Murat SERİM

Bahariye Müzayedesiyle Sanatkârlardan Gazze'ye Gönül Köprüsü

Murat SERİM

Değerli dostlar, Eyüp'te Bahariye Sanat Atölyeleri Koordinatörü ve Kültür Bakanlığı sanatkârı Meryem Güney ile katı’ sanatı söyleşimize devam ediyoruz. 

İnsan ve Medeniyet Hareketi Bahariye Sanat Atölyeleri’nizdeki çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?

Tabii ki. Bahariye Sanat Atölyeleri hem geleneksel sanatlardan hem de tasavvuf musikisi eğitimlerinden oluşuyor. Kitap sanatlarımızdan hat, tezhip, minyatür ve katı’ derslerimiz var.

Her birisi oda oda. Ben söyleşiden önce gezdim, gördüm.

Aynen, böyle hücrelerimiz var. Kalabalık olunca da daha büyük salonlarımızda dersler devam ediyor. Hatta bayan hattat ve erkek hattatlarımız var. Dileyen tercihe göre bayan hattattan derslerini alabiliyorlar. Hafta sonları ve hafta arası diye derslerimiz bölündü. Musiki branşında da ney, ud, kanun, klasik kemençe, rebap ve kudüm derslerimiz var. Kültür Bakanlığına çok kıymetli hocalarımız buraya gelerek dersler veriyorlar. Oldukça katılım fazla. 200'e yakın öğrencimiz var. Sonra bu yeni katılanlar bazen dökülebiliyor ama 150'nin altına düşmedi çok şükür.

Bahariye Müzayedesiyle Sanatkârlardan Gazze'ye Gönül Köprüsü

Yani Bahariye Sanat Atölyeleri sanat çalışmalarının bu civardaki merkezi konumunda diyebilir miyiz?

Çok iddialı olmazsa olabilir çünkü Eyüp Sultan Belediyesinin de çalışmaları var ama bizimkisi sürekli devam ediyor.

O kadar öğrenci yetiştirdiniz. Çalışmalarını ilginç bulduğunuz öğrencileriniz oldu mu?

Birazcık benim tarif etmemle çok güzel kağıtlar boyayan, beni şaşırtan öğrencilerim oldu. Değişik bitkileri ve sebzeleri denemelerini öneriyorum onlara. Çiçekleri de öyle deniyorlar. Bir tane öğrencim yaşı da benimle aynıdır. Hatta benim ilk kurslardan arkadaşım çıktı. Yaşı da benimle birlikte. Barbunyayı denemiş. O kadar güzel bir renk elde etmiş ki onu tebrik etmiştim. Böyle farklı, güzel, beni şaşırtan çalışmalar oluyor. Bir de çok azimli öğrencilerim var. 

Onlar unutulmaz hocam. 

Unutulmuyor. Bekâr başladılar sonra evlendiler. Lütfen bugünlerinizin kıymetini bilin, dedim. Sonra çocukları oldu, ara verdiler. Çocukları büyüdü, tekrar geldiler. Sonra ikinci çocukları oldu, tekrar ara verdiler. Yani 9 yıldır beni bırakmayan, bitirmeye çalışan öğrencilerim var. Azimlerini tebrik ediyorum. İnşallah onlar sayesinde de devam edecek. 

Yeter ki azmetsinler diyorsunuz.

Aynen. Araştırmaya devam etsinler.

Değerli hocam, eserleriniz nerelerde sergilendi?

İlk olarak tabii ki mezun olduktan sonra bir mezuniyet sergimiz oldu Yıldız Sarayı Yıldız Şale’de. Ondan sonra İstanbul'un muhtelif müze ve galerilerinde sergilere katıldık. Şehir dışında sergilere katıldık. Ankara, Konya, Erzurum ve Zonguldak'ta sergiler oldu. Onlara katıldım. Yurt dışında Berlin’de festivale katıldım. Taşkent'te, Katar'da ve Avusturya'daki sergilere katılım sağladım. Tabii bu pandemi döneminde online yapılan sergiler vardı. Özellikle Özbekistan'da sergilere katıldım.

Hocam, sanatın ve sanatkârın sosyal sorumluluğun bilincinde birtakım projeler ve etkinlikler icra edilmektedir. Bu anlamda Bahariye Sanat Atölyeleri Başkanlığını yaptığınız ve şu anda bu söyleşiyi gerçekleştirdiğimiz Bahariye Mevlevihanesi’nde farklı sanatkârların özel eserleri satılarak, gelirinin bağış olarak verildiği, sizin de sanatınızın zekatı nispetinde katkı sağlayıp gelirinin bağış olarak verildiği sergiler ve müzayedeler burada açılmaktadır. Bu müzayede sizin ‘’Kutlu Yolculuk’’ adlı katı’ eseriniz 25.000 dolara alıcı bularak geliri Gazze’ye bağışlandı. Değerli hocam, bu sergi ve müzayedelerden biraz bahseder misiniz?

Tabii ki. Gazze saldırısı olduktan sonra duyarlı birçok sanatkâr arkadaşım, eserlerini bağışlayarak kendi çaplarında müzayedeler yaptılar, satışlar gerçekleştirdiler. Ve sosyal medyadan online müzayedeler de oldu. Biz de Bahariye Sanat Atölyeleri olarak buna kayıtsız kalamazdık. Bizim İpekyolu projemizin çalışma esnasına denk geldi Gazze’mize yapılan saldırı. Sanatçılarımız ile konuşuyorum, sohbet ediyorum, kimse elimiz kalkmıyor, yapamıyoruz, tasarım yapamıyoruz, dediler. Ben de aynı durumdaydım. Çalışmakta olduğumuz bir projemiz vardı. Ona odaklanamıyorduk. Vefa borcu olarak öncelikle böyle bir müzayede düzenlemeye karar verdim. Bununla ilgili birçok sanatkârımızı aradım. Niyetimizi söyledim. Çok sağ olsunlar hepsi çok güzel karşıladı, destek vereceklerini söylediler. Hüseyin Kutlu Hoca’m, kıymetli koleksiyoner Mehmet Çebi‘nin bağışladığı eserler ve Bekir Kantarcı’nın başta Kabe örtüsü olmak üzere Kudüs’ten hatıra parçaların, özel tasarım takıların da olduğu parçaları bağışladı. Çok kısa sürede (bir ay gibi) 90 parçaya ulaşan eserlerimiz oldu. Klasik Türk sanatlarımızdan tutun, fotoğraf sanatçılarımıza, tespih sanatçılarımıza kadar birçok konuda ressamlarımız resimleri ile destek verdiler. Böyle karma bir koleksiyon oldu elimizde. Daha sonra biz bu eserleri sergiledik. Sema salonumuzun üst kısmında bizim sergi bölümümüz var. Eserleri önce orada sergiledik. Katılımcıların eserleri görmesini istedik. Daha sonra müzayede kısmına geçtik. 

Bahariye Müzayedesiyle Sanatkârlardan Gazze'ye Gönül Köprüsü

Bu müzayedelere kendi özel eserleri ile katkı sağlayan diğer sanatkârlar kimler hocam?

Başta Hasan Çelebi Hoca’m olmak üzere, Mamure Öz, Mustafa Çelebi, Ferhat Kurlu, Mahmut Peşteli, Nilüfer Kurfeyz, Selim Sağlam, Ayten Tiryaki, Hisam Selmo ve şu an adı aklıma gelmeyen birçok değerli sanatkârlarımız bize özel veya ellerinde hazır olan eserlerle destek oldular. Burada ders veren Hattatımız Safiye Bayuk da eserleri ile katkı sağladı. Hatta öğrencilerim hemen çok kısa bir sürede ortak bir çalışma yaparak ürettikleri katı’ eser ile katıldılar.  

Takdire şayan çok güzel hizmette bulunmuşsunuz. Rabbim sizlerden razı olsun.

Elhamdülillah. Eserlerin hepsi bizim umudumuzun üstünde çok güzel sonuçlarla satıldı. O gün misafir ettiğimiz Hamas yetkilisi de bir konuşma yaptı. Ona teslim ederek yerine ulaştırdık. 

Allah razı olsun hocam.

7.bölümün sonu

 

Yazarın Diğer Yazıları