Ünal TAYFUR

Her Haram Günahtır, Ama Her Günah Haram Değildir

Ünal TAYFUR

Günah ve haram, İslam ahlakının temel taşları arasında yer alır. Her iki kavram da Allah’ın emir ve yasaklarıyla doğrudan ilişkilidir; ancak aralarındaki fark, hem fıkhi hem de ahlaki düzlemde dikkatle ele alınmalıdır. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde bu ayrım açıkça ortaya konmuş, İslam âlimleri de bu konuda kapsamlı açıklamalar yapmıştır.

Kur’an-ı Kerim’de haram kavramı, Allah tarafından kesin olarak yasaklanan fiiller için kullanılır. Nahl Suresi 115. ayette şöyle buyrulmuştur: “Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı...”[^1] Bu ayet, haramın ilahi bir sınır olduğunu ve bu sınırın ihlalinin günah doğuracağını açıkça belirtir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) ise bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Helâl bellidir; haram da bellidir. İkisinin arasında birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını korumuş olur.”[^2] Bu hadis, haramın sınırlarının net olduğunu, ancak günahın daha geniş bir alanı kapsadığını gösterir.

İmam Gazali, günahı “kalbi karartan ve insanı Allah’tan uzaklaştıran manevi kir” olarak tanımlar. Ona göre haram, bu kirin en yoğun biçimidir; çünkü Allah’ın açıkça yasakladığı fiillerin işlenmesidir. Ancak günah, haram olmayan ama ahlaken yanlış olan davranışları da kapsar. Örneğin, kibirli olmak, dedikodu yapmak gibi fiiller haram olmayabilir; fakat manevi açıdan günah sayılır.

İbn Teymiyye’ye göre haram, şer’i delillerle sabit olan yasaklardır. Günah ise, Allah’ın rızasına aykırı olan her türlü davranıştır. Bu bağlamda her haram bir günahtır; fakat her günah haram değildir. Bu ayrım, bireyin vicdanı ile Allah’ın koyduğu sınırlar arasındaki ilişkiyi anlamak açısından önemlidir.

Toplumda ise bu iki kavram çoğu zaman birbirine karıştırılır. Birçok kişi, haramı sadece yiyecek-içecek veya cinsel davranışlarla sınırlandırırken, günahı daha soyut ve vicdani bir mesele olarak görür. Oysa İslam’da her iki kavram da hem bireysel hem toplumsal sorumluluk taşır. Haram fiiller, toplumsal düzeni bozan, bireyin ve toplumun zararına olan eylemlerdir. Günah ise, bireyin manevi gelişimini sekteye uğratan, Allah’a yakınlaşmasını engelleyen davranışlardır.

Sonuç olarak, günah ve haram kavramlarının doğru anlaşılması, hem bireyin manevi yolculuğu hem de toplumun ahlaki yapısı açısından hayati öneme sahiptir. Bu kavramlar, sadece dini birer hüküm değil, aynı zamanda insanın iç dünyasını ve toplumsal ilişkilerini şekillendiren temel değerlerdir.

---

[^1]: Nahl Suresi, 16:115  
[^2]: Buhârî, İman 39; Müslim, Müsâkât 107

Yazarın Diğer Yazıları