
Ruhlara bir not!
Mehtap Karakaya YÖRÜK
“Psikiyatristlere, psikologlara ancak ruh hastaları gider” sözüne bir atıfta bulunmak istiyorum. Beni çok sarsan şöyle bir söz okumuştum; “Bir psikolog bana demişti ki, bize hiçbir zaman gerçek ruh hastaları gelmez, gerçek hastaların hasta ettikleri gelir.”
Aslında sadece ruhsal problemleri olanların değil her ruhun tedaviye, rehabilitasyona ihtiyacı vardır. Hele hele ruh sağlığımızın bozulmasıyla birlikte saldırganlığın, şiddetin, stresin giderek arttığı günümüzde…
Şiddeti doğuran nedenleri irdelediğimizde en önemli etkenin duyguların bastırılması olduğunu görebiliriz. Çünkü bastırılan her duygunun çıkışı şiddetli olur. Bu durumu basınç uygulanınca hızla fırlayan şişe kapağına benzetebiliriz.
Ne yazık ki günümüzde şiddetin bir güç ve kendini ispatlama göstergesi olduğuna inanan çok sayıda insan mevcut. Oysa şiddet güç değil acizliktir. Duygularını sürekli bastıranlarda saldırganlık ve şiddet eğilimi artmaktadır. Hayatın her alanında evde, trafikte, sokakta şiddet uygulayan insanlar tabiri caizse potansiyel cani ve terörist olarak aramızda serseri mayın gibi dolaşmaktadırlar.
Taciz, tecavüz ve çocuk istismarlarının giderek arttığı ülkemizde aralarında Kayseri’nin de olduğu birçok şehrimiz maalesef ‘bastırılmış duyguların kentleri’ durumundadır. Oysa ruhsal anlamda huzurlu olmayan bir kentin yüz tane AVM’si olsa neye yarar?
Şiddet sadece kaba kuvvet uygulamak değildir. Saldırganlık eğiliminin en riskli ve en korkutucu ayağı cinsel saldırganlıktır. Zira saldırganlık psikolojisi cinsel şiddeti de, intihar eğilimini de artırır.
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü vesilesiyle şehrimizin, ülkemizin ve dünyanın hiç de normal olmayan ruh sağlığının en kısa zamanda düzelmesini, barış ve huzur içinde yaşayabilmemizi diliyorum.