
Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi: Kamusal Alanın Kimliği ve Sorumluluğu Üzerine
Ünal TAYFUR
Kayseri’de hizmete açılan Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi, yalnızca bir rekreasyon alanı değil; aynı zamanda devletin halkına nefes aldırma iradesinin, toplumsal hafızayı canlı tutma çabasının bir tezahürüdür. Açıldığı günden bu yana vatandaşların yoğun ilgisini çeken bu mekân, hem fiziksel hem de sembolik anlamda önemli bir kazanım. Ancak bu kazanımın ruhunu zedeleyen bazı detaylar, kamusal alanın kimliği ve işlevselliği üzerine yeniden düşünmeyi zorunlu kılıyor.
Yabancı İsimler, Yabancılaşan Duygular
Parkta yer alan yiyecek-içecek işletmelerinin isimleri dikkat çekici biçimde yabancı: “Cafe”, “Burger”, “Corner”, “Coffee” gibi ifadeler, çocukların bile mekânı tarif ederken yabancı kelimelere başvurmasına neden oluyor. Bir vatandaşın, “O ne cafe’nin önünde bekliyorum” diyerek yer tarif etmesi, bu yabancılaşmanın ne kadar içselleştiğini gösteriyor. Milletin adını taşıyan bir bahçede, milletin dili neden geri planda kalır? İşletmeciler Türk olsa bile, bu isim tercihleri bir kültürel yönsüzlüğün göstergesi midir? Büyükşehir Belediyesi, bu konuda yönlendirici bir tavır alarak kamusal alanlarda Türkçe isimlendirmeyi teşvik etmelidir. Bu, sadece dilsel bir tercih değil; kültürel aidiyetin ve kamusal sorumluluğun bir gereğidir.
Denetimsizlik ve Güvenlik Açığı
Bahçede geniş yürüyüş yolları ve bisiklet parkurları mevcut. Ancak bu alanların kullanımı denetlenmediği için, özellikle gençlerin bisikletle yayaların arasına karışması ciddi güvenlik sorunlarına yol açıyor. Eğlenmek elbette gençlerin hakkı; fakat kamuya ait bir alanda, herkesin güvenliğini gözeten bir davranış biçimi teşvik edilmelidir. Belediyenin bu konuda hem fiziksel düzenlemeler hem de sosyal farkındalık kampanyaları yürütmesi elzemdir. Gençlerin neşesi, kamusal düzenle uyumlu hale getirildiğinde daha kalıcı ve saygılı bir kültür oluşacaktır.
Şehitlik Tarafında Yaya Giriş Kapısı Açılmalı
Bahçenin şehir tarafında bir yaya giriş kapısının olmaması, özellikle toplu taşıma ile gelen vatandaşlar için ciddi bir erişim engeli oluşturuyor. Şu anda Esenyurt Kapısı veya Aile Müdürlüğü karşısındaki kapılar kullanılabiliyor; ancak bu, şehir merkezinden gelenler için uzun ve zahmetli bir yürüyüş anlamına geliyor. Şehitlik tarafında bir yaya giriş kapısının açılması, hem sembolik hem de pratik açıdan anlamlı olacaktır. Şehitliğin hemen yanı başında yer alan bir millet bahçesi, halkın kolayca ulaşabileceği bir mekân olmalıdır. Bu kapı, sadece bir fiziksel geçiş değil; milletin hafızasına ve gönlüne açılan bir kapı olacaktır.
Sonuç: Kamusal Alanın Gönül Dili
Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi, doğru yönetildiğinde ve özenle yaşatıldığında, sadece bir park değil; toplumsal birlikteliğin, kültürel aidiyetin ve kamusal vicdanın mekânı olabilir. Ancak bu hedefe ulaşmak için, isimlendirmeden denetime, erişimden davranış kültürüne kadar pek çok alanda yeniden düşünmeye ihtiyaç var. Devletin bu mekânları sadece inşa etmesi değil, yaşatması da gerekir. Ve yaşatmak, halkın sesine kulak vermekle başlar.