Ünal TAYFUR

Hasbihâl'in Sessiz Yolcusu: Seyyid Ahmet Arvasi'nin Ardında Kalanlar

Ünal TAYFUR

Daktilosunun başında vefat eden bir düşünce adamı… Bu cümle sadece bir biyografik ayrıntı değil; fikirle yaşayan bir insanın, kalemin başında son nefesini vermesinin hikâyesidir. Seyyid Ahmet Arvasi, yaşadığı dönemin çalkantılı siyaseti, değişen toplum dinamikleri ve milliyetçilik tartışmaları arasında Türk-İslam ülküsünü bir ömür boyunca taşımış bir mütefekkirdir.

1932’de Doğubeyazıt’ta doğan Arvasi’nin fikrî ve manevi serüveni, Van’daki çocukluk yıllarında başlamış, Erzurum Öğretmen Okulu ve Gazi Eğitim Enstitüsü’nde aldığı eğitimle şekillenmiştir. Hayatını eğitime, gençliğe ve fikir dünyasına adamış; Balıkesir’den İstanbul’a kadar birçok şehirde öğretmenlik yaparak binlerce öğrencinin zihninde iz bırakmıştır.

Arvasi’nin düşünce dünyası sadece öğretmenlik kürsülerinde değil; gazete sütunlarında, konferans salonlarında ve kitap satırlarında yankı bulmuştur. “Hasbihâl” köşesindeki yazılarında halkla konuşmuş; “Kendini Arayan İnsan” ve “İnsan ve Ötesi” adlı eserleriyle fikrin derinliklerine dalmış; “Türk-İslam Ülküsü” ile bir ideali dokumuştur.

Bir cumartesi günüydü… Kitaplarla örülü bir evde ziyaretine vardığımızda, o sessiz düşünce adamı bizi yine o duvarlar arasındaki huzurla karşıladı. Yanındaki arkadaşım beni tanıştırdı. Kafamda çok sayıda soru vardı; fakat zaman kısıtlıydı. Cesaret edip yalnızca birini sordum: “Hocam, çalışma masanızın üzerinde o kadar çok kitap var ki… Siz herhangi birini arasanız, burada bulabilir misiniz?” Tebessüm etti. “Söyle bakalım, hangi kitabı görmek istiyorsun?” dedi. O sıralarda “Doğu Anadolu Gerçeği” çok okunuyordu; onun adını söyledim. Yerinden kalkmadan bir köşeye uzandı, tek bir hareketle kitabı çıkardı ve uzattı. Sessizce, derin bir zarafetle… Ruhun şad olsun hocam, mekânın cennet olsun.

Arvasi’nin kalemi; Türk milletinin varlığını, İslam’ın mana derinliğini ve ahlakın üç yüzünü – hayvan insan, dramatik insan, ideal insan – mercek altına almıştır. Eğitimde evrensel metotlara açık ama milli içerik konusunda tavizsizdi. Sosyolojik gözlemde teoriyi değil halkı önceleyen bir anlayışla yazdı. Felsefi bir arka planla metafizik açılımlar yapan, diyalektik düşünceyle iman, varlık ve insan kavramlarını yeniden ele alan bir müellif olarak nesillere miras bıraktı.

Ve biz, onun kalemini hatırlarken, bir dua gibi şu cümleyi tekrarlıyoruz:  
Ömrü boyunca sözün hakkını veren, fikre secde ettiren bir münevverin ruhu huzur bulsun; onunla birlikte yazan, düşünen ve dua eden bir millet, istikametten ayrılmasın.

---

???? Kaynakça

1. Işık, İhsan. Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi, Uyum Ajans, 2001.  
2. Özdemir, Şuayip. “Seyyid Ahmet Arvasi’ye Göre Eğitimle Kültür Arasındaki İlişki”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, IV/I, 2004.  
3. Özdemir, Şuayip. Asrın Yesevi’si: Seyyid Ahmed Arvasi, Arı Sanat Yayınları, 2006.  
4. Sezen, Yümni. “Seyyid Ahmed Arvasi (1932-1988)”, Cumhuriyetten Günümüze Türk Düşüncesi, Nobel Yayınları, 2015.  
5. “Seyyid Ahmed Arvasi”, biyografya.com.  
6. Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi, Atatürk Kültür Merkezi, 2002.  

-

Yazarın Diğer Yazıları