3 Aralık Dünya engelliler günü
Ünal TAYFUR
Bugün, Dünya Engelliler Günü vesilesiyle bir kez daha toplumun en önemli gerçeklerinden birini hatırlıyoruz. Ben de bir engelli birey olarak, her yıl bu gün gündeme geldiğinde farklı duygular içerisinde oluyorum. Çünkü çok iyi biliyorum ki engelli olmak, toplumun bir parçası olmayı engellemez; aksine, toplumun çeşitliliğini ve zenginliğini artırır. Bizlerden beklenen şey acınmak değil, hayatımızı kolaylaştıracak yolların açılmasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre yaklaşık 1 milyar insan engelli birey olarak yaşamını sürdürüyor; bu da dünya nüfusunun yüzde 15’ine karşılık geliyor. Türkiye’de ise farklı araştırmalar engelli bireylerin oranını yüzde 12–13 civarında gösteriyor. Engellilik doğuştan gelen nedenlerle ortaya çıkabildiği gibi, akraba evliliği, yanlış ilaç kullanımı, hatalı tedavi süreçleri, iş kazaları ve trafik kazaları gibi sebeplerle de sonradan gelişebiliyor. Yani aslında hepimiz bir şekilde bu gerçekliğin parçasıyız.
Ne yazık ki bugün hâlâ birçok engelli birey eğitim, istihdam, sağlık ve sosyal hizmetlere erişimde ciddi engellerle karşılaşıyor. Dünya genelinde engelli bireylerin iş gücüne katılım oranı, engelli olmayan bireylere göre yüzde 50 daha düşük. Türkiye’de de tablo benzer; özellikle kadın engelliler için iş gücüne katılım oranı daha da sınırlı. Bu durum, sosyal devletin öncelikli görevlerinden birini açıkça ortaya koyuyor: engelli bireylerin yaşamını kolaylaştırmak, erişilebilirliği artırmak ve ayrımcılığı önlemek.
Sosyal devlet anlayışı, engelli bireylere yönelik politikaları yardım temelli değil, hak temelli bir yaklaşım üzerine kurmalıdır. Eğitimde erişilebilir sınıflar, iş hayatında engelli kotası, şehirlerde engelsiz ulaşım ve sağlıkta eşit hizmet, bu anlayışın somut göstergeleri olmalıdır. Çünkü engelli bireyler toplumun yükü değil, toplumun zenginliği ve çeşitliliğidir.
Bugün, Dünya Engelliler Günü’nde yalnızca farkındalık yaratmıyoruz; aynı zamanda hepimizin daha adil, daha erişilebilir bir dünya kurma sorumluluğunu hatırlıyoruz. Benim için bu gün, engelli bireylerin sesini duyurmak ve onların toplumun eşit üyeleri olduğunu göstermek için bir fırsat. Gerçek eşitlik, herkesin özgürce ve onuruyla yaşayabildiği bir toplumda mümkündür.
--