Mustafa BOSTANCI

Masada ne var?

Mustafa BOSTANCI

 Olağanüstü bir durum olmazsa, Sayın Binali Yıldırım 22 Mayıs 2016 Pazar tarihinden itibaren Ak Parti Genel Başkanlığı ve akabinde Başbakanlık koltuklarına oturacak.

Ak Parti’nin 3. Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 27. Başbakanı olacak.

Türkiye’nin en büyük siyasi partisinin genel başkanlığı herkese nasip olmayacak bir makamdır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı makamı her siyasetçinin muradıdır, ancak pek az kimseye nasip olmuştur.

Yani artık Binali Yıldırım’ın iki büyük koltuğu var.

Fakat unutmayalım, makamlar sadece koltuklardan ibaret değildir. Aynı zamanda büyük bir masa koltuğa eşlik eder. Hele de milletin temsil edildiği makamların masaları oldukça büyüktür ve boş değildir.

Siyasetçi ve koltuk ilişkisi bana hep tembelliği hatırlatır. Makamı koltukla ilişkilendirmeyi de yanlış bulurum. Memleketi ve milleti kendine dert edinen bir siyasetçi, o koltukta zaten oturacak vakit bulamaz. Kaç tane siyasetçi var bu memlekette öyle derseniz? Haklısınız az, Rabbim sayılarını artırsın..

Binali bey o makamlara geçtiğinde sadece etrafı değil masası da kalabalık olacak.

İki büyük masayı da gözden kaçırmayalım.

 

Genel Başkanlık koltuğuna oturduğunda masasında büyük bir dosyayla karşılaşacak.

Bu dosyanın kapağında iri puntolarla “Teşkilat” yazıyor. Partiye dair mesaisini daha çok teşkilat iletişimi ve uyumlu çalışma konularına ayıracağı düşünülüyor. Olası kırgınlık ve küskünlükler konusunda da Binali Bey’in daha kucaklayıcı bir tavrı olacağı söyleniyor.

Genel başkan yardımcılarının kimler olacağı, MYK, MKYK ve yeni kabinede kimlerin yer alacağı konusu önem arzediyor. Bu denli büyük bir partide, parti içi dengeleri muhafaza etmek maharet gerektiriyor.

Büyüyen her yapıda görülen aksaklıklar şüphesiz Ak Parti içerisinde de cereyan ediyordur. Fakat Ak Parti, yaşanan parti için aksaklıkları krize dönüşmeden çözebilmeyi başarabilen bir parti olarak biliniyor. Binali Bey döneminde de aynı istikrarın sürdürülmesi bekleniyor.

 

Başbakanlık masası daha kalabalık.

Büyük dosyasında ise iri puntolarla “Terörle Mücadele” yazıyor. Etnik kimlik fark etmeksizin, bu ülkenin tüm vatandaşlarına yıllardır acıdan başka bir şey yaşatmayan eli kanlı terör örgütü PKK’nın kökünü kazımak, hükümet ve başbakan başta olmak üzere devletin tüm kurumlarının birinci vazifesidir.

Terörün son bulduğu bir Türkiye, enerjisini devletin ve milletin müreffeh yarınları için harcadığında, bu kadim medeniyetin sahipleri kaim bir geleceğe ulaşacaktır.

Adaylığı açıklanır açıklanmaz soluğu Diyarbakır’da alması ve katıldığı şehit cenazelerinde gösterdiği duruş, Binali Bey’in terörle mücadele konusundaki hassasiyetini gösteriyor.

İkinci büyük dosya “Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi” adını taşıyor. Sivil bir anayasa ve başkanlık sistemi konusunda milletin beklentilerine çözüm üretmek gerekiyor. Artık bu sistemin tıkandığı gözle görülüyor. Başkanlık, yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanlığı gibi adı her ne olursa olsun bu konuda somut adımların Sayın Binali Yıldırım döneminde atılması bekleniyor.

Bu büyük dosyaların yanı sıra, Suriye ve mülteciler, ekonomik istikrar, AB müzakereleri gibi bir çok dosya da üzerinde titizlikle durulmayı bekleyen konular arasında.

Hal böyleyken, sorumluluk boyutuyla düşünüldüğünde, o koltuklar rahat vermez.

Bırakın koltuğu, memleket meseleleri başınızı yastığa koyduğunuzda uykunuzu kaçırmıyorsa kendinizi sorgulamanız gerekir.

Millete hizmet yolunda kullanılmayan makamlar, Allah korkusu olanlar için nimet değil, külfettir.

Rabbim, büyük küçük tüm makam sahiplerini emrettiği üzere dosdoğru kılsın.

 

Yazarın Diğer Yazıları