
Harem'de Mutluluk Arayana Mutluluk Haram Olur
Ünal TAYFUR
Mutluluğun tarifini yapmak istesek, her insan kendi zaviyesinden gördükleriyle ve yaşadıklarıyla bir tanım ortaya koyar. Kimisi bir gül ile, kimisi bir ev ya da bir elbiseyle mutlu olur. Ancak bu tanımların ortak noktası, hepsinin geçici olmasıdır. Maddi varlıkların varlığıyla mutlu olan insan, onların yokluğunda huzursuzluğa sürüklenir.
> “İnsanoğlu bir vadi dolusu altına sahip olsa, ikinciyi ister.”
> — Buhari, Rikak, 10[^1]
Gerçek mutluluk, yaratıcı tarafından tarif edilen sınırlar içinde aranmalıdır. O’nun verdiği nimetlere şükretmek ve helal dairede yaşamak, insanı hem dünyada hem ahirette huzura kavuşturur. Çünkü helal, insanın muadilini rahatlatır; haram ise içini kemiren bir huzursuzluk bırakır.
> “Kim bir haramdan sakınırsa, Allah ona helalinden daha hayırlısını nasip eder.”
> — İmam Gazali, İhya-u Ulumiddin[^2
Haram olan şeyler, ilk bakışta cazip gelebilir. Ama bu cazibe, kısa sürede yerini pişmanlığa bırakır. Zira Allah’ın yasakladığı her şey, insanın ruhunu zedeler. Haremde mutluluk arayan, sonunda haramın yükü altında ezilir.
İstanbul’da yüksek mevkide bir zat, servetini haram yollarla edinmişti. Herkes onun neşesini konuşurken, o bir gün şöyle demişti:
> “Geceleri uyuyamıyorum. Her şeyim var ama huzurum yok.”
Bu söz, haramın insan ruhunda açtığı yarayı özetler niteliktedir.
Akıllı insan, dünyada yaşarken ahiretini de düşünür. Helale yönelir, haramdan uzak durur. Çünkü bilir ki, gerçek mutluluk; Allah’ın razı olduğu bir hayat sürmektir. Müslüman, mutluluğu geçici zevklerde değil, kalıcı huzurda arar.
> “Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur.”
> Kur’an-ı Kerim, Ra’d Suresi, 28. Ayet[^3]
---
Dipnotlar
[^1]: Buhari, Rikak, 10
[^2]: İmam Gazali, İhya-u Ulumiddin, Cilt 3
[^3]: Kur’an-ı Kerim, Ra’d Suresi, 28. Ayet
---