Ünal TAYFUR

Ayıp Araştırma, Gıybet ve İftira

Ünal TAYFUR

 

Dinî ve Ahlakî Bir Bakışla: Ayıp Araştırma, Gıybet, İftira ve Maide 101’in Hikmeti

Toplumların huzuru, bireylerin dil terbiyesi ve kalp temizliğiyle doğrudan ilişkilidir. Kur’an-ı Kerim, müminleri hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ahlaki sorumluluklara davet ederken, bazı davranışların ne denli yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini açıkça ortaya koyar. Maide Suresi 101. ayet bu bağlamda dikkat çekici bir uyarı içerir: “Ey iman edenler! Açıklandığında hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Eğer Kur’an indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetmiştir. Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir.”[^1] Bu ayet, gereksiz sorgulamalardan ve detaylara takılmaktan kaçınmayı öğütlerken, Allah’ın affediciliğini ve hikmetini de hatırlatır.

Bu ilahi uyarı, ayıp araştırma, gıybet ve iftira gibi davranışların ne kadar tehlikeli olabileceğini anlamamız açısından da bir çerçeve sunar. Hucurat Suresi 12. ayette şöyle buyrulur: “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının. Çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın. Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz!”[^2] Ayıp araştırmak, kişinin kendi eksiklerini görmezden gelerek başkalarının mahremiyetine müdahale etmesidir. Bu davranış, toplumda güvensizlik ve kırgınlık doğurur. İmam Şarani’nin şu sözü bu gerçeği pekiştirir: “Başkalarının ayıplarını araştıran kimsenin ayıplarını Allah ortaya çıkarır.”

Gıybet ise, kişinin arkasından hoşlanmayacağı şekilde konuşmak anlamına gelir. Kur’an, bunu ölmüş kardeşinin etini yemekle eşdeğer tutarak ne kadar çirkin bir davranış olduğunu vurgular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: “Eğer söylediğin onda varsa gıybet etmiş olursun; yoksa iftira etmiş olursun.” (Müslim, Birr 70)

İftira ise, kişinin yapmadığı bir şeyi ona isnat etmektir. Nisa Suresi 112. ayet bu konuda açık bir uyarı içerir: “Kim bir hata veya günah işler, sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa şüphesiz ağır bir iftira suçunu ve apaçık bir günahı yüklenmiş olur.”[^3] İftira, hem bireysel hem de toplumsal adaleti zedeler; kul hakkı doğurur ve İslam’da büyük günahlar arasında sayılır.

Bu davranışların ortak noktası, dilin yanlış kullanımıdır. Dil, kalbin tercümanıdır. Kalp temiz değilse, dil de kirli olur. Maide 101. ayet, bu tür sorgulamalardan uzak durmayı öğütlerken; Hucurat 12 ve Nisa 112 gibi ayetler, bu davranışların ahlaki ve hukuki boyutlarını ortaya koyar. Mümin, kendi kusurlarını görmeye odaklanmalı; başkalarının ayıplarını örtmeli ve dilini hayra yönlendirmelidir.

---

Dipnotlar

^1]: [Maide Suresi 101. Ayet Meali ve Tefsiri – Diyanet İşleri Başkanlığı  
^2]: [Hucurat Suresi 12. Ayet Tefsiri – Diyanet İşleri Başkanlığı  
^3]: [Nisa Suresi 112. Ayet Tefsiri – Diyanet İşleri Başkanlığı

Yazarın Diğer Yazıları