Cahid METİN

Hangi Alim Tenkit Edilir?

Cahid METİN

En çok baskı yaptığı(!) söylenen gazetedeki yazının başlığı “Alimleri Tenkit Kime Düşer” idi. Yazıyı okudukça alimleri tenkitin kimseye düşmeyeceği söyleniyordu. Siz de kim oluyorsunuz da Alimleri tenkit ediyorsunuz, deniyordu. Tabii olarak o yazıda kast edilen alim, bir başka gazetenin yazarının “derin gırtlak” adlandırmasıyla okyanus ötesinden nefesi hissedilen, burada yaşayanların mahremine kulak kesilen kişi.
 
Yazının bir kesitinde: “…İmam-ı Azam, devrin Emevi valilerinin zulümlerine sessiz kalmaz. Ardından Ümeyyeoğullarının uyguladığı haksız politikaları da eleştirir. Büyük imam bu sebeple her türlü işkenceyi görür. Yönetime biat etmedikçe hakkında türlü iftiralar ortaya atılır… Halife Mansur, ona sadece fikrini değiştirmesi için cazip vazifeler teklif eder… Zindanda geçen uzun zamanın sonunda bir gün ona zulmedenlere değil, müminlere son sözünü söyler mezhep imamı: “Beni gasp edilmemiş bir toprak parçasına gömün!”…” İmam-ı Azam’ın otoriteye karşı verdiği mücadelesinden kesitler verilmiş. Biz burada hikmetler arayabiliriz. Peki, İmam-ı Azam otoriteyi, haksız politikalarından dolayı eleştirse, bu otoriteyle mücadele etse buna kimsenin itirazının olmaması gerekir; ama İsrail, Amerika, … gibi zalim devletleri övse, yönetimlerine methiyeler dizse, zulümleri görmezlikten gelinse, burada hikmet aranır mı? Buradaki otoriteleri gayr-ı meşru, İsrail’in otoritesini zalimliğine rağmen meşru görme hakkı var mı Alimin? Bir Alimin, Müslüman coğrafyadaki zulümlere sessiz kalma hakkı var mıdır? İmam-ı Azam haksızlık karşısında bulunduğu mevziyi terk etmiyor. Acaba kazanımlarımız elden gider, diye bulunduğu yeri terk etse idi, mücadeleyi daha selamet gördüğü yerden yönetseydi, hatta ve hatta zindana girmeyi göze alacak cesareti gösteremese ve işkenceye rağmen doğru bildiği yolu bıraksaydı, bugün ismi bu derece hürmet, muhabbet ve sevgi ile anılır mıydı? Yönetim tarafından gelen cazip vazife ve teklifleri kabul etmemiştir. Pekala bu teklif okyanus ötesinden gelse idi kabul edebilir miydi? İmam-ı Azam hiç uluslararası bir ihale takip etmiş midir? İslam karşıtları ve düşmanları ile Müslümanlara karşı iş tutmuş mudur? Hiç ananas dağıtmış mıdır? Alim, kendine rakip gördüğü, aynı duyguları ve düşünceleri paylaşmayan birini, gizlice dinletip,  kin ve nefret duyguları içinde bütün mahremini alenen kamuya açık hale getirir mi? Bu yapan bir alim, hikmetli davranış sergilemiş olur mu?
 
Alim kişi, ilim erbabı kişi, ilmiyle amil olmak zorunda. Olmazsa akibetinin kötü olacağını da bilmelidir.
*Ebû Mûsâ radıyallahu anh şöyle dedi:
- Ey Allah’ın Resûlü! Hangi müslüman en üstündür? diye sordum.
- “Dilinden ve elinden müslümanların emniyette olduğu kimse” cevabını verdi.
Dilinden ve elinden müslümanların emin olması gereken ilk kişi, alimler olmalı değil midir?
 
Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirimizî,

Yazarın Diğer Yazıları