
İyiliklerin Kardeşlik Ekseninde Milletçe Kucaklaşma Projesi – 1
Suat DAĞ
Proje: Tasarlanmış şey; program ve bir niyeti planlar dâhilinde, cari kılma teşebbüsü olduğunu lügâtlarda okuyoruz.
Bütün iyilikler birbirlerine kardeştir. Denilebilir ki: “ iyilikler bedensiz soyut niteliklerdir, iyiliklerin iyiliklerle kardeşliği de neymiş? Diye sorulabilir. Dahası buluşması, kucaklaşması nasıl olacak ki?” denilebilir. Doğrudur. O kolay. Yeter ki öznemizde bulunan hâmili olduğumuz iyilikleri biz taşıyalım, iyiliklerin hâmilinin yani zamirinin yanına… Lebalep iyiliklerle dolmuş, taşmış olmayabiliriz, varını veren utanmamış, zamirimizde ne kadar iyilik varsa götürelim iyiliklerin içtimaına… Takdir edersiniz ki vicdanında sağduyu değerini, beyninde dengeli düşünme inceliğini kaybetmemiş bütün insanlar, zamirlerinde ziyaret edilmeye değer bir iyilik taşıyor demektir. Gerçekten de, ta uzaklardaki ziyaret ettiğimiz türbeler içindeki yatırların iyiliğinden dolayı değil midir onların yanına gitmemiz? Kaldı ki, bütün insanların yaratılmış lığında, Yani insanın salt yaratılışında bile, ilahi iyilik değeri vardır. Öyleyse sahip olduğumuz iyiliklerimiz bizi birbirimizle buluştursun… Kucaklaşalım insan duygularını iyiliğe donatan inanç, sevgi, bilgi ve ufuk gibi değerlerin hâmili olan, iyiliğin zamiri olan o kimliklerle… Evet bütün iyilikler, inanç, bilgi ve sevgi, ufuk ve feragat gibi değerlerden nasibi vardır. Öyleyse iyiliklerimizi buluşturmak suretiyle güçlendirelim, başkalarının hâmili olduğu iyiliklerin pozitif etkileşimiyle… Sivil ve kültürel toplum örgütlerine, âkil insanlarımıza, inanç ve kanaat önderlerimize ve din büyüklerimize çok iş düşmektedir. Nezâket, samimiyet ve nefsaî feragat çerçevesinde tanışmaya, bilişmeye yönelik başlamasını arzu ettiğim ziyaretlerle, milletimizin fert ve toplumların gönül zenginliklerini birbirlerine açmaya... Bu bütün toplum kesimiyle dayanışma ve kaynaşmaya yönelik olması ve en azından rasyonel ve ortak öğeleri / değerleri aktif kılmakla mümkündür. Tabi bu bilişme ve kaynaşma, toplumun her kesimine yayılması esas alınması kaidesiyle sürekli, seri ve yılmaz bir çalışma ve yurt sathına yayılmış iyilik fedâilerinin mükemmel koordinasyonuyla mümkündür. Gerçekten de Sahabeler ve bilge dervişler hiç tanımadığı ülkelere ve insanlara İslam’ı tebliğe giderken, sırf insanın yaratılmışlık değeri üzerinden ve Allah (C.C.) rızası için, o zamanın şartları içindeki korkunç yol zahmetlerine, bin bir türlü gurbet çilelerine katlanarak, şahsi feragat hislerini derinleştirmiyorlar mıydı? O Yüce Sahabelerin, ülkeler ötesine gidip komşu oldukları insanların kimi ateistti, kimisi putperest veya mecusi idi… Bu insanlarla diyaloglarında, insani incelik ve tebliğ nezaketi içinde değiller miydi? Sahabeler meskûn oldukları beldelerde, komşuluk ve insani ilişkilerinde, “ötekiler” düşüncesi içinde kabul edilemez itici davranışlar içinde olmaları halinde, tebliğde başarı elde edebilirler miydi? Takdir edersiniz ki, İslam’ı tebliğ için giden serden geçti müminlerin, gittikleri kültürsüz ülke halklarının vâki olan kırıcı, kaba davranışlarından ve bâtıl dinlerinden dolayı nefret davranışları sergileyerek başarı elde edemezlerdi! Oysa bizim gitmemiz gereken insanlar, ülkeler ötesinde değil komşumuzdur; mahallelimizdir veya şehirlimizdir! Hadi çok olsa vatan sınırları içindeki yurttaşlarımızdır. Bu bütün yurttaşlarımızla ayrımsız birlik arzumuzu, bütünlük cehdimizi / zorlu mesaimizi ve sevgi duygularımızı insanî olgunluklar ve samimiyet çerçevesinde herkese yılmadan usulünde taşımaktan yılmayalım.
Dağların dumanı kesifleşiyor!
Yüce Rabbim ülkemizi ve bütün Müslümanları, sonrada bütün insanlığı felaketlerden korusun! (Amin!)
Vatanın birliği ve beraberliği için ve müstevli toplumların sindiremeyeceği kuvvette toplu ve diri olmamız için birlik, kardeşlik ve sevgi seferberliğine acilen ihtiyacımız vardır.
Gözümüzün önünde: Vatanları işgale uğramış, memleketlerinden sürülmüş insanların, bizim kafamızda sorun telakki ettiğimiz konuları göreceli bırakan acıları… Her bakımdan tehdit altında olan kişisel ve evrensel varlık değerleri. Ve her türlü gayretin üstünde yaşama tutunmak için canhıraş, ölümcül çabaları…
Diyorum ki: Bizim elimizde fırsat varken yapacağımız iş, Suriyelilerin dramlarının yanında az bir zahmet, sadece biraz çaba…
Toplum önderlerine, din büyüklerine ve
Sivil toplum örgütlerine önemle duyurulur.
Bu konuya devam edeceğiz inşallah!
Selam ve saygılarımla…