Mustafa AKSÜT

İklim Kanunu Neler Getirecek?

Mustafa AKSÜT

Türkiye’nin ilk İklim Kanunu kabul edildi. 7552 sayılı bu yasa, çevre ve gelecek adına tarihi bir eşik. Ancak ne gariptir ki; ülkenin geleceği adına atılan bu adım, daha şimdiden kasıtlı çarpıtmaların hedefinde. Ne söylüyorlar biliyor musunuz? “Hayvancılık bitecekmiş, küçük üretici cezalandırılacakmış, tarım çökecekmiş...”

Bu söylemler, ne kanun metnini okuyanların ne de konuya hakim olanların cümlesi. Aksine, siyasi iklimi bulandırmak isteyenlerin, kamuoyunu bilinçsizce yönlendirmeye çalışanların iftiralarıdır.

Gerçekler Ne Diyor?

7552 sayılı kanunun tek bir maddesinde dahi “hayvan yetiştiriciliği yasaklanacaktır” ifadesi yoktur. Ne doğrudan ne de dolaylı bir imâ bile bulunmaz. Aksine, kanunun genel mantığı, iklim değişikliğine dirençli bir tarım ve hayvancılık modelini desteklemek üzerinedir. “Organik üretim”, “yerli üretici”, “doğa dostu yöntemler” bu yasayla güç kazanacaktır.

Söz konusu yasa, sadece karbon salımı yüksek olan sanayi tesislerine yönelik düzenlemeler içeriyor. Yani bir çoban sabah erkenden kalkıp hayvanına yem verirken, bu yasadan dolayı ceza falan almayacak. Ama büyük bir fabrika, doğayı kirletmeye devam ederse artık bir yaptırımla karşılaşacak.

Korku Ticareti Yapanlara Dikkat!

Bu tarz yasal düzenlemeler geldiğinde aynı çevrelerin hep aynı refleksi gösterdiğini görürüz: “İşiniz bitecek”, “köylü yok olacak”, “ekonomi çökecek.”
Oysa geçmişte de benzer yalanlar söylendi. Hatırlayın, HES’ler konuşulurken de, doğal gaz dönüşümleri yapılırken de benzer bir bağırış koptu. Ne oldu peki? 
Ne köylü yok oldu, ne hayvancılık bitti. Ama o dönemde korku yayanların sesleri şimdi ortada bile yok.

Bu söylemler, ne çevreyi savunuyor ne üreticiyi. Bu söylemler sadece bir iklimi bozmaya çalışıyor ki o da  toplumun güven iklimidir.

Bu Yasa Neyi Savunuyor?

Doğayı savunuyor.

Toprağı savunuyor.

Geleceği savunuyor.

Yerli üreticinin sürdürülebilir yöntemlerle ayakta kalmasını savunuyor.


Ve en önemlisi: Bu yasa, torunlarımızın hala nefes alabileceği bir Türkiye’yi savunuyor.

İklim değişikliği bir gerçek. Bu gerçeğe karşı kör kalanlar, kendi menfaatlerini korumaya çalışıyor olabilirler. Ama biz bu ülkeyi, bu toprağı, bu göğü, bu nehri çocuklarımıza, geleceğimize miras bırakacak kişileriz.
Bugün gerçekleri açıklamaz isek, olayları ve olguları çarpıtanlara rant sağlarsak, yarın sadece biz değil, bizden sonra gelen herkes kaybedecektir.

Yalanın iklimi kuru, gerçeğin iklimi bereketlidir.

Yazarın Diğer Yazıları