İSLAM'A BÜYÜK BİR DÜŞMANLIK DUYUYORLAR 'Ɖ''

Meryem Beyza KANLIOĞLU'nun Ali Yüksel ile yapmış olduğu 'İSLAM'A BÜYÜK BİR DÜŞMANLIK DUYUYORLAR' isimli röportajın üçüncü kısmı sizlerle

Sayın Ali YÜKSEL, röportajımızın 3. Ve son bölümüne şu soru ile başlamak istiyorum.Zina suç kapsamından çıkartıldı.Bu süreçte bizi neler bekliyor? Hukukî süreç nasıl işleyecek?

-Bu konuda çok fazla konuşmak istemiyorum.Ama ben başbakanımızın ve etrafındaki kişilerin bunu 'zina suç değildir' anlayışıyla yaptıklarına inanmıyorum.Hangi şartlar içinde bunu yaptılar bilemiyorum.Tabi bunların hepsi bir bütündür,parça parça değerlendirildiği zaman yanlış neticelere gidebilir.Bence bu gibi şeyleri çok dillendirmek yerine,insanları inançlarını yaşayabilecekleri bir ortam için gayrete getirmek gerektiğini düşünüyorum.
Bu konuda benim erken erken emekli olmamın sebebi de şöyle.İnsanların İslamı doğru öğrenmesi ve yaşaması için bir dernek kurmak istedim. Dost-Yar Derneği bu sebeple kuruldu.
Toplum kendi özelliğini değiştirmedikçe Allah da onlara olan nîmetini değiştirmez. Öyleyse biz toplumu eğitmek mecburiyetindeyiz.
Osmanlı'nın tekke ve zaviyeleri,tarikat evleri vardı.Buralarda orta kesimin eğitimi yapılıyordu.Onlara insanlık,insan-ı kamil olma özellikleri veriliyordu.Cumhuriyetle bunlar kapatıldı ama yerine yenileri gelmedi.O zaman bu insanlar nasıl eğitilecek? Bu noktada şahsî gayretler önemli.Allah razı olsun Cumhuriyet döneminde Said Nursî,Süleyman Hilmi Tunahan,Mehmed Zaid Kotku gibi ztlar şahsî gayretleriyle insanları yetiştirmeye çalıştılar.Onların çok büyük kıymetleri vardır.Bu çalışmaların sürdürülmesi lazım.Bu işin devam etmesi lazım.
Biz de Dost-Yar Derneği olarak çeşitli yerlerde şubeler açıp dersler yapıyoruz.Kuran-ı kerim,hadis-i şerif,hayat-üs sahabe,ilmihal eğitimleri ve zikirler yapıyoruz.İnsanlara bunları tavsiye ediyoruz.
İnsanlar kendi gayretleriyle dini öğrenmeye çabalamazlarsa bu konuda devletin,hükümetin yapabileceği fazla bir şey yok.Okullarda öğretilen din dersleriyle insanlar iyi birer müslüman olamaz.Şahsî gayretler gerekiyor.Biz insanlara kuran-ı kerim,ilmihal ve hadis-i şerif okumalarını tavsiye ediyoruz.İlmihal;biliyorsunuz ibadet kaidelerini içeren bir kitaptır.Bunları okuyun ve Allah'ı zikredin diyoruz.Bu çalışmaların yüzlerce,binlerce yerde yapılması lazım.Çok şükür ki ülkemizde bu hizmet yapılıyor.Eğitim veriliyor.Ana okulundan üniversiteye kadar eğitim veriliyor.Çeşitli yerlerde sohbetler yapılıyor.Artık eskisi gibi değil.Şimdiki hürriyet havası iyi değerlendiriliyor.Dört koldan çalışılıyor.Allah hepsinden razı olsun.

Kız-erkek evleri hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Elhamdülillah biz Müslümanız.İslam'da kadın-erkek ilişkileri ile ilgili kaideler,toplumun örf-adetleri,ahlakî prensipler vardır.Bunlara uymayan hiçbir mesele tutup da modernlik olarak görülemez.'Avrupa şöyle düşünüyor,Batı böyle düşünüyor'diyerek bu tarz şeylere olumlu bakamayız.İslamda mahrem-namahrem ilişkileri bellidir.Birbirine nikahı düşen kız ve erkek aynı çatı altında kalamaz.Bu tasvip edilemez.Bunu tasvip eden insanlar bakın açıkça söylüyorum;ya dinsizliklerinden ya da Türkiye'yi dinsizleştirmek isteyen çeşitli mihrakların gayretleriyle yapıyorlar.Hiçbir suretle bunlara müsamaha gösterilemez.Bu konuda Müslümanların da duyarsız davrandığı kanaatindeyim.Bu memlekette bu haysızlığı savunan insanlar tükürükle boğulmalıdır.Bunu açıkça söylüyorum.Biz gayrimüslimlere karşı Sütçü İmamlarla,Nene Hatunlarla ırz namus mücadelesi yapmış bir milletiz.Onları burdan kovmuşuz.Şimdi onlar topla silahla başaramadıkları işleri içimizden bazı gafilleri kandırarak yapmaya çalışıyorlar.Buna asla müsaade etmeyiz.Müslümanların da bu konuda taviz vermemeleri gerekir.
Hayasızlık demokrasi olamaz!

Yetişmiş insanlar,üst konumlarda bulunan insanlar bu düşünceye sahipler.Üstten başlayarak bunu halka indirmeye,halka empoze etmeye çalışıyorlar.Ama halktan istenilen destek görülmedi.Bu yönetimler kazanırken aslında toplum mu kaybedildi?
Bu konunun psikolojik ve sosyolojik birçok sebebi var.AKP'yi hükümet olarak seçenler'yahu başımızda bizden bir hükümet var'anlayışıyla yan gelip yatıyorlar.Bu çok yanlış.Öte yandan da toplumu galeyana getirip kargaşa çıkarmak isteyenler var.Müslüman kesim bu konuda hassasiyetini göstermeli,ne yan gelip yatmalı ne de bu fırsatçılara,ortalığı karıştırmak isteyenlere fırsat vermemelidir.Hz. Peygamber'in nasıl konuştuğunu nasıl sustuğunu biliyoruz.Bu konuda Hz.Hasan ve Hüseyin Efendilerimizin rivayetleri var.Allah resulu herkese çok müşfik idi,affedici idi.Birisinin sözünü kesmez sonuna kadar dinlerdi.Birisinin bir hceti olsa onu halledinceye kadar uğraşırdı.Ama birisi bir haksızlık yaparsa o hak yerini bulana kadar oturmaz ve hiç kimse onu durduramazdı.
Oysa şimdi ortalıktaki bütün haksızlıklara karşı insanların tüyü kıpırdamıyor.Bakınız bu insanların çoğu kendilerine,maaşlarına bir zarar gelse hop oturup hop kalkarlar.Mücadele ederler.Ama İslamı'ın en önemli prensipleri ayaklar altına alınıyor kimsenin kılı bile kıpırdamıyor.Bu yüzden kuranı ,İslamı anlama çalışmaları çok önemli.İslam'ın temeli dr-ül erkam'da başlamış.Hz.Peygamberin gizli gizli yaptığı sohbetlerle başlamış.Bence en etkili çalışma ev sohbetleridir ve yaygınlaştırılmalıdır.İslam'ın özü yaşanmaya teşvik edilmelidir.Bu işler ancak o zaman iyi olur.

Marmaray'da dua ile tesis açılır mı gibi söylemler ortaya çıktı.Geçtiğimiz günlerde Avrupa'da İtalya'da bir papazın dua ile su kanalı açtığına şahit olduk.Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Bunu söyleyenlere cevaben şöyle diyoruz. Meclisin açılışına bakınız. Mustafa Kemal'in bizzat ellerini açarak,sarıklı hocalarla nasıl dua ettiklerine bir baksınlar.Bunlar Atatürk'ün izinden gidenler değil 'izin' yapanlar.Ülkeye hiçbir faydası olmayanlar.

Avrupa'da bir Hıristyan gencin dinine bakışı ile ülkemizdeki gençlerin dinlerine bakışı arasındaki farkı siz nasıl değerlendirirsiniz.Neden bu kadar farklı.Cihat örneğini alırsak yapmasalardı bile denildi.Siz bu fatrklılığı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa'da çocukları 3 yaşında ana okuluna gönderiyorlar. Ana okulunda çocukları oynatanlar,onlara eğitim verenler kiliselerde yetişmiş insanlar.Ardından lise ve üniversite kilisenin.Üniversite yurtları kilisenin.Şehirlere damgasını kiliseler vurmuş.Her yeri kilise yönetiyor.Böyle olunca da onların en inanmayanları ile Ateist olanıyla dahi bir münakaşaya girildiğinde altından hemen 'Haçlı' fikri çıkıyor.
Osmanlı'da tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla büyük bir boşluk oluştu. Bu boşluk yeni kurumlarla doldurulamadı. Bu bakış farklılığının sebebi budur.

 

Ali Hocam, doyulmaz sohbetiniz ve verdiğiniz bilgileriniz için çok teşekkür ederiz.

Meryem Beyza KANLIOĞLU

Yorumlar 3

Bakmadan Geçme