Mustafa BOSTANCI

Genç Kardeşime Mektup

Mustafa BOSTANCI

 Bizim hep kısık ses olmamızı, öyle kalmamızı istediler.

Güya bizi böyle sevdiler.

Müslüman bu işlere karışmaz, ibadetinizi yapın yeter dediler.

Ne zaman ki sesimiz gür çıktı, nefretleri daha da arttı. Siyasette, sivil toplumda, sosyal hayatta boy gösterdiğimiz zaman rahatsız oldular.

Sanane siyasetten, sendikadan, medyadan dediler. Otur işini yap, ekmeğine bak, bu işler karışık dediler.

Sözde demokrattılar, seçildik, saygı duymadılar.

Kazandık, yakıştırmadılar.

Bu rahatsızlık öyle arttı ki "siz olmayın da kim olursa olsun" derecesine geldiler. Tehditler, hakaretler, darbeler, kapatmalar…

Bu iş burada bitti, bir daha bellerini doğrultamazlar dediler. Planlar yaptılar ve eski Türkiye'nin kurumlarıyla tıkır tıkır işlettiler.

Fakat ilahi plandan, milletin yaptığı plandan habersizdiler. Millet bizi bağrına basınca, nerede yanlış yaptık diye birbirlerini yediler.

Yerli yabancı oyuncularla her cepheden ahlaksızca saldırdılar. Hele şu baştakini halletsek gerisi kolay dediler. Bunlar dağılır dediler.

Dezenformasyonla, karalama kampanyalarıyla, algı operasyonlarıyla millet nezdinde mahkum etmeye çalıştılar. Bağı koparmak istediler.

Fakat bu millet geçmişte olduğu gibi şimdi de buna izin vermedi. Eğilmeden, bükülmeden, dimdik durmaya devam edişimizi sindiremediler.

Bu dava şahıslara münhasır zannettiler, kaç şahıs ömrünü adadı görmediler!

Yanıldılar ve yanılmaya devam ediyorlar.

Sanırım hiç Akif okumuyorlar!

Adam aldırmada geç git demeyeceğimizi, çiğnesek de, çiğnensek de hakkı tutup kaldıracağımızı bilmiyorlar.

Sanırım hiç Akif okumuyorlar!

Gidenlerin mezarından destanlar yayıldığını görmüyorlar.

Genç kardeşim!
Peki sen neredesin?
Aldırmadan geçip gitme boyutunda mı, hakkı tutup kaldırma boyutunda mı?

Destanın neresindesin?
Sen olmazsan eksiğiz!

Sen olmazsan yarımız!
Sen olmazsan namahrem ellerde yarınlarımız!

Yazarın Diğer Yazıları