Mustafa BOSTANCI

Anneler Günü

Mustafa BOSTANCI

 Annelik şüphesiz dünyanın en kutsal vazifelerinden biri.

Bu kutsal vazifeyi bin bir sıkıntıyla yerine getiren anneleri değil bir gün, her gün tebrik etsek azdır diye düşünüyorum.
Günlere sıkıştırılmış bir yaklaşım bize göre değil.
Tek gün sevgi sözcüklerine ve hediyelere boğup, ertesi gün şiddet bize göre değil.
Kız çocukları diri diri gömülürken, onların ayağına cenneti seren bir dinin mensuplarına yakışan Allah'ın emanetine sahip çıkmaktır.
Sevgililer günü, anneler günü gibi özel günlerin bizim medeniyetimize göre olmadığına ve hep sevginin tek güne sığdırılamayacağına inanmışımdır. Fakat bazı günler, özellikle anneler günü, babalar günü toplumumuz tarafından o kadar içselleştirildi ki, kayıtsız kalmak mümkün değil.
Bir büyüğümüzden dinlemiştim. Batı'nın ürünü olan anneler günü ve babalar günü gibi günlerin, 18 yaşını doldurur doldurmaz ailesinden kopan, deyim yerindeyse kendi özgür hayatını yaşayan Avrupa'lı gençlerin hiç değilse yılda bir gün aileleriyle iletişim kurmalarını sağlamaya yönelik planlı girişimler olduğunu söylüyordu.
Haksız sayılmazdı. Bizim de dini bayramlarımız, dinimizin bize emrettiği anne ve babaya karşı vazifelerimiz ve hala yaşatmaya çalıştığımız bazı adetlerimizolmasa aileyle olan iletişimimiz çok sınırlı olabilirdi.
Toplumun temel taşı olan ailenin bireyleri arasındaki iletişimi canlı tutmak adına biz de benzeri girişimlerde bulunmak durumunda kalabilirdik.
Çok şükür ki durum bizde o kadar kötü değil. Onların duasını almadan işimizin rast gitmeyeceğine dair sağlam bir inancımız var, çok şükür..
Rabbim her daim hayırlı birer evlat olabilmeyi, onları layıkıyla sevip sayabilmeyi bizlere nasip etsin.
Yaklaşık 10 yıl önce kaleme aldığım bir şiirle, ayağına Cennet serilen anneme, tüm annelerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Anne ve Hayat
Bin bir ak çarşafa sarmaladılar geceyi. 
Gündüz diye haram kılındı uyku gözlerimize. 
Sonra bohçalar yaptık anne, 
Dertlerimizi sarıp sana getirmek için. 
Çünkü en iyi sen anlardın.
Sen olsaydın, 
Gün pencerelere başka vururdu. 
Hayata daha sıkı tutunurduk anne. 
Kalabalıkta başımız daha dik dururdu.
İnsan büyüdükçe akıllanıyor anne. 
Savrulan takvimlerin kendinden bir şeyler götürdüğünü, 
İnsan büyüdükçe anlıyor.
Öpüp koklayabilseydin anne, 
Günahsız dünyaya geldiğimiz ilk gün gibi. 
Ortasında olsak da bu koşuşturmacanın, 
Hatırlıyoruz ninnini kulaklarımızda 
Daha dün gibi.
Çocuk olmak, 
Belki de yirmisinde her gencin aklından geçti anne. 
Saati kaç paradır çocuk olmanın? 
Borsa cambazlarının hangi biri 
Kendi çocukluğunu satın alabilir ki anne.
Seni ve senli günleri özlemek, 
Belki de bütün bunlar, 
Adam olmaya giden yolda bir dönemeçti anne.
Hayat, maziye giden yolların başına 
Açılmaz bir kapı gibi koymuş zamanı 
Üst üste kilitler vurmuş, paslı kilitler. 
Hangi imkan senli günleri geri getirebilir ki. 
Tüm geriye dönüşler çıkmaz sokak anne. 
Ne yana dönsek sana varıyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları