
KAÇIRILAN ÇOCUKLAR, KÜRT VE TÜRK ANNELER
Ahmet TAŞ
Kamuoyunu ve basını takip etmeye çalışan insanlarımızın 3 ay’a yakın bir zamandır dikkatini çeken bir hadise var ortada. Çocukları PKK tarafından dağa kaçırılan aileler ve onlar için seslerini duyurmaya çalışan anneleri ve babaları.
Önce Diyarbakır’ın Lice ilçesinde belediye tarafından pikniğe götürülen ve evine dönmeyen 16 yaşındaki erkek lise öğrencisinin anne ve babasının sokakta çadır kurarak “Çocuğumu istiyorum.” Diyen feryadına şahit olduk. Daha sonra Bitlis’in Hizan ilçesinde endüstri meslek lisesi öğrencisi yine 16 yaşındaki erkek öğrencinin anne ve babası çadır kurarak evladımı istiyorum diye seslerini duyurmaya çalıştılar. Devamında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde 12 kadar aile, çocukları PKK tarafından kandırılarak dağa kaçırıldığı için eyleme başladılar. Sonraki günlerde Diyarbakır’da ki eylemci aile sayısı 40’ın üzerine çıktı.
Emniyet kaynaklarının verdiği bilgilere göre yaşı 18’in altında olup PKK kamplarında bulunan 1354 çocuğun olduğu bilgisi basına yansımış bulunmaktadır. Diyarbakır’da çocukları için eylem yapan ailelere Adana’dan, Denizli’den, İzmir’den, Gaziantep ve diğer bazı illerden katılanlar oldu. Diyarbakır’ da ki eylem devam ederken farklı illerden çok sayıda anne, eyleme destek verdiklerini dile getirdiler.
Bir annenin, bir babanın el bebek gül bebek büyüttüğü yavrusundan ayrılması, onun PKK gibi terörle anılan bir örgüt tarafından kandırılarak dağa çıkarılması, yuvasından, ailesinden koparılarak geleceği belli olmayan bir hayata katılması hiçbir anne babanın kolay kabulleneceği bir durum değildir.
1354 çocuk, 1354 aile demektir. Şu anda PKK’nın elinde çocuğu olan 1354 ailemiz evladından haber alamıyor, onun hasretini çekiyor, kokusunu özlüyor; geleceğinden endişe ediyor, yaşlı gözlerine uyku girmiyor. Üstelikte bu çocukların önemli bir kısmı değişik hastalıklara yakalanmış olup her gün özenle beslenmesi, ilaç alması gereken sevgiye, ilgiye muhtaç çocuklarımız.
Resmiyeti olmayan uluslar arası barış kuruluşları ile PKK’nın yaptığı anlaşmalara göre 18 yaş altı çocukların dağa çıkarılması, eline silah verilerek çatışmalara sürülmesi yapılmaması gereken uygulamalardır. Buna rağmen PKK’nın yaptığı anlaşmanın aksine çocukları dağa götürmesi onun nasıl bir zihin yapısına sahip olduğunu ortaya koyması açısından düşünülmesi gereken bir durumdur.
Ülkemizde 2 yıla yakın bir süredir devam eden barış süreci ve çatışmasızlık ortamına gölge düşüren, hedeflenen barış ve kardeşliğe bir darbe ve komplo olarak değerlendirilen çocuk yaştaki insanların dağa kaçırılmasını önlemek için MAZLUMDER ve İHD gibi insan hakları kuruluşları ile hükümet kanadından PKK’ya ve onun siyasi uzantısı HDP’ye çağrılar yapıldı. Çocuk yaştakilerin kandırılarak dağa götürülmesine biran önce son verilmesi ve dağdakilerin derhal serbest bırakılması için. Diyarbakır’da eylem yapan aileler HDP eş başkanı Selahattin DEMİRTAŞ ve HDP Diyarbakır il başkanlığı nezdinde de olaya çözüm bulunması için girişimlerde bulundular, DEMİRTAŞ’tan konuyla ilgileneceğine dair söz aldılar.
MAZLUMDER’in Diyarbakır, İstanbul ve Kayseri şubelerinin yaptığı çağrılar, İHD’nin olayla ilgili çağrıları basında yer alırken, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN PKK ve HDP’ye çağrıda bulunarak dağa kaçırılan çocukların derhal serbest bırakılmasını istedi, çocukları için Diyarbakır’da eylem yapan aileleri desteklediğini söyledi. Daha sonra 3 kişiden oluşan HDP heyeti bu taleplerin de gündeme geleceği görüşmeler yapmak üzere PKK lideri ÖCALAN’la görüşmek üzere İmralı adasına gittiler. Bugün Türkiye ve aileler hayırlı bir sonuç için umutla beklemeye başladı.
Çocukları kaçırılan annelerin ve ailelerin Diyarbakır Belediyesi önündeki eyleminin engellenmesini, onlara belediye önünde yer verilmemesini bir insanlık ayıbı olarak değerlendiriyorum. Bu arada MAZLUMDER’in çağrılarından sonra Kayseri’den bir grup annenin kınayıcının kınamasından çekinmeden (Kürtleri destekliyorlar derler diye) Diyarbakır ve diğer illerde çocukları PKK tarafından kaçırılan annelere, ailelere destek vermesini, Gaziantep Belediye Başkanı Fatma ŞAHİN’in Gaziantep’te çocuğu kaçırılan aileyi ziyaret edip acılarını paylaşmasını, onlara moral vermesini insanlık adına takdir ve tebrik ediyorum.