Mustafa BOSTANCI

Onuncu Gün

Mustafa BOSTANCI

 Bugün, darbenin onuncu günü.

TSK içerisinde örgütlenmiş bir paralel ihanet çetesi 15 Temmuz gecesi ülkenin yönetimine el koydu.
Televizyon ekranlarından yankılanan ses yalnızca kulaklarımızı tırmalamakla kalmıyor, uykularımızı bölüyor:
Devletin yönetimi teşkil edilen Yurtta Sulh Konseyi tarafından deruhte edilecektir.
48 ay süreyle sıkıyönetim ilan edildi.
Her akşam ekranlarda aynı insanları görüyoruz.
Dişlerini yeni yaptırmış darbe komutanının dalga geçer gibi gülümseyerek konuşan görüntüsü tüm nefretimizi üzerinde topluyor.
Ve yanında bilindik birkaç yüz, şaşırmıyoruz!
AB, NATO ve ABD darbecilere desteğini ifade ederken, hükümetin son dönemde gerçekleştirdiği birtakım uygulamaları yanlış bulduklarını dile getiriyorlar.
İkiyüzlü BATI son kaleyi düşürmüş olmanın hazzını yaşıyor.
Yüzlerce şehidimiz ve yaralımız var.
Siyasiler, gazeteciler, sivil toplum önderleri içerde.
Cuntacılar arasında yer almayı reddeden tüm komutanlar içerde.
Tanıdığımız görüştüğümüz birçok dost gözaltına alındı.
Biz dışarıdayız, içeriden farkı yok dışarının ama yinede dışarıda olmaktan utanıyoruz!
Sokağa çıkma yasağı devam ediyor ve uzun bir süre de devam edeceğe benziyor.
Darbe denilen salgın bir hastalık kol geziyor caddelerinde memleketimin.
Savaştan yeni çıkmış gibi şehirler darmadağın, terk edilmiş ve sessiz.
Çok etkilendiğim “I am Legend” filminden sahneler gerçeğe dönmüş adeta.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin tatil yaptığı otelden alınarak bilinmeyen bir yere götürüldüğünden beri yeni bir gelişme yok, tek bildiğimiz hayatta oldukları.
En yakınındakilerin ihanetine uğradığı söyleniyor.
Darbeciler, O’nu ve ekibini yargılayacaklarını, idam seçeneği dahil en ağır şekilde cezalandıracaklarını her fırsatta dile getiriyorlar.
Üstad’ın dizeleri geliyor aklıma:
Namerde nar düşürdüler, merde dar ağacı!
Lanetlenmiş bir güruh bu cennet vatanı cehenneme çevireli tam on gün oldu.
Dokuz bin kişilik infaz listesinden bahsediliyor.
Yirmi bir milyon kişinin fişlendiği ifade ediliyor.
Kapı ne zaman çalınacak, kim ne zaman evinden alınacak bilemiyoruz.
Korkmuyoruz fakat endişeli bekleyişimiz devam ediyor.
Tüm yaşananların bir kabus olması ve memleket olarak güzel yarınlara uyanabilmek için dua ediyoruz.
Yukarıda yazdıklarımın varsayımdan öteye gitmesini engelleyen ve bize bu kabusu yaşatmayan Rabbi’mize şükürler olsun!
Dik duran ve Allah’tan başka hiçbir huzurda eğilmeyen ADAMLARA selam olsun!
Namlusunu milletine çevirmiş tanka selam durmayan, bir an olsun tereddüt etmeden cuntacıların üzerine yürüyen YİĞİTLERE selam olsun!
Şair Nurullah Genç’in ifadesiyle;
Zalimler için karar verildi; infaz kaldı.
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı!

Yazarın Diğer Yazıları