Yeryüzünde ulaşılan bütün başarılar, ciddi gayret ve uğraşların ürünüdür. Evrenin Hakimi dünya hayatında ilkeleri gereği kendine iman eden veya etmeyen herkese “insan için çalıştığından başka(karşılık)sı yoktur.” İlahi fermanı gereği karşılık vermektedir.
Yüce Allah irade ve fiillerinde ilkelidir. Onlarca Kur’an ayeti bu anlamları vurgulamaktadır. Zirve mahlûk olarak yarattığı insandan da bunu istemektedir. Öyleyse özelde müslümanlar genelde de tüm insanlar ilkeli olmalı ve davranışlarına yansıtmalıdırlar. Hani bizde bir söz vardır. “Yiğidi öldür, hakkını yeme.” diye. O nedenle imanın ilkeselliği kişinin davranışlarında tezahür etmelidir.
Şimdilik bu ilkesellik denen olumlu olgunun, itikadî yönünden çok siyasi tarafıyla ilgileneceğiz. Esasen itikatsız siyasetin(politika) insan ve toplum hayatında nelere mal olduğunu hepimiz biliriz.
Bu meyanda medeniyetin ve demokrasinin beşiği, menbaı olarak lanse edilen Avrupa devletleri ve ABD son günlerde ilke, ahlâk(etik) ve samimiyet sınavından geçti (aslında geçemedi) ve şüphesiz sınıfta kaldı. Nasıl mı? AB ve ABD olarak her fırsatta dünyaya demokratikleşmeden dem vuracaksınız, menfaatlerinizin demokrasiyle çatıştığı durumlarda da menfaatlerinizden yani darbe ve darbecilerden yana tavır koyacaksınız. ABD ve AB şu ana kadarki güvenilirlik ve saygınlığını(!) dünya kamuoyunun gözü önünde nasıl sürdürecek, merak ediyorum.Yahut ta zaman zaman böylesine ne insan hak ve özgürlükleriyle ne de kendi oluşturdukları ve üzerine titriyormuş gibi göründükleri demokratik kuralları yok saymaları ve keyfi, bir okadar da menfaatlerinin gereği gibi davranış sergilemeleri dünya jandarmalığı görevinin icaplarından mı yoksa? Yaşanan Mısır darbesi, Batı ve ABD’nin çağdaş kölelerinin idraklerinde(tabi ki kaldıysa)nasıl bir etki yapacağını da merak ediyorum. İstikbalde hayırlara vesile olabileceğini de düşünüyor ve niyaz ediyorum. AB ve ABD’nin bu tavrı aklıma cahiliye dönemi müşrik araplarının bir yolculuğa çıkmadan helvadan putlar yapıp, yolculuk sırasında putlara tapınma ve yakarışlarını yapmaları, sonra da acıktıklarında o güzelim leziz(!) ilâh helvaları bir güzel yemeleri geldi. AB ve ABD’nin Mısır’da ki darbe ve darbecilere yeşil ışık yakmaları ve hoşgörü göstermeleri ve olaya darbe adını koyamamaları başka nasıl izah edilebilir? Tanrı’dan, İsa’dan ve incillerden daha çok kutsadıkları “demokrasi” yi bir lokmada yemeleri, müşrik araplar kadar komik ve ilkesiz öyle değil mi?
Bu günkü totaliter Arap krallıkları daha ilkeli. Zira kendilerinden beklenen bir tavır sergilediler. Nasıl mı? Emperyalist, sömürgeci efendileri tarafından aç, açık ve sefil bırakılan birçok Afrika halkına gerekli ve yeterli infakı, yardımı yapmazken, bir anda Mısırlı darbecilere on binlerce dolar yardım yapabildiler. Bunun mantığı ve gerekçesi çok açık öyle değil mi? Ya insan hak ve özgürlük arayışları onların tahtlarını da sallar ve yıkarsa?..
Dolar birgün dolarlardan eksilen kasalar,
Yaşasın petrolden elde edilen paralar,
Varsın merhem arasın kanasın yaralar,
Yaradan hesabını soracak bir gün!..