Amerikalı iki seyyahın 1890 Yılı Kayseri Notları
Amerikalı iki maceraperest kafadarın 1890'lı yıllarda bisikletle çıktıkları dünya turunun Anadolu etabında gelip konakladıkları Kayseri Kenti ile ilgili ilginç hatıralarını Araştırmacı Yazar Osman Gerçek kaleme aldı.
1890'ların başında, Amerikalı iki maceraperest gezgin Thomas Gaskell Allan ve William Lewis Sachtleben, 'Across Asia on a Bicycle' adlı eserlerinde bisikletle gerçekleştirdikleri dünya turunu ve Anadolu'daki izlenimlerini aktarmaktadır. 23 Haziran 1890'da başlayan yolculukları, 1891 kışında İstanbul'a ulaşmalarıyla devam eder.
İstanbul'dan Anadolu'ya yola çıkan gezginler, bisikletlerine karşı gösterilen tepkileri gözlemlemekte ve yerel halkla etkileşimde bulunarak özgürleştirici bir deneyim yaşamaktadırlar. Anadolu'daki zorluklar ve sağlık sorunları ile karşılaşsalar da, bu yolculukları sosyal ve kültürel dinamikleri anlamak açısından önemli bir fırsat sunmaktadır.
20 Nisan 1891'de Kırşehir'den Kayseri'ye doğru yola çıkan gezginler, burada önemli gözlemler yapmaktadır. Kayseri'nin tarihi zenginlikleri, kervan yolları ve yerel yaşam hakkında detaylar sunulmaktadır. Erciyes Dağı'nın manzarası ve yerel menkıbeleri, gezginlerin dikkatini çekerken, Kayseri'nin çarşıları ve pazarları da ayrı bir ilgi konusu olmaktadır.
Allan ve Sachtleben, lüks seyahatlerin aksine, doğrudan halkla etkileşimde bulunarak farklı bir deneyim yaşamaktadırlar. Bu yolculuk, dönemin modernite sembollerinden biri olan bisikletin yanı sıra, fotoğraf makinesi ile de belgelenmiştir.
Kayseri'de karşılaştıkları yerel halkın yaşam tarzı, sosyal ilişkileri ve kıyafetleri hakkında önemli detaylar sunulmaktadır. Ermeni kadınlarının eğitim durumu ve Türk kadınlarının sosyal hayatları hakkında da gözlemler yapılmaktadır. Ayrıca, Kayseri'nin tarihi kalıntıları ve çarşılarının durumu hakkında bilgi verilmektedir.
O günün Kayseri'sinde müslim ve gayrı müslim kadınların kıyafet ve sosyal ilişkilerini de paylaşan seyyahlar bize şu önemli ayrıntıları aktarıyorlar:
'Ermeni kadınlarının kostümü genellikle parlak renkli bir kumaştan yapılmış, güzel bir şekilde süslenmiştir. Saç stili, her zaman gösterişli olup, bazen baş çevresine dizilmiş altın paralar içerir veya örgüye dizilir. Belde bir gümüş kemer sarılır ve madeni paralarla yapılmış bir kolye, onun güzel boynuna dikkat çeker. Nehir kenarında çamaşır yıkarken, sık sık bir ayak bileğini saran altın bir halhal gösterirler.
Kostümlerinin sadeliği ve yüzlerini açmamalarıyla, Türk kadınları Ermeni kadınlarına zıt bir görüntü sergiler. Bol paçalı pantolonlar, kenarları açık bir elbise etek ve belde ve vücutta geniş bir şal gibi kuşak, Türk iç giyim kostümünün ana özellikleridir. Sokakta, genellikle beyaz olan ama bazen kırmızı, mor veya siyah olan, baştan ayağa örtücü bir elbise olan 'yaşmak' (çar) giyerler. Akşam karanlığında yolda bu kadınlardan bir grubuyla karşılaştığımızda, beyaz, uçuşan giysileri onlara kanatlı göksel varlıklar görünümünü veriyordu.
Türk kadınları genellikle erkeklerden korkar ve özellikle yabancılardan çekinirler. Ancak kırsal bölgelerdeki kadınlar, şehirdeki akrabalarına göre o kadar utangaç değillerdir. Sıklıkla köylerde veya açık alanlarda gruplar halinde çalışırken onlarla karşılaşıyor ve bazen su istemek için yanlarına gidiyorduk. Eğer bir grup genç kız varsa, genellikle geri çekilip birbirlerinin arkasında saklanıyorlardı. Onlardan 'çok güzel atlarımıza' binmelerini teklif ettiğimizde, bu, arkadaşları arasında genel bir gülüşmeye ve yaşmaklarını boyun ve yüzlerine daha sıkı bir şekilde çekmelerine neden oluyordu. '
Thomas Gaskell Allan ve William Lewis Sachtleben'in bisikletle yaptıkları bu yolculuk, sadece bir keşif değil, aynı zamanda dönemin sosyal, kültürel ve siyasi dinamiklerini anlamak için önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır. 'Across Asia on a Bicycle', Anadolu'nun tarihine dair derin bir bakış açısı sunmakta ve modernite, toplumsal algılar ile insan ilişkileri üzerine düşünmeyi teşvik eden bir çalışma olarak öne çıkmaktadır.