Bir ordu düşünün ki muharebenin en stratejik noktasında, zafer-i malumun hemen öncesinde, bir anda namluyu kendine çevirsin ve düşmana karşı bile gösteremediği bir şecaatle dolsun.
Ve ihtiras sarhoşluğu ışık hızı ile sarsın siperleri, muzaffer neferler ateş girdabında kaybolsun, sinsin ve hedefini unutsun. Her an yanındakinin ensesine dayayacağı soğuk namlunun beklentisi ile bütün güvenini, azmini kaybetsin.
Az bir zaman önce kardeşlik, birliktelik nutukları atan mecralardan, ayrılık, nifak ve isyan naraları çoşsun.
Samimiyet testleri yapılıp niyetler okunsun.
Aynı tabağa kaşık sallayan eller, enaniyet duvarları örsün. Duvarın arkasına dair; su-i hayaller kurulsun.
Gayesi sadece sancağın istikbali olan neferler taraf olmaya zorlansın. Taraf olmazlarsa eğer bozgunculukla itham edilip, bertaraf olunsun.
Mayası tutmamış bireyler, dağılmış bir ordunun, ganimetlerine tav olsun.
O zamana kadar düşmana bile doğrultulmamış ağır silahlar piyasaya sürülsün, türlü hileler, düzenler, tuzaklar kurulsun. En aşağılık yöntemlerle mahkemeler oluşturulup, kararlar, fasid hükümlere boğulsun.
Arada cılız da olsa çıkan: Yapmayın… Etmeyin… Bu bir düzendir… Gaye husumettir… Sonu felakettir…Uyarıları bastırılsın, susturulsun.
Komplo teoricileri ve kaostan beslenen asalak tayfa hiç görmediği itibarı görsün.
Cehennem olsa gelen söndürecek sineler, kinle, intikam duyguları ile kavrulsun.
Bir ateş çukurunun kenarından çıkarılıp kardeş edilen yürekler(al-i İmran 103) bu kez çukurun diplerine savrulsun.
Efsunlanmış bedenler kuru gazellere dönüşsün, tek varlık sebepleri hışırtı olsun.
Ve düşman… Gerçek düşman… Mağlubiyeti kabul etmişken, ummadığı bir zafere kavuşsun.
Evet düşman ...Düşman da artık o kadar düşman olmasın…Şevkat aransın gözlerinde…
Neticede düşmanın düşmanı değil mi? Artık dost olsun…
Ağır bir imtihandan daha geçilsin…
Ama imtihan unutulsun…
İnsanlık yörüngesini kaybetsin…
Nuh’a bile gerek yok, tufan yine olsun…
Temizlenebilirse eğer yürekler bir ‘’Cudi’’ daha bulsun…
Her şey başa dönsün…
……………………..?
Ya da birileri artık sussun…
Lütfen sussun!