
SOSYALLEŞMEK NEDİR?
Üzeyir İKİZOĞLU
Kısa zamanda hayatımızın merkezine oturan sosyal medyayı acaba doğru kullanıyor muyuz? Buna bir sosyal medya kullanıcısının sorusundan yola çıkarak cevap vermek istiyorum.
‘’Böyle eşlerinin, hanımlarının fotoğraflarını paylaşanlar oluyor. Güzel mi desinler istiyorlar ne yapıyorlar anlamıyorum ki?’’ Evet, sosyal medyanın hayâ, edep ve ahlak olgusunu nasıl ortadan kaldırdığını ortaya koyan güzel bir soru. Evimizin kapılarını yabancılara karşı sıkı sıkıya kapatırken, kapının arkasında olanları dünya ile paylaşmak nasıl bir zihin yapısının mamulüdür kestirmek zor. Mahremiyet olgusunu tamamen ortadan kaldırdığımız bu mecranın toplumun gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri tartışılmaz. Adı sosyal olan ancak insanları derin bir yalnızlığa iten ahlak kavramını hızlı bir yozlaşma içine sürükleyen bu mecrayı nasıl kullanmalı?
Doğru kullanıldığı takdirde neler yapılabileceği ayan beyan ortadayken, anlamı olmayan içi boş içeriklerle doldurmak niye?
İnsanlar mutluluklarını, üzüntülerini, çocuklarını evlerini bir seyahatini, gezip gördüğü yerleri paylaşabiliyor sınırlar korunduğu takdirde bu gayet normal. Fakat mahrem sınırlar aşıldığı takdirde hayâ perdesinin ucu kaldırılmış oluyor. İşinizi geliştirebilir firmanızın ürünlerinizin ve en önemlisi fikirlerinizin reklamını yapabileceğiniz bir ortam varken bizler özel hayatımızın ve bedenlerimizin reklamını yapıyoruz. Yıllarca farklı yollar ile içi boşaltılan zihinlerimiz yeni bir tehlikeyle karşı karşıya. Kalitesiz vakit geçirmenin bundan daha güzel bir örneği olamaz. Bu sosyal ağlar üzerine gezinerek amaçsızca bir şeyler ile oyalanarak vakit harcamak. Bilgi adına sonuç sıfır, ilim adına sonuç sıfır, kişisel gelişim adına sonuç sıfır. Tabi bunlar herkes için geçerli şeyler değil gayet verimli kullananlar yok değil. O yüzden gerçek manada doğru külhanları tenzih ediyorum.
Bir düşünsenize ülkemizde 50 milyona yakın kullanıcısı olan bir mecradan bahsedemiyoruz. Facebook nerdeyse ülkemizdeki medya organlarının tamamının bir günlük tiraj oranından daha fazla. Böyle bir mecrada neler yapılmaz ki?
Yemek tarifleri, köşe yazıları, kitaplar, kısa filimler, resim sergisi, el ürünleri kişisel anlamda yeteneğini sergileyebileceğin ve dünya çapında üne kavuşabileceğin bu kadar güzel bir ortam varken, oğlunun bilmem neresini paylaşmanın nedeni ney acaba?
Atalarımızın davaları için yıllarca at sırtında gittiği yerlere bizler bir tuşla ulaşabiliyorken, yapabileceğimiz tek şey yabancıların fotoğraf altına İngilizce yorum yapabilmek mi?
Hamdolsun insanoğlunu bütün yaratılmışlardan üstün kılan şey düşünebiliyor olması, o yüzden sizler telkin ve öneriler vermek yerine düşünmeye davet ediyor ve soruyorum sizce bu sosyal medyayı ne kadar doğru kullanıyoruz?