Recep UZUNOĞLU

Katar krizi, İngiltere seçimleri

Recep UZUNOĞLU

Ekonomik anlamda son aylarda başta ülke gündemi açısından olmak üzere beklenen birkaç aksiyon haricinde biraz daha "yumuşak atmosfer" ortamına girmiştik. Fakat ne hikmetse bir anda karşımıza Katar olayı çıkıverdi. Günümüzde her insan gerek haberlere kolay ulaşması gerekse artan merak trendi sebebiyle dünya üzerinde olan biten her şeyden haberdar konuma geldi. Buna karşılık olarak artık herkes aslında olayların bize sunulduğu ya da servis edilmeye çalışıldığı gibi olmadığını çok rahat bir şekilde kavrayabilme olgusuna sahip. Tabi ki Katar meselesi, Katar'ın terör örgütlerine destek vermesi gerekçesiyle Başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinin bir anda bütün ilişkilerini keserek, Katar'ı terörist ilan etmesi ve alınan kararın altı bu şekilde doldurulabilecek kadar basit bir mevzu değil. İnsanoğlu, Ortadoğu üzerinde oynanan "oyunlara" hayret içerisinde bakıyor. Çok bariz bir gerçek var, ısrarla "Müslüman'ı, Müslüman'a kırdırtmaya çalışıyorlar" ve Arap ülkeleri bu oyunu yiyor gibi gözüküyor! Asıl olay Dünya üzerinde hakimiyetini kurup, adeta kök salmış bir kısım güçlü topluluğun ve ailenin bizlere yazdığı ve oynattığı hikayeler. Bugün henüz çocuk yaşlarında olanların bile anlayabileceği olayları bizlere kaymak ve bal ile servis etmeye çalışıyorlar. Mevzunun yaşanma amacı ise İsrail topraklarının başta  jeopolitik olmak üzere bütün tehlikelerden arındırılması ve daha fazla kaynak ve gücü tek bir elde birleştirmeyi devam ettirmek…

  Yakın tarihte Irak olaylarında ve örneklenecek daha birçok ülkede hepimizin gördüğü üzere yıllardır "doğal kaynağın mı var derdin var", çünkü güç sahibi olma yolunda ilerleyen bütün ülkelere ve topluluklara Büyük Amerika(!) abimiz gelip çöküveriyor birden. Hem de bu olayı kendisi bizzat yapmıyor. Ayarladıkları senaryolar üzerinden komşunun çocuğuna taş attırıp, kendileri yapılanı kınıyor. Geride bıraktığımız Cumartesi günü Amerika Dışişleri Bakanı Rex Tillerson bir açıklama yapıyor ve "Arap ülkelerine Katar'a uygulanan yaptırımların hafifletilmesini gerektiğini, birlik ve sükunet içerisinde olayların çözümlenmesi istediklerini ifade ediyor fakat 4 saat sonrasında Trump beyimiz bir açıklama yaparak Katar'ı eleştirmeyi sürdürürken, Kral Selman'a teşekkürlerini sunmaktan geri kalamıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu kıymetli politikacılar. Trump ayrıca ekliyor "Katar'dan ve bölgedeki diğer ülkelerden (terörün finansmanını sonlandırma noktasında) daha fazlasını ve daha hızlı bir şekilde yapmalarını istiyoruz". Ülke gündemi açısından Katar ile yıllara dayanan dostluk ilişkisi ve bakış açısı sonucunda Katar'a destek olacağımızın ve asker göndereceğimizin açıklanmasının ardından TL değer kaybı yaşamış olsa dahi yeniden eski fiyatlara dönmüş gözüküyor. Bu kararın ülkemiz açısından sonuçlarını kestirebilmek çok güç ancak önümüzdeki aylarda daha çok konuşacakmışız gibi duruyor.

  Bazı güçler eliyle Amerika neden bu oyunu oynattırılıyor şeklinde bir merakınız var ise saymaya başlarsak, haftalarca sadece bu konu ile ilgili köşe yazısı yazmak zorunda kalırım. Birkaç örnek vererek ve aklınızdakilerin detaylı teyidi adına şöyle sıralayayım;
 
LNG ismi verilen sıvılaştırılmış doğalgaz, Gerekli soğuk havaya maruz bırakıldığına yoğunlaşarak sıvılaştırılır ve gaz hacminden sıvı hacmine geçer, bu esnada yaklaşık 600 kat küçültülebilmektedir. Böylece nakli inanılmaz derecede kolaylaştırılır. Ayrıcı yoğunluk açısından normal doğalgaza göre çok daha verimli bir hale gelir. İşte bu LNG adı verilen sıvı doğalgazın kralı "Katar". Fakat Amerikalı yatırımcılar ve devlet bu LNG işinin gelecek vaad eden bir sektör olduğunu görmüş olacak ki çok yüklü miktarda yatırımlar eşliğinde "yeni kral" konumuna gelmeye ve Katar'ı pasifize etmeye çalışıyor. 
Aynı zamanda Amerika'nın resmi borç batağında olduğunu hepimiz biliyoruz. Amerika'nın Katar'a boynunun borcu! olan trilyonlarca dolar borcu ise bir başka sebeptir.
Ek olarak yazımın başlarında ifade ettiğim gibi İsrail'in çevresinde tehdit oluşturulabilecek bütün varlıkların yok edilmesi en güçlü sebeplerden yalnızca biri.
Siz sanıyor musunuz ki bu son olacak?
Hayır efendim, daha bu oyunun ilk perdeleri, arkasından daha çok gelişmeler olacak, Katar krizinin sadece başlangıç olduğunu konuşacağımız tarihlerde maalesef gelecek. 

Bu kadar aksiyonun yanı sıra bu haftanın gündem belirleyicilerinden biri de şüphesiz ki İngiltere seçimleri oldu. Başbakan Theresa May tek başına iktidar olmak için yeterli oyu alamadı ve buna karşılık Sterlin-TL karşısında aşırıya kaçmadan hafif bir şekilde geçtiğimiz hafta içinde değer kaybetti, fakat son 1 aylık periyot için değerlendirme yapacak olursak seçimin etkileri görüldü ve %2.4 seviyesinde bir gerilemeye sebep oldu. Ayrıca May koalisyon hükümetinin kurulmayacağı ve yeniden seçime gidileceği yönündeki gelişme ve beklentilere "Bu ülkenin şu anda ihtiyacı olan her zamankinden daha fazla istikrar. Genel seçimde en fazla oyu almış parti olarak, Muhafazakar Parti ve Demokratik Birlik Partisi'nin bu istikrarı sağlayacak meşru çoğunluğu olduğu ortadadır." şeklinde cevap verdi.
 
FED bu hafta içi 13-14 Haziran tarihlerinde faiz kararını açıklayacak. Beklenti halen artırım yapılacağı noktasında, bir sürpriz yapılabilir mi bilinmez fakat TL için geride bıraktığımız hafta için yaşanan olağanüstü değer kaybının ardından 3.55 seviyelerine yeniden gelmesi gibi bir hareketin oluşması şu an için muhtemel ihtimal. 

Hayırlı, bereketli, keyifli haftalar diliyorum. 
 
 

Yazarın Diğer Yazıları