Bilginin kıymetli olduğu çağdan, bilginin manipüle edildiği çağa geçtik.
Artık mesele bilgiye ulaşmak değil; doğru bilgiye ulaşabilmek.
Gözümüzü açtığımız her sabah, ekranlarımızdan zihinlerimize bir gerçeklik inşa ediliyor. Ancak bu gerçeklik çoğu zaman doğal değil, tasarlanmış bir gerçekliktir.
Ana akım medya ve sosyal medya platformları sadece haber vermiyor; hangi haberin önemli, hangisinin önemsiz olduğunu da belirliyor.
Gündemi kim oluşturuyor?
Kimin hangi meseleye üzülmesi, kimin hangi meseleye kayıtsız kalması gerektiğine kim karar veriyor?
Görünürde özgür gibi duran medya, aslında çok katmanlı bir algı yönetimi aracına dönüşmüş durumda.
Algı Yönetimi: Modern Zamanların Savaş Alanı
Bugün savaşlar sadece silahlarla değil; algılarla kazanılıyor.
Bir milletin moral gücünü kırmak mı istiyorsunuz? Ona sürekli kötü haber verin.
Bir toplumu hedefinden uzaklaştırmak mı istiyorsunuz? Onu gereksiz tartışmalarla meşgul edin.
Bir nesli yozlaştırmak mı istiyorsunuz? Ona sürekli yanlış kahramanlar sunun.
İşte bugün medya, sadece bir bilgi kaynağı değil; bilinç mühendisliğinin en etkili silahı haline geldi.
Ve ne yazık ki birçok insan, kendi aklıyla değil, maruz kaldığı manipülasyonla karar veriyor.
Zihinlerimizi Korumak: Bilinçli Tüketim Şart
Çözüm basittir ama cesaret ister: Her gördüğüne inanmamak.
Her okuduğunu doğru kabul etmemek.
Bilgiyi süzmek, kaynakları sorgulamak.
Eleştirel bakış açısını kaybetmemek.
Çünkü medya özgür olmayınca, zihinler de özgür olamaz.
Ve zihinler özgür olmazsa, toplumlar kendi kararlarını veremez.
Gerçek; güçlü olanın değil, doğru olanın yanındadır.
İzlemeye devam et…
ama bu kez kendi vicdanınla tartarak.