
Akıl ıstırabı vicdan Azabı
Suat DAĞ
Allah insanları birbirlerini öldürsünler diye yaratmadı. Öldürmekle, katliamlar yapmakla insan biter mi? Sonra bu, doğanın insanlara birlik mesajı veren tabiat döngüsünün de zıddına pek kötü bir vakıadır. İlkelliktir. Sonra hiç yoktan yere niye öldürülsün? Allah insaf versin! Barış için toplantı yapmakla öldürülecek suç mu işlemiş oldular. O minnacık bebelerin katledilmesi hunharlığının izahı ne olacak? İnsan, insan vicdanıyla nasıl yapar uğursuz acıların bin bir türlü dramatik öykülerine zemin hazırlamayı? Evet, acı yaşıyor, ıstırap duyuyoruz. Akıl özürlülüğünün, vicdan yokluğunun bizi getirdiği bu durumların insanca Müslümanca izahı yok… Bunlar terakki gayreti olmayan, ilerleme arzusu yaşamayan, insani yönlerini eğitme, geliştirme ihtiyacı duymayan insanların ve toplumların sorunudur. Yahu ilimle uğraşan, kitap mütalaa eden toplumların ve kitap yazan; icatların, buluşların peşinde olan insanların, kendilerine ileri düşünce hedefleri belirleyen insanların, böyle şeyler düşünmeye zamanı olur mu? Ufku aşkınlığa evirilmiş, aklı evrensel bilince tekâmül etmiş insanların yapacağı işler midir, insan kanı üzerinden uğursuz var olma ve batası kanlı hâkimiyet çabaları?
Bu aklın, merhametin katledilmesi olayıdır. Bu ise vahim bir olgudur. Çünkü bütün sosyal dengeler ve sağlıklı toplumsal iletişimler aklıselimle olur.
Bunun vahşetten başka hiçbir izahı yoktur. Bir örgütün rast gele bir kurgusunun sonucu ve tesadüfi olaylar değildir. Bu Türkiye’yi parçalamak, kardeşi kardeşe kırdırmak için İslam Türk düşmanlarının ve ülke bütünlüğümüze, milli birliğimize planlı müdahalesi ve operasyonların soysuz ayak izleridir.
Bunu yapan lanetli varlıklar, toplumsal duygu kırılmalarını amaçlamaktadırlar.
Bütün toplum kesimleri ve her fert elinden geldiğince samimi manada toplumsal duygu kırılmalarına dikkat etmesi gerekir. Buna en çok dikkat etmesi gereken medya ve siyasilerdir. Toplumuzun tefrikasından kimseye fayda olmaz. Zira aklıyla güneşin herkesi kuşatan birlik mesajından anlamayan akıl, önder, lider ve büyük olamaz. Birliğin ve beraberliğin dışındaki söylem ve propagandalara itibar etmemek lazım. Dünyada yedi milyar insan var. Bu insanların çoğu ne bizim ırkımızdan, ne bizim rengimizden ne de bizim dizinimizdendir. Öyleyse onlar bizim düşmanımız mı olmalı? Bizden başka etnik guruplar, farklı insanlar yok olmalı, okyanuslara mı dökülmeliler? Bize düşen onlarla birlikte ve mutluca yaşamanın lüzumu, hatta kaçınılmazlığı vardır. Öyleyse binlerce senedir kardeş olduğumuz ve akrabalarımız olan Kürt’ü, Türkü, Sünni’si, Alevi’si, Çerkez’i ve Laz’ıyla birlikte yaşamanın kültürüne birlikte sahip çıkmaktır. Kötü geleceklere prim vermeyelim. Örneğin Barış dili olmayan “Bu meydan kanlı meydan” şeklindeki barış ve birlik ruhun aykırı halaylı türkülerin güftesi ulusal birlik ve kardeşlik temasına uymayan bir duyguyla olsa gerektir. Oysa birlik, beraberlik ve kardeşlik diline dikkat edip, barış duygularını geliştirmenin özenini göstermemiz gerekir. Görmüyor musunuz? Savaş belalarının altından milletler bile kalkamıyor, Öyleyse atından kalkamayacağımız söylemlerle duygularımızı karatmak ve basiretimizi köreltmek yerine dostluğun, kardeşliğin ve barışın vurgulu söylemlerini geliştirip, yaygınlaştıralım. Yüce Mevla’mızda, “ Sulhta hayır vardır” buyurarak bizim fitneye ve kargaşa diline karşı uyarmaktadır.
Ah Selahattin Demirtaş! Demokrasi ve barış söylemlerinle millet seni, barajı geçmekle, millet meclisine seksen millet vekili ile ödüllendirilmiş ve faydasını görmüştün, Bir toplum önderi olarak milletin faydası olmayacak, sicilli söylemlerinin yararsızlığını ve faydasızlığını artık bir bilebilsen!
Canlara ateş atanlar, cani, devletler de olsa, o canlardan çıkan ahların atmosferi kaplayacak alevinde, emin olun kendileri de yanacaktır. Zira kendi gelecek ve ideolojileri için kan içmeyi gerekli gören insanlar, akrep sevdalı insanlardır. Çünkü cüce beyinler, guddelerinde ancak zehir üretirler. “Öteki” dedikleri insanları bitirince, kendinden olanı bitirmek için bezelerinde ürettikleri, fikir sandıkları, “kin” denen zehirli iğneleri onlara da batırırlar… Dedim ya ufukları gelişmemiş, varlık kanunlarının aksine var olmak hırsına kapılmış insanlar “akrep sevdalıdır.” Akreplerin sevdası zehirlemektir. İğnelerini batıracak kimse bulamasalar, zehirlerini kendilerine akıtırlar. Gerçekten de öyle olmamış olmasaydı, fikir akımlarının içinde ve aynı ideolojiyi paylaşan insanların, “fraksiyon” denilen kanlı bölüntü ve ayrışmaları olur muydu?
Barış için can feda olanlara rahmet, Milletime başsağlığı diliyor, yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum!
Selam ve saygılarımla