Değerli dostlar; Fatih Karagümrük, Sulukule semtindeyiz. Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük Bey’le söyleşimize devam ediyoruz.
Şükrü Bey, Romanların etnik kökeni nedir?
Etnik kökeni, Hindistan'dan gelen bir topluluk. Hatta İstanbul'a gelişleri de 1054 yıllarına dayanır.
Göç yolculuğu ne zaman ve nerede başlamaktadır?
İlk göç yolculuğu Hindistan'dan 1054 yıllarında başlayıp üç koldan gelmişler.
Nerelere göç ediyorlar?
Balkanlar, Konya Ovası ve Avrupa. Üç kol üzerinden gelmişler. İstanbul'a ilk geldikleri yer de Fatih Edirnekapı. Yani Bayrampaşa bölgesindeki surun hemen dışına gelmişler. O dönemin kralı da Konstantin’miş.
Anadolu'ya geliş tarihleri yaklaşık olarak ne zamandır diyelim?
Akademik araştırmalara göre yaklaşık bin yıl önce, 10. yüzyılın sonu 11. yüzyılın başlarında Anadolu'ya gelmişler.
Romanlara Osmanlı kayıtlarında ilk defa ne zaman rastlanılmaktadır?
1400'lü yıllarda rastlanmaktadır. Tam olarak 1420'li yıllarda rastlanmaktadır.
1430 tarihli Bulgaristan'daki Nikopol sancağı tımar defterinde rastlanıldığına yönelik de kaynaklar belirtiyor.
1400'lü yıllar oluyor ben de öyle biliyorum.
Şükrü abi, Romanlar kaç gruba ayrılmaktadır?
Romanlar çok gruba ayrılmış aslına bakarsanız. Alevi Romanlar da var. Lomlar var, Domlar var, Mıtrıplar var. Yani sayabileceğimiz aşağı yukarı 13-14 tane isme ayrılmışlardır.
Rom, Dom ve Lom dediğiniz gruplar Türkiye'nin hangi bölgelerinde yaşamaktadır?
Güney Anadolu'da var bir de Karadeniz Bölgesi’nde var. Bir de işte bizim bulunmuş olduğumuz yerde Trakya Bölgesi’nde var.
Türkiye dışında Domlar, Lomlar ve Romlar hangi ülkelerde yaşamaktadır?
Mesela şunu da söyleyeyim: Amerika'da da varız. Amerika'da da varız ama Romanlar Amerika'da Lom, Dom diye değil Cipsi(Gipsy) diye geçiyor. Dünyanın her yerinde var Romanlar.
Özellikle yaşadıkları bir bölge yok, diyorsunuz. Dünyanın her yerinde varlar.
Çünkü sebep şu: Romanlar göçer olduğu için aslında ben onlara kültür ateşeleri diyorum. Çünkü dünyanın her yerine gidip belirli materyalleri orada tanıtan insanlar Romanlardır yani. Mesela Ankara'da bir kül tabağı görmüşler, Ankara'dan almışlar, Bursa'ya gitmişler. Bursa'da kül tabağını bilmiyorlar. Bu kül tabağını onlara tanıtınca kültür elçisi olarak ben onları bu şekilde ifade ediyorum. Çünkü hep böyle göçebelikle yaşamışlar. Ama tabii ki günümüzde mesela bizim gibi yaşayan Romanlar da yerleşik Romanlar olarak gelip yerleşmişler. Bizler Fatih Karagümrük'te, Sulukule'de Osmanlı kültürüyle büyümüş insanlarız.
Sizin söylediklerinize katkı olarak araştırmalarım neticesinde de şu bilgileri paylaşmak istiyorum. Romanlar Avrupa’da ‘‘Bohemyalı’’, Osmanlı’da “Kıpti”, Türkiye’de bölgelere göre değişiklik göstermekle birlikte çoğunlukla “Çingene” olarak tanınmaktadır. Domlar, dediğiniz gibi günümüzde İran, Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Filistin, Mısır ve Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu’da birçok ülkede yaşayan topluluklardır. Dom ismi ise Ortadoğu’daki Çingene gruplarca kendi dillerinde kendilerine verdikleri bir adlandırmadır. Konuştukları dile ise Domari denilmektedir. Tarihsel olarak Hindistan’da en yoksul ve en altta kalan kastın ismi olan “Dom”, Çingene toplumunun Hindistan’dan çıkışlarında Ortadoğu’ya kadar kullandıkları, Rom ve Lom isminin de atası olan en eski adlandırmadır. Ortadoğu’da Domlara özellikle; Nawar, Zott, Ghajar, Bareke, Beni Murra, Gaodari, Krismal, Qarabana, Karaçi, Aşiret, Qurbet, Mıtrıb, Gewende, Poşa, Tanjirliyah, Haddadin, Haciye, Hadjiye, Arnavut, Halebi, Haramshe ve Kaoli gibi jenerik adlandırmalar verilmiştir. Lomlar (Poşalar); Gürcistan, Ermenistan ve Türkiye’de ise Artvin, Erzurum, Sivas, Ardahan, Erzincan’da nüfusun ağırlıklı olarak yaşadığı, içinde yoğun Ermenice kelimelerin bulunduğu Lomcayı (Lomavren) konuşan halk olarak ifade edilmektedir.
Şükrü Bey, Romanların ikinci yurdu neden Balkanlar kabul ediliyor?
Çünkü Hindistan’dan sonra göç tekrar oradan başlamış. Göçün geliş yerleri çoğunlukla Balkanlardandır. Mesela Yunanistan'da kalmışlar. Selanik'te, Bulgaristan'da, Yunanistan İskeçe'de kalmışlar. O taraftan geldikleri için bizim insanların da aklında kalan yer orası olduğu için. Konya Ovası üzerinden gelenler de çok.
Hindistan'dan göç yolculuğundan sonra özellikle Balkanlara yerleşiyorlar. Sonra Türkiye'ye geldikleri için Balkanları ikinci yurdu kabul ediyorlar, diyorsunuz.
Aynen. Çünkü biliyorsunuz ki 600 yıl boyunca Osmanlı hükümdarlık yaptı. O zamanlar da Osmanlı toprağıydı oralar.
Dünya Roman Kongresi nerede ve ne zaman toplanmıştır? Bu kongrede Romanlarla ilgili alınan en önemli karar nedir?
Londra'da biliyorsunuz bu kongre 1971'li tarihlerde yapıldı. 8 Nisan Dünya Romanlar Günü bize göre en iyi yapılan işti. Çünkü tarihimizde anılmamız gereken ve o topraklarda yaşayan insanlar olarak biliyorsunuz ki bir soykırım gerçekleşti. Geçtiğimiz ayın ikisi Hitlerin yapmış olduğu soykırım tarihiydi zaten. Aslında Yahudilerden çok Romanlar katledildi bu soykırımda. Geçen ayın ikisinde de anma törenimizi yapmıştık zaten.
Bir de şöyle bir durum var: 8 Nisan'dan bahsettiniz. Cumhurbaşkanlığımızın 31.04.1448 sayılı 7 Nisan 2021'de Resmi Gazete’de yayınlanan kararına göre Türkiye'de de sizin ifade ettiğiniz gibi 8 Nisan Roman Günü olarak kabul edilmiştir. Resmi olarak kabul ediliyor. Devletimizin aldığı bu kararla bugün de hangi etkinlikler düzenlenmektedir?
Şöyle söyleyeyim, aslında tam olarak hükümetimizin de bu konuyla alakalı çok bilgisi yok. Çünkü bilgilendirilmediler. Çünkü farklı farklı bilgilendirildi. İşte Kur'anlar okunuyor, anmalar yapılıyor. Aslında şimdi orada ölenlerin hiçbiri Müslüman değildi ama şimdi Kur'an okunuyor mesela onların adına. Bu da bence yanlış bir şey. Ama tabii ki Müslüman olsaydılar mutlaka yapılması gerekirdi. Mevlitler okunması gerekirdi. Anma törenleri yapılabilir ama bu şekilde olmaması gerekiyor bence.
Peki, bunların dışında başka ne tür etkinlikler yapılıyor?
Tabii ki biliyorsunuz o gün toplumumuzun tamamına yakını orada karavanlarda yanarak öldü. Çoğu insan bu şekilde öldü. Bunları anmak için tabii ki bizim ritüellerimizde olmayan denize çelenkler bırakıldı o zamanlar bunlarla ilgili. Onları anıp biz ajitasyonu bırakıp aslında o gün Dünya Romanlar Günü ilan edilmişse, şen şakrak bunların kutlanması gerektiğini düşündük. Çünkü konuşmamızın başında nasıl tanınıyor Romanlar? dediğiniz zaman renkli kıyafetleriyle ve dansı ile tanınıyor. Ve eğer 8 Nisan Dünya Romanlar Günü ise Romanlara yakışacak bir şekilde kutlanması gerekiyor. Bence öyle.
2.bölümün sonu
