Ünal TAYFUR

Ölüm hakikati

Ünal TAYFUR

Veren de o, alan da o. Nedir senden gidecek. Telaşını gören de, can senin zannedecek.

Necip Fazıl Kısakürek’in bu kısa ama derin dizeleri, insanın sahiplik vehmini sorgulatan, ölümün kaçınılmazlığını hatırlatan bir uyarıdır. Yaşadığımız hayat, bize ait olmayan bir emanetler zinciridir. Vakti geldiğinde her şey elimizden alınır; mal, makam, beden ve nihayet can. Bu geçicilik, insanı hem aciz hem de uyanık kılar. İslam düşüncesi, bu uyanıklığı diri tutmak için ölümün sıkça hatırlanmasını öğütler. Çünkü ölüm, dünya hırsını törpüler, nefsin taşkınlığını dizginler, insanı hakikate yönlendirir.

Kur’an-ı Kerim’de “Her nefis ölümü tadacaktır” buyrulurken (Âl-i İmrân, 185), hayatın bir sınav olduğu ve ölümle sona ereceği açıkça bildirilir. Bir başka ayette ise “Hanginizin daha güzel amel yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı” denilerek (Mülk, 2), ölümün bir yok oluş değil, bir değerlendirme kapısı olduğu vurgulanır. Bu ayetler, insanın dünyaya değil, ahirete yatırım yapması gerektiğini gösterir. Peygamber Efendimiz (sav) de “Lezzetleri yok eden ölümü çokça hatırlayın” (Tirmizî, Zühd, 4) buyurarak, ölümün dünya zevklerini unutturan bir öğretmen olduğunu belirtmiştir. Bu hatırlayış, insanı daha sade, daha merhametli ve daha adil kılar.

İslam düşünürleri de bu konuda derinlikli yorumlar yapmıştır. İmam Gazali, “Ölüm, gaflet perdelerini yırtan bir öğretmendir” diyerek, onun insanı hakikate çağıran bir davet olduğunu söyler. Mevlânâ ise “Ölüm, sevgiliye kavuşmaktır” diyerek, ölüm korkusunu aşka dönüştürür. Bu, ölümün bir son değil, bir vuslat olduğunu gösterir. Ahmed Yesevî, dervişlerine “Her gün ölümü düşün, her gün nefsini sorgula” nasihatinde bulunur. Bu, ahlaki tekâmülün temelidir. Ölümün hatırlanması, insanı dünyaya bağlayan zincirleri gevşetir. Mal hırsı, makam tutkusu, geçici zevkler; hepsi ölüm karşısında anlamını yitirir. Bu farkındalık, insanı daha dengeli ve daha sorumlu kılar.

Sonuç olarak, ölümün hatırlanması insan için bir kayıp değil, bir kazançtır. Çünkü ölüm, insanı hakikate yönlendirir, dünyaya esir olmaktan kurtarır. Necip Fazıl’ın dizeleriyle başlayan bu yolculuk, Kur’an’ın ayetleriyle, hadislerle ve İslam büyüklerinin hikmet dolu sözleriyle derinleşir. Ölüm, bir son değil; hakikatin başlangıcıdır. Onu hatırlamak, insanın kendini bulmasıdır.

---

Dipnotlar:

1. Kur’an-ı Kerim, Âl-i İmrân Suresi, 185. Ayet.  
2. Kur’an-ı Kerim, Mülk Suresi, 2. Ayet.  
3. Tirmizî, Zühd, 4. Hadis.  
4. İmam Gazali, İhya-u Ulumiddin, Ölüm ve Sonrası Bölümü.  
5. Mevlânâ Celaleddin Rumi, Mesnevi, Cilt 6.  
6. Ahmed Yesevî, Divan-ı Hikmet, Hikmet No: 2

Yazarın Diğer Yazıları