Ünal TAYFUR

1960'lar Anadolu'sunda Sünnetin Ritüeli ve Ruhu

Ünal TAYFUR

Köy Meydanında Erkekliğe İlk Adım
1960’lar Anadolu’sunda Sünnetin Ritüeli ve Ruhu

Anadolu’nun İç kesimlerinde sünnet, yalnızca dini bir vecibe değil, köyün toplu hafızasında yer etmiş mevsimlik bir tören, bir şenlikti. Bugünün salonlara taşınmış organizasyonlu sünnet düğünleri, o yıllarda kırmızı Java motosikletiyle köy köy dolaşan "Celal Sünnetçi" gibi halk nezdinde tanınan şahsiyetlerle gerçekleşirdi.

Sıhhiyeden emekli olan Celal Bey, bahar geldiğinde, okullar tatil olur olmaz köy yollarına düşerdi. Aileler onun geleceği günü önceden bilir, hazırlıklarını ona göre yapardı. Aynı yaşlardaki kardeşler birlikte sünnet ettirilir, hatta büyük olanlar bilerek bekletilirdi ki hepsi aynı gün sünnet olsun. Sünnet çoğu zaman avluda yahut köy meydanında gerçekleştirilirdi. Hijyen koşulları sınırlıydı. Tentürdiyot, Amerikan menşeli antibiyotik ve gaz ocağında kaynatılan metal enjektörler bu işin vazgeçilmeziydi. Sünnet sonrası ağrı kesici değil; dua, sabır ve imece ruhu hâkim olurdu.

Bu günler aynı zamanda birer gösteriyle bütünleşirdi. Kadın kıyafeti giymiş erkeklerden oluşan köçek grupları davul zurna eşliğinde yorgan döndürür, yumurtaları havada gezdirerek köy meydanını kahkahalara boğardı. Mizah ve maharet bir araya gelir, çocukların korkusu kahkahayla örtülürdü. Bu gösterilerin sonunda köçeklere çoğu zaman para değil, mutfak ambarından çıkan arpa, buğday, bulgur gibi ürünler verilirdi. Yani eğlencenin karşılığı da sofranın bereketiyle ödenirdi.

Celal Sünnetçi'nin emeği de karşılıksız kalmazdı. Fakat dönemin ekonomik şartlarında köyde nakit para nadirdi. Hizmetin bedeli çoğu zaman doğrudan “hediye” değil, üretimle ödenirdi. Her aile kendi yetiştirdiği un, yağ, bulgur veya hayvansal ürünle bu borcu kapatırdı. Havlu ise sünnetçiye verilen bir tür simgeydi; belki küçük ama anlamı büyük bir teşekkür. O günkü köy kültüründe hizmete minnetin ifadesiydi.

1980’lerle birlikte bu ritüeller yavaş yavaş terk edildi. Şehirleşme, sağlık sistemlerinin yaygınlaşması ve görgü dönüşümleriyle birlikte sünnetler klinik ortamına taşındı. Ama o yıllarda yaşananlar sadece cerrahi bir işlem değil; bir topluluğun birlikte hissettiği, korktuğu, güldüğü ve kutladığı hatıralardı. Bugün bu törenleri birebir hatırlayanların sayısı azalsa da, yazmak ve aktarmak geçmişe duyulan vefanın en güzel yansımasıdır.

---

Kaynakça:  
- “Celal Sünnetçi Vefat Etti”, Taşova Gazetesi, 2022.  
- Özlem Güzel, Anadolu Halk Kültüründe İnanış ve Ritüeller, Nobel Yayınları, 2021.  
- Hüseyin Güler, Anadolu’da Taksitli ve Takaslı Hizmet Ödemeleri, Türk Halk Kültürü Araştırmaları Dergisi, 2019.  
- Afyon Kültür ve Turizm Bakanlığı, “Sünnet Gelenekleri”, ktb.gov.tr.  
- Kadir Öztürk, Anadolu Kültüründe Sünnet’in Etkisi, Karabük Üniversitesi Tezi, 2023.

---

Yazarın Diğer Yazıları