Ünal TAYFUR

Güllerin şairi : Prof. Dr. Nurullah Genç

Ünal TAYFUR

Güllerin şairi : Prof. Dr. NURULLAH GENÇ
1960 Erzurum doğumlu
Nurullah Genç, Türk şiirinin son dönem temsilcileri arasında kendine özgü sesiyle öne çıkan bir isimdir. Şiirlerinde yalnızlığı bir iç arayışa dönüştürür; bu arayış, hem bireysel hem kültürel bir derinlik taşır. 1980 sonrası Türk şiirinde İslâmî duyarlılığı yaşatan ve yansıtan bir şair olarak konumlanan Genç, kelimeleriyle sadece estetik değil, aynı zamanda ahlakî bir duyarlılık inşa eder.

Onun şiirinde en çok dikkat çeken unsur ahenktir. Müzikalitesi yüksek, ses uyumu güçlü kelimeleri özenle seçer. Bu ahenk, sadece biçimsel bir tercih değil; şiirin ruhunu taşıyan bir yapı taşıdır. Ancak Genç’in şiiri biçimle sınırlı kalmaz. İslam tarihi, siyer, hadis, peygamber kıssaları, evliya menkıbeleri, Türk tarihi ve Dede Korkut anlatıları, onun imge dünyasının temel kaynaklarıdır. Bu kaynaklar, şiirlerinde sıradan kelimelerle kurulan olağanüstü bir anlam evrenine dönüşür.

Şairin şiir temalarının merkezinde Türk ve İslam medeniyetleri yer alır. Bu medeniyetlere telmihler, onun şiirinde birer motif değil, birer anlam taşıyıcısıdır. Bir kitabını tamamen medeniyet arayışına ayıracak kadar bu temaya bağlı olan Genç, aynı zamanda Hint felsefesi ve Nirvana kavramı gibi evrensel kültürel öğelere de yer verir. Aynı şiirde hem fenafillâh hem Nirvana geçebilir—bu, onun şiirinin sınır tanımayan yapısını gösterir. Kültürel kodlara derinlemesine nüfuz etmeyi gerektiren bu şiir dili, okuyucusunu dikkatli ve sabırlı bir okumaya davet eder.

Nurullah Genç’in eserleri, bu çok katmanlı şiir anlayışını somutlaştırır. “Gül ve Ben” adlı kitabı, gelenekle kurduğu bağın en belirgin örneklerinden biridir. Bu eserde hem İslam medeniyetine hem de Türk kültürüne telmihler yer alır. “Yankı ve Hicran” ise şairin hülya dünyasını ve içsel kırılmalarını yansıttığı bir başka önemli kitaptır. Hayal bekçiliği, bekleyiş ve hicran temaları bu kitapta öne çıkar. Genç, bu eserlerinde sıradan kelimelerle derin imgeler kurar; şiirini bir gönül sesi hâline getirir.

Onun şiiri, sadece bir estetik alan değil, aynı zamanda bir kültürel sorumluluk alanıdır. Gelenekten beslenen ama onu yeniden yorumlayan bir anlayışla, şiirini hem bireyin hem toplumun sesi hâline getirir. Telmihleri, mazmunları ve imge zenginliğiyle, okuyucusunu kültürel kodları çözmeye çağırır. Bu yönüyle Genç’in şiiri, kolay anlaşılır değil; ama dikkatli okunduğunda derinlikli bir medeniyet anlatısı sunar.

Bugün Nurullah Genç’i sadece bir şair olarak değil, kültürel hafızayı taşıyan bir ses olarak okumak gerekir. Onun şiiri, geçmişle bugünü, bireyle toplumu, yerelle evrenseli buluşturan bir köprüdür. Ve bu köprü, ahenkle örülmüş, telmihlerle süslenmiş, gönülle kurulmuştur.

---

Yazarın Diğer Yazıları