
Kayseri'nin Unutulmayan Şahsiyetlerden: Abdullah Saraçoğlu
Ünal TAYFUR
Alim, Fazıl, İlkeli Bir Din Gönüllüsü
Hayatını ilimle yoğurmuş, faziletle süslemiş, doğruluktan ve dinden ödün vermeden hizmet etmiş kıymetli bir gönül insanıydı Abdullah Saraçoğlu. Onun adı, sadece görev yaptığı yerlerde değil; Türkiye’nin dört bir yanında, takva, sadakat ve vakar ile özdeşleşmişti.
Uzun yıllar Türkiye’nin farklı şehirlerinde müftülük görevini yürüten Abdullah Saraçoğlu, bu sorumluluğu sadece bir idari görev olarak değil, adeta bir manevi önderlik görevi olarak ifa etti[1]. Hutbeleri, vaazları ve birebir sohbetleriyle hem halkın gönlünde taht kurdu hem de din görevlilerine örnek bir çizgi sundu[2].
Saraçoğlu’nun müftülüğü; sadece fetvalarla değil, adaletli ve kapsayıcı yaklaşımlarıyla da anılır oldu. İlmiyle amel eden, ameliyle halkına örnek olan bu zat, ilmî müktesebatını kibir vesilesi değil, hizmet aracı olarak görürdü[^3]. Kendisine sorulan hiçbir soruyu küçümsemez, her sorana vakar içinde yol gösterirdi. Büyük bir vakarla taşradan metropole, gençlerden yaşlılara kadar birçok gönüle dokundu.
Özellikle genç din görevlilerinin yetişmesine verdiği destek, bugün hâlâ birçok kişi tarafından hayırla yâd edilmektedir. Saraçoğlu’nun en belirgin vasıflarından biri de ilkeli duruşu idi. Ne makam hırsına yenik düştü ne de geçici menfaatlere boyun eğdi. Hakkı söylemekten geri durmadı, daima “önce Allah, sonra vicdan” diyerek karar verdi[4].
İnandığı doğrular uğruna gerektiğinde yalnız kalmayı da göze aldı. Bu sebeple halk arasında adı “doğru sözlü müftü” olarak anılır olmuştu. Onun hayatı, bir insanın nasıl vakur, adil, dindar ve halkına karşı sorumlu bir şekilde yaşayabileceğinin de örneğidir.
Din hizmetinde şekilcilikten uzak, özü öne çıkaran yaklaşımıyla; ibadeti sadece camilere hapsetmeyip sokağa, pazara, aileye taşıyan bir anlayışı benimsedi[5].
Abdullah Saraçoğlu, ömrünün sonuna kadar Allah ve Resûlü’nün yolundan ayrılmadan, ihlasla, tevazu ile yaşadı. Geride bıraktığı güzel hatıralar, yetiştirdiği talebeler ve gönüllerde bıraktığı muhabbet iziyle unutulmayanlar arasına adını altın harflerle yazdırdı.
Allah kendisine rahmet eylesin, mekânı cennet, makamı âlî olsun.
---
Alıntı Kutusu:
> “Doğru sözlü olmak, Allah’a kul olmanın ilk adımıdır.”
— Abdullah Saraçoğlu’nun vaazlarından[6]
---
Dipnotlar:
[^1]: Diyanet İşleri Başkanlığı arşivinde görev listelerinde Abdullah Saraçoğlu’nun çeşitli şehirlerde müftülük yaptığına dair bilgiler yer almaktadır. Bkz. DİB Personel Arşivi.
[^2]: Vaazlarında en çok ahlaki sorumluluk, tevazu ve adalet temalarını işlediği cemaat mensupları ve öğrencileri tarafından aktarılmıştır.
[^3]: İlim ile kibir değil, hizmet anlayışıyla hareket etmenin İslâmî bir görev olduğu birçok klasik eserde yer alır. Bkz. İmam Gazâlî, İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn, c.1, s.51.
[^4]: “Doğru sözlülük” Kur’ân'da ve Hadis'te temel ahlâk ilkesi olarak vurgulanır. Bkz. Ahzâb 70; Buhârî, Edeb 69.
[^5]: Dini sadece şekil değil, ruh ve ahlak OLARAK anlayan gelenek, özellikle Anadolu irfanında önemli yer tutar. Bkz. M. S. Toprak, Anadolu'da Din ve Toplum, s. 223.
[^6]: Bu söz, Abdullah Saraçoğlu’na ait vaaz notlarından alınmış ve öğrencileri tarafından aktarılmıştır.
---
Kaynakça:
Diyanet İşleri Başkanlığı Arşivi – Personel Bilgi Formları.
Gazâlî, İmam. İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn. Dârü’l-Fikr Yay., Beyrut.
Toprak, Mehmet Sait. Anadolu'da Din ve Toplum. İnsan Yay., İstanbul.
Buhârî. Sahîh-i Buhârî, Edeb bölümü.
Ahzâb Suresi, 70. Ayet.