Dünya susuyor adeta, tek bir kelime dahi hakikaten çıkmıyor ağızdan.
Sessizlik, bombaların gürültüsünü bile bastırır oldu artık.
Gazze'de her yeni gün bir enkazın altında doğuyor.
Ve biz, iki milyar Müslüman, bir avuç zalimin karşısında, yalnızca izliyoruz.
Her patlayan bomba, bir çocuğun gülüşünü koparıyor gökyüzünden.
Her yıkılan ev, bir annenin kalbinde enkaza sebep oluyor.
Yardımlar ya sınırlarda bekletiliyor ya da ulaştığında çoktan geç kalınmış oluyor.
Ateşkesler, yeni saldırıların habercisi gibi geliyor artık insanlara.
Çünkü bu bir savaş değil; bu bir soykırım.
Bu, insanlığın göz göre göre çöküşüdür.
Dillerimiz lanet okurken, ellerimiz bağlı.
Sözde kınamalar, diplomatik cümlelerle süslenip zaman kazanıyor yalnızca.
Filistin savunuluyor deniyor, ama meydanlar boş.
Mazlumlar bir bir toprağa düşerken, dünya yalnızca izliyor.
Ve Gazze, molozların arasına sıkışmış bir sabır destanı gibi can çekişiyor.
Oysa yetmiyor artık sadece dua etmek.
Yetmez, yetmemeli ekranlara bakıp iç çekmek.
Yeterli değil Filistin bayrağı profil resmi yapmak ve çıkıp ekranlara
yalnızca “Lanet olsun” demek…
Kalk ayağa!
Kınamak yerine adım at.
Lanetlemek yerine birleş.
Her sokak, her meydan Filistin diye haykırmalı.
Söz değil, eylem zamanı.
Kalem susmamalı, yürek sönmemeli.
Çünkü Gazze yalnız kalmamalı...
Çünkü biz sustukça, zalimler cesaret buluyor.
Çünkü bir çocuğun gözyaşı, bütün insanlığın sorumluluğudur.
Ve unutmayınız;
Bir gün tarih yeniden yazıldığında,
Mazlumlar değil; susanlar sorgulanacak.