Hüseyin TAŞ

Müslüman Ülkesinde Salyangoz Satmak: Dürüstlüğün Terk Edilişi

Hüseyin TAŞ

Müslüman bir ülkede “salyangoz satmak” bir deyimdir. Hakikatte yalnızca Hıristiyanların, Fransızların, Çinlilerin  tükettiği bir yiyeceğin satılması değildir mesele. Asıl anlamı; Müslüman kimliğin merkezindeki ahlâk, doğruluk, helâl duyarlılığı göz ardı edilerek, toplumun değerlerine ters düşen bir kazanç anlayışına yönelmek, merhamet ve dürüstlüğü ayaklar altına almaktır.

Bugün birçok kişinin dillerinde aynı sitem dolaşıyor:

“Öyle bir İslâm’dan uzaklaştık ki… Öyle bir dürüstlükten koptuk ki…”

Gerçekten de esnafın, tüccarın, marketlerin ve üreticilerin bir kısmında görülen hilekârlık, stokçuluk, fahiş fiyat, kalpazanlık ve gıda tahrifatı; toplumun vicdanını kanatıyor. Bu yazı, işte bu acı tablonun hem İslâmî kaynaklardaki karşılığını hem de güncel örneklerini ortaya koymak için yazılmıştır.

1. HELÂL KAZANCIN ASIL MANASI VE İSLÂM’IN TİCARET AHLÂKI

İslâm’ın temel hükümlerinde ticaret, başlı başına bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:

“Doğru ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.” — Tirmizî, Büyû’ 4

Bu hadis bile tek başına, ticarette dürüstlüğün imanla bağlantısını anlatmaya yeter. Zira İslâm’da hile yapmak, eksik tartmak, malı bozuk veya kusurlu olduğu hâlde gizlemek, fiyat oyunlarıyla insanları kandırmak, haram kazanç sınıfına girer.

Kur'an-ı Kerîm, hileyi apaçık bir lanet olarak tanımlar:

“Ölçü ve tartıda eksik yapanların vay hâline!” — Mutaffifîn Sûresi, 1

“İnsanlara bir şey ölçtüklerinde eksik ölçerler.” — Mutaffifîn, 3

Bugünün marketlerinde yapılan pek çok sahtekârlığın tam karşılığıdır bu ayetler:

Pul bibere karton karıştıran…

Bala glikoz şurubu katan…

Tereyağına patates, margarin ya da yabancı yağ sıkıştıran…

Süte su ekleyen…

Eti şırınga ile şişirip hileli şekilde satan…

Tavuğu mundar hâlde reyonlara süren…

Bu fiiller yalnızca ticari hata değil, dinî olarak büyük günah ve toplumsal ihanettir.

2. “SALYANGOZ SATMAK”: DEĞERLERİN AŞINMASI VE VİCDAN ZEDELENMESİ

Müslüman ülkede salyangoz satmak. Bu cümle aslında şunu ifade eder:

“Müslüman kimliğine, helâl hassasiyetine ve ahlâki değerlere tamamen ters düşen bir şey yapıp bundan kazanç sağlamaya çalışmak.”

Bugün bazı esnafın yaptığı hileli uygulamalar, işte bu deyimin güncel karşılığıdır. Helâl kazanmakla yükümlü olan Müslüman, kazancını harama bürüttüğünde, toplumun en temel güven ilkesini de yok etmiş olur.

3. GIDA TAHRİFATI BİR HIRSIZLIKTIR

İslâm’a göre:     

- Pazarda tezgahın önüne çok iyi ürün dizerken arka yüzünden çürük, bozuk vermek, 

- Malı eksik tartmak hırsızlıktır,

- Fiyat şişirmek kul hakkıdır,

- Bozuk veya farklı içerik kullanmak aldatmadır,

- Helâl adı altında sahte ürün satmak iftiradır,

- Ürünle oynayıp gerçek değerini gizlemek hiledir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) pazarda kötü buğdayı iyi buğdayın altına gizleyen tüccara şöyle demiştir:

“Bizi aldatan bizden değildir.” — Müslim, Îman 164

4. FİYAT OYUNLARI, STOKÇULUK VE SUNİ PAHALANDIRMA

Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:

“Bir kimse fiyatların yükselmesi için yiyecek stoklarsa günaha girmiş olur.” — Müslim, Müsâkât 28

Bugün market zincirlerinin suni fiyat artırması, İslâm’ın yasakladığı bir zulümdür.

5. SAHTEKÂRLIK MÜSLÜMANA YAKIŞMAZ

Her hile, toplumun kalbine saplanan bir bıçaktır. Her aldatma, insanların birbirine güvenini yok eder. Her sahte ürün hem sağlığı hem de imanı kirletir.

“Mümin, yalan söylemez.” — Tirmizî, Birr 46

6. SONUÇ: HELÂLE DÖNÜŞ, AHLÂKA DÖNÜŞ

Helâl kazanç yalnızca midemizi değil, kalbimizi de besler. Haram kazanç ise yalnızca cüzdanı doldurur, kalbi boşaltır. Bir Müslüman toplumun yeniden dirilişi, bu ahlâkın ihyasıyla mümkündür.

Yazarın Diğer Yazıları