınların erkeklere göre 2 kat fazla ilaç aldıklarını üzülerek öğrendim. Tabii buna karşılık kitap satışları artıyor görünse de okuma oranlarının çok düştüğü ortada. Maalesef okuma oranlarımızın azalmasına ters orantılı olarak psikolojik birçok rahatsızlığımız da artıyor. Zira beyin muazzam bir organdır. Boş bırakmamak, doyurmak her zaman ruhumuzun lehine olacaktır.
            Edebiyatçı ve klinik psikolog olduğum için uzmanı olduğum bu iki bilimi bağdaştırarak, kendisine sürekli antidepresan dayatılan insanlarımıza “Lütfen o hapları çöpe atın ve bir şiir kitabı alın elinize. Sonra yazın, sonra hikayeye, romana ‘merhaba’ deyin, ardından akademik ya da o tatta bilgilendirici bir şeyler okuyun. İlla inzivaya çekilip bir yerlere kapanmak istiyorsanız lütfen odalara değil kütüphanelere kapanın. Zira bu ruh sağlığınızı olumlu yönde etkileyecek.” tavsiyesinde bulunuyorum.
Adını ‘edebiyat terapisi’ koymayı düşündüğüm ve uzun süredir üzerinde yoğunlaştığım bir çalışmam var. Freud’un edebiyatı bir sığınak ve iyileştirme aracı olarak görmesi bana ilham verdi. Bu konuda birçok yazı kaleme alınmış, birkaç araştırma yapılmış ancak ‘işte budur’ diyebileceğim doyurucu bir çalışma bulamadım. Çünkü yeterli bir çalışmanın yapılması için edebiyatı ve psikolojiyi hem ana hem de ara hatlarıyla iyi bilmek gerekir. Freud’un edebiyatı sığınak ve iyileştirme aracı olarak görmesi bugün için bir kılavuz olsa da tek neden görülmemeli. Zira ‘edebiyat iyileştiriyor’ der altına birkaç alıntı, eskilerden bir iki örnek ile bırakırsak ‘iyileştireceğim’ derken sakat da bırakabilirsiniz. İşte burada edebiyatı hem akademik hem de yazınsal açıdan çok iyi bilmek gerekir.
Gözlemlerim ve tecrübelerime dayanarak edebiyatın ruha dokunan hatta ruhun kendisi olan bir yanı olduğunu defalarca saptadım. Bu çalışmalara dayanarak kitap özellikle de şiir, hikaye, roman gibi edebi eserlerin okunmasının ruha çok iyi geldiğini söyleyebilirim.
Öğrenmek, yaşam boyu öğrenmek… Hem ilk inen ayette “Oku.” denilmiyor mu?
 

Yorumlar 1
serap 19 Şubat 2017 00:14

Harikasınız size katılıyorum. Başarınızı devamını dilerim

Yazarın Diğer Yazıları