“Anadolu Yakası” Usta hikâyeci Mustafa Kutlu’nun dergâh yayınları tarafından yayınlanan son kitabının adı. Kitap bildiğim kadarıyla Nehir söyleşi türünün nadir örneklerinden biri. Daha önce bir çok yazar ve gazetecinin diğer bir ünlü ile yaptığı söyleşileri okumuştum. Sizler de okumuşsunuzdur. Yapılan bu söyleşiler birden fazla oturumda devam ediyor ve seri birkaç bölümde yayınlanıyorsa, adından da anlaşılacağı gibi bu tür söyleşilere nehir söyleşi deniliyor. Nehir söyleşiler genellikle gazete muhabiri veya televizyon programcıları tarafından yapılıyor ve bu söyleşiler özellikle konuyu merak edenler ve/veya konuğu takip edenler tarafından izlenip takip ediliyor.
Mustafa Kutlu’nun “Anadolu Yakası” isimli nehir söyleşisi ise usta bir hikayecinin kaleminden çıkması, üslubunun yumuşaklığı, okunmasının kolaylığı ve okuyanın içini ısıtan sıcaklığı ile kendisini hemen fark ettiriyor.
Mustafa Kutlu’nun 1980’ li yıllarda yine Dergah yayınları tarafından yayınlanmaya başlayan “Yoksulluk İçimizde” “Ya Tahammül Ya Sefer” “Yokuşa Akan Sular” gibi öykü kitaplarından başlayarak neredeyse günümüze kadar yayınlanan tüm öykü kitaplarını okudum. En son “Tahir Sami Bey’ in Özel Hayatı” yla kendi hayatımız arasında bir benzerlik bulmanın “acı bir tadı” nı dimağımızda hissettik.
(Burada “kendime dünyada bir acı kök tadı seçtim” diyen bir başka ustayı hatırlatmadan geçmem haksızlık olur düşüncesiyle İsmet Özel’in ”Mataramda Tuzlu Su” adlı muhteşem şiirinden bir parçayı takdim ediyorum)
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı suç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların içinde uygunsuz biriyim
vahşetim
beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı
kendime dünyada bir
acı kök tadı seçtim
yakın yerde soluklanacak gölge bana
yok uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Bizim gibi kitap biriktirme meraklısı Tahir Sami Bey’in ibret dolu yaşamı Mustafa Kutlu’nun usta kalemiyle birleşince tadına doyulmaz bir eser çıkmıştı ortaya. Zaten tam da tadı dimağımızda kalmışken sağ olsun Kutlu Hoca imdada yetişti de “Anadolu Yakası”nı yayınladı. Anadolu yakası öykü tadında okunan bir nehir söyleşi. Kitap Son derece zeki, aynı zamanda girişimci bir ruha sahip bir Anadolu insanı olan “Muzo (Muzaffer’in kısaltılmışı değil )Gönül” ün kendi dünyasının dışında, Sinema ve Televizyon dünyasında nasıl çalışıp çabaladığını kendi diliyle anlatıyor.
Kutlu Hoca ustalığın bu kitapta da fazlasıyla belli ediyor. Kitabın Kahramanı Muzo Gönül aracılığı ile Türk sineması ve Yeşilçam’ın geçmişi, Türk Tiyatrosu, TRT ve Özel Televizyonlar hakkında birinci elden bilgiler verirken, işin felsefi ve sosyolojik değerlendirmelerini yapmaktan da geri durmuyor. Her ne kadar Kitabın Kahramanı Muzo Gönül son derece mütevazı davranarak ben işin felsefesinden anlamam diyorsa da Kullandığı cümleler ve alıntı yaptığı düşünürler ile tavsiye ettiği yazarlar ve kitaplar kendisinin işinin ehli birisi olduğunu ele veriyor.
Beni asıl can evimden vuran cümle hangisi dersiniz? İşte tamda kendine yakışanı yaptı Kutlu Hoca! Dedirten cümle, onu da siz bulun. Tabiiki önce kitabı okumanız gerekiyor.