
GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜYORUZ
Üzeyir İKİZOĞLU
Ülkemiz ucuz ölümler ülkesi gibi klişe bir ifadeyle başlamak istemezdim ama ne yazık ki öyle. Her yıl kış ayları yaklaşırken ve kış aylarındayken avaz avaz duyurular yapılıyor, reklam filmleri yayınlanıyor, seminerler, broşürler dağıtılıyor. Ancak bunlara rağmen ne yazık ki karbon monoksit gazından zehirlenmelerin önüne geçilemiyor. Muhakkak her canlı ölümü tadacak ve ölüm şekli sadece bir vesile ama tedbiri almakta bizlere vazife kılınmış bir durum.
Peki, nedir bu insanların üzerine garabet gibi çöken karbon monoksit; Karbon monoksit renksiz, kokusuz, tatsız ve tahriş edici etkisi olmayan bir gazdır, bu nedenle bulunulan ortamda karbon monoksit varlığının fark edilmesi zordur. Karbon monoksit, petrol ve petrol ürünleri, gaz yakıtlar, odun gibi karbon içeren maddelerin tam olarak yanmaması sonucu meydana gelir. Günlük yaşantımızda, yakın çevremizde ve endüstrideki işyeri havasında önemli miktarda bulunur.
Nasıl korunur bu gazdan ne gibi önlemler alabiliriz. Aslında hepimizin bildiği basit önlemler bunlar. Sayacak olursak; evlerimizdeki ısıtma sistemlerinin ve bacaların bakımları mutlaka uzman kişilere düzenli olarak yaptırılmalıdır. Ev içi ve garaj gibi kapalı alanlarda, bacasız ısıtma araçları kesinlikle kullanılmamalıdır, Gazlı katalitik sobalarla ısıtılan odalarda bu sobalar söndürülmeden uyunmamalıdır, Banyo içinde şofben bulundurulmamalıdır, Özellikle rüzgârlı havalarda evlerdeki sobalar yanar durumda bırakılmamalıdır.
Evet, hayata tutunmak bu kadar kolay basit birkaç tedbir ocakların sönmesinin önüne geçebilir. O yüzden bir kez daha herkesi bu konuda tedbirli ve dikkatli olmaya davet ediyorum.
Ucuz ölüm deyince bir konu daha geliyor insanın aklına. Nedir o? Tabi ki dünyada ikinci sırda olduğumuz işçi ölümleri. Hükümet yetkilileri durumla ilgili tedbirleri almaya çalışsa da asıl iş yine biz vatandaşlarda bitiyor. Onlarca görüntü yansıdı objektiflere canını hiçe sayan insanlar, hiçbir tedbir almadan iskeleye çıkanlar. İnşaattan düşenler, fabrikalarda kolunu, parmağını, ayağını kaybedenler…
İşimizden olmamak için hayatımızdan olmayı tercih eden bir zihniyet yapısı içerisinde hareket etmemiz nedeniyle, onlarca eş kocasızı onlarca çocuk babasız annesiz kalıyor. Hakkımızı aramayı, hakkımız olanı istemeyi bilmemizden kaynaklanan durumlardan nedeniyle onca insanın hayatı kararıyor. Mesela İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'ndan bazı maddeleri sayacağım size ve ne kadarına uyduğumuzu ya da ne kadarının uygulandığını düşünmenizi isteyeceğim.
Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu tüm işyerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturulacak. İşveren tüm çalışanlarını, iş sağlığı ve güvenliği ile çalışma hayatına dair hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirecek. Çalışan, ciddi ve yakın tehlikeyle karşı karşıya kaldığında çalışmaktan kaçınma hakkını kullanabilecek. Hayati tehlike durumunda işyerlerinin tamamında veya bir bölümünde iş durdurulabilecek…
Bu konuyu ve yasayı ilerleyen günlerde daha da derinleştireceğiz. Hayatta atığınız adımlarda daha dikkatli ve bilinçli olmanız dileğiyle kalın sağlıcakla…