Prof. Dr. Ünal Çamdalı

Bir Seminerin Ardından

Prof. Dr. Ünal Çamdalı

Dün Makine Mühendisleri Odası (MMO) Kayseri Şubesi üyelerinin Kitap Okuma Kulübünün organize ettiği etkinlikte, “Mühendislik, Ekonomik ve Sosyal Sistemlerin Entropi Bakış Açısıyla Benzerliği (Analojisi)” başlıklı bir sunum gerçekleştirdim. Sunum şubenin şehir merkezinde bulunan binasında yapıldı ve yaklaşık 20 kişi katıldı.  Etkinlikte termodinamiğin yasalarının vurgusu yapıldıktan sonra bunların sosyal ve ekonomik alanlardaki yansımaları ile ilgili iki saate yakın bir tartışma gerçekleştirildi. Şahsım açısından verimli olduğunu düşünmekteyim. 

Sunuma gelenlerin çoğunluğu makine mühendisleri olmakla birlikte diğer meslek gruplarından da kimseler katıldı. Örneğin bir elektrik mühendisi, tarih öğretmeni, kimya öğretmeni ve spor öğretmeni gibi diğer mesleklerden de dinleyiciler vardı. Ayrıca bir fen lisesi öğrencisinin katılımı da ilginçti. Konu her ne kadar makine mühendislerine yakın olsa da diğer mesleklerden olanların da ilgisi önemliydi. Zira yaşam denen olgu ve yapısı aslında herkesi ilgilendiren evrensel bir gerçekliktir. Hepimiz ondan etkilenmekteyiz. Ginsberg'in ifadesiyle hayat oyunundan çekilmek de zaten mümkün değildir. 

Kitap Okuyan Kulüp Elemanları

Kulüp elemanlarının her ay bir kitabı okuduktan sonra şubede bir araya gelerek okudukları kitabı değerlendirmeleri, bana ilginç geldi. Aslında toplumun pek çok kesiminde bu tür etkinliklerin olması gerekiyor. Yıllar önce Tunceli’de öğretmenlik yapmış bir kişinin, oradaki ev hanımlarının kitap okuma günlerinin olduğunu söylediğindeki şaşkınlığımı hala hatırlarım. Keşke bu tür etkinlikler her şehirde olsa diye düşünmüştüm. Dolayısıyla şubenin kitap okuma kulübünün faaliyetini takdir ettiğimi ve benzerlerinin daha geniş kitlelere yayılması hususunda örnek bir yapı oluşturduğunu söylemek isterim. Zira hep az okuduğu söylenen toplumumuzun, bu tür etkinliklere ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Bilginin ve onun üretilerek hayata yansımasının, günümüz dünyasındaki önemini söylemeye, her halde gerek yok. 

Termodinamiğin Yasaları ve Yaşama Bakışı 

Daha önce de pek çok defa ifade ettiğim gibi termodinamiğin yasaları eşyayı ve enerjiyi yöneten, canlılar dünyasını da derinden etkileyen ilkelerdir. Bunların erken yaşlardan itibaren bilinmesi, doğanın ve yaşamın anlaşılması hususunda önem ifade etmektedir. Zira bu yasalar sadece mühendislerin ve diğer bilimcilerin kullandığı ilkeler olmanın ötesinde, pek çok farklı anlam yapısı da mevcuttur. Bu konuda yazılan kaynaklara bakılabilir.

Sorulan Sorular ve Yorumlar

Seminerde özellikle Ayşe Hanım, Defne Hanım, Müşerref Hanım ve Mahmut Beyin soruları ile Ali Beyin yorumları ilginçti. Soruların bazıları şunlardı: 

  • Termodinamiğin farklı bir yasası olsaydı, bu hangi ilke olurdu?
  • Entropi yasasına göre eninde sonunda entropi artarak her şey kaosa gidiyorsa yaşamın gayesi nedir?
  • Entropi çalışıyor, ölüm yaşama galip geliyor, bu durumda yaşam neden var? 

Bunlar aklımda kalan ilginç sorulardandı. Bu tür sorular ve yorumlar seminerin salt teknik bir paylaşım olmadığını, katılımcıların konuyu felsefi boyutlarıyla da ele aldığını göstermektedir.

Mühendislik meslek olarak diğer sosyal alanlardan ayrılsa da yaşamın yapısı, amacı, anlamı, nihai hedefi gibi konular aslında salt mühendisleri değil herkesi ilgilendirmektedir. Bu noktada yaşamın anlamına termodinamik ve diğer mekanik yasaların perspektifinden yanıtlar bulmak, biz mühendisler için önemli olsa gerek. Zira bakış açımız mekanik dünya görüşüne dayanmaktadır. Maddenin ve enerjinin yasaları ile hareketin yasaları, evren çarkını döndüren temel itkilerdir. Bunlar eşyayı yönetir, canlıları da etkiler hatta ondan öte adeta sarsar. Ancak unutulmasın ki tüm olgu ve olayları tek bir disiplinden açıklamak, pek de mümkün değildir. Termodinamik yasalar mekanik evrenin çalışma sistemini açıklamakla birlikte madde ve enerji etkileşiminin tüm evrelerinde etkindir. Bu durum termodinamiğin hayatın tüm olgu ve olaylarını açıklayacağı anlamına gelmese de pek çoğunu açıklayacağı anlamına gelmektedir. Hayatın bütünlüğü çerçevesinde bu hususta diğer disiplinlere hatta dini bilgilere de ihtiyaç olduğu bir gerçektir. 

Sonuç

Kayseri geleneksel yapısıyla ve geçmişten gelen birikimiyle kadim bir şehirdir. Şehrin kültürel özellikleri de derindir. Osmanlı Devletinin ilk profesörünün Kayserili (Kayserili Davud) olduğu unutulmamalıdır. Ancak gelişime ihtiyacı vardır ve modern dünya ile bütünleşmesi elzemdir. Şehrin ve içinde yaşayanların, bu tür faaliyetleri artırması, önem ifade etmektedir. Bu tür etkinlikler şehrin kültürel seviyesinin artmasına katkı vermesi açısından değerlidir ve zaten istenen ve beklenen hatta özlenen de gelişmelerdendir. 

Bu vesileyle şahsımı davet ederek termodinamiğin sosyal ve ekonomik alanlardaki yansımaları ile ilgili görüşlerimi paylaşmama ve dinleyicilerin görüşlerinden yararlanmama fırsat verdikleri için başta Defne Hanım, Ayşe Hanım ve Mahmut Bey olmak üzere davete icat eden herkese, MMO Kayseri Şubesinin değerli kulüp üyelerine teşekkürlerimi sunarım. 

Yazarın Diğer Yazıları