Mehtap Karakaya YÖRÜK

'İnsanca pek insanca'

Mehtap Karakaya YÖRÜK

  

Friedrich Nietzsche, ‘müziksiz bir hayat düşünülemez’ der. Müziğin ruh gıdası olduğunu ifade eden görüşte de bu bakış açısına rastlıyoruz. Atalar, filozoflar... Müzik dendi mi ruh derler hep. Müziğin tarihçesi de cabası. İnsan varoluşu ile akran bir tür diyebiliriz çekinmeden.

 

İnsan ruhunun sırlarını açığa çıkarması müziği bambaşka bir noktaya taşıyor.

 

Nasıl ve nereden bakmak? Başucu meselemizle dokunalım öze:

 

Müzikte bir dolu tür, bu türlerin temsilcileri ve bu temsilcilerin müptelaları... Bizim anahtarımız türlerin tarihçesi, akademik kısmı değil, müptelaları yani İNSAN! (Temsilciler de bir müpteladır.)

Arabesk, pop, rap, klasik, jaz, metal, rock, türkü vs.

İsyan, aşk, heyecan, sevgi, kin, öfke, acı, mutluluk, haz vs.

İnsan; duygular ve akıl sentezi bir müzik.

Müzik; aklın veya duygunun ürünü, insanın ta kendisi.

Bu bağlamda insanın en fazla dinlediği tür en yoğun yaşadığı duygunun kanıtıdır. Hayatına/ruhuna yön veren baskın duygunun ne olduğunun sırrıdır da diyebiliriz.

Bu yüzden etrafımızdakilerin müzik zevkine "Iyy iğrenç!" demeden evvel birkaç kez düşünmek gerek. Kim bilir, belki bir hayata, belki bir ruha ilaç oluverirsiniz.

 

Ergenlik çağında dinlenen metal müziklerin yetişmekte olan bir bireyin düzene, ailesine, topluma karşı bir isyan olduğunu görmek, yargılamadan, aşağılamadan yaklaşarak anlamak/anlamaya çalışmak,

Arabesk dinleyen birilerine "kıro" gözüyle bakmadan evvel acısını paylaşmak,

Pop müziğe "dangır, dungur" demeden evvel dinleyicisinin kararsızlığı, boşluğu ya da boşvermişliğini yahut ruhunda eksik kalan hissi açığa çıkarmak,

Türkü dinleyenin toprağa, memlekete, uzaklara, yavuklusuna olan hasretini paylaşmak,

Hiphop dinleyen gence "ne konuşuyor hızlı hızlı!" demek yerine isyanının, acelesinin, öfkesinin nedenini sormak;

 

Hasılı içtenlikle "İyi misiniz?" diye sormak

İNSANCA PEK İNSANCA OLACAK...

Yazarın Diğer Yazıları