Murat SERİM

Oltu Taşının Kendine Has Özellikleri Ve Faydaları

Murat SERİM

Erzurum Taşhan’da (Rüstem Paşa Çarşısı) Sadekâr Sabahattin Beyit’le Oltu taşı üzerine söyleşimize devam ediyoruz. 

Oltu taşı Erzurum’un kültürüne maddi veya manevi anlamda neler katmıştır?

Maddi olarak şu an yaklaşık belki Oltu taşını çıkaran taşçı dediğimiz insanlar ve onu işleyen atölyeler anlamında söylüyorum. Yani kuyumculuk bölümünün dışında taş işleyen atölyeler olarak söylüyorum belki bin civarında atölye vardır.

Oltu’da mı?

Oltu ve Erzurum dahil. 

Bin aile Oltu taşından geçimini sağlıyor diyebiliriz. 

Taşı çıkaranından satıcısına kadar. Sadece bizim karşımızda 80 adet aynı işi yapan iş yeri var. Şehrin dağınık olarak bir 100 tane falan da farklı farklı semtlerde ve pasajlarda olanları da sayarsak sadece 200 tanesi falan bizde. Bir de bir o kadar da bu tespihlerin üzerine işleme yapan, gümüş ve nakışlar yapan atölyeler falan var, bin rakamı real olur herhalde, araştırılırsa aşağı yukarı bini bulur. Bu kadar olur. 
Bir de bunun manevi tarafı var. Erzurum’un ve Oltu’nun tanınmasına etkisi var. 
Evet, etkisi var. Hatta TOGG yapılırken Cumhurbaşkanımız siyah olanına Oltu siyahı ismini uygun gördüler.

Oltu taşı neden bu kadar değerlidir Sabahattin Ustam?

Oltu taşının çıkarılması çok zahmetli ve risklidir. Taş çıkaran ustalar önce çıkması muhtemel olan yerlerde küçük delik açarlar. Böyle bir en fazla insan boyunda ve dağın içerisine doğru o toprağı geri taşıyarak, dışarıya boşaltarak ilkel şartlarda yani herhangi bir iş makinesi falan kullanmadan. Kazmayla kürekle.

Çok zor çıkarıldığı için elbette ki değerinin daha da arttığını söylüyorsunuz. 

Evet, oldukça da riskli. Göçük olmasın diye madenin içine galerileri çok fazla büyük açamıyorlar. Ancak zaman zaman büyük taş, vesaire falan da rastladığı zaman bazen sürünerek bazen çömelerek o galerilerin içerisinde, buldukça zorlanarak bu taşı çıkarıyorlar. O yüzden taş kıymetli. Her zaman da taşa ulaşamayabiliyorlar. Belki aylarca çalışıyorlar. 10 m, 20 m, 30 m dağın içerisinde sağa sola galeriler de açarak ilerliyorlar ama taşı bulamayabiliyorlar. Tekrar bir başka yerden yeniden başlamak zorunda kalıyorlar. O yüzden o emeğin karşılığı olarak taşın piyasa fiyatını en önce taşı çıkaran taşçılar belirliyor. 

O zaman fiyatları başka neye göre değişiyor?

Fiyatları taşın ne kadar çıktığına yani o taşçı dediğimiz kişiler ne kadar çok çıkarırlarsa fiyatı o kadar düşüyor, az olduğu zaman da yükseliyor. 

Yani taşın boyutları, taşın kalitesi falan da çok önemli değil mi? 

Tabii taşın kalitesi de çok önemli. Yani taşın işlenme sertliği, yumuşaklığı içinde damarların ne kadar olduğu taşın fiyatını etkiliyor. Zaman zaman o taşın içerisinde beyaz damarlar olur. Onu işleriz, bitiririz, cila zamanı geldiğinde parlattığımızda o damarlar çıkar. Aslında o onun doğallığının göstergesidir. İçerisinde madenimsi bir sert bir madde, bir çizgi halinde falan onlar olur. O kırılgandır, burası çatlaktır gibi değil. O, tamamen taşın kendi doğallığından kaynaklanan ki bu tür şeyler turkuazda ve lapis dediğimiz diğer bir taşta da bu madenler olabiliyor. 

Oltu taşında beyaz damarlar olması daha değerli hale mi getiriyor?

Daha değerli hâle getirmiyor. Müşteri onu istemiyor. Onun içerisinde beyaz damarı görmek istemiyor, saf siyah olsun istiyor. Bana göre onun doğallığının garantilediği için bence tercih edilmeli ama müşteri tercih etmediği için genelde o tür taşı almamaya kullanmamaya özen gösteriyoruz. 

Anladım. Oltu taşının insan vücuduna faydaları olduğu söyleniyor. İnsan vücuduna faydaları var mı?

Evet, söyleniyor yani bu. Bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey olmasa da, vücutta biriken statik elektriği aldığı için o tespih ya da takıyı boynunda bulundurduğunda ki bu sarı kehribarda da aynı özellikler var, o tescillenmiş, Avrupa’da da o kabul görmüş. İnsana bir rahatlık, insanın bir stresini alma gibi özelliği var. Sarı kehribarın da bu özelliği var, tiroitlere faydası var. Amber yani sarı kehribar diş taşı diye Avrupa’da satılır. Çocukların diş çıkardıkları dönemlerde onların o bağırsaklarının bozulması, ağzının sulanması ve birtakım rahatsızlıklarına iyi geldiği tescillenmiş. Oltu taşının böyle özellikleri var. 

Geçmişte Oltu taşından neler yapılmış? 

Oltu taşı çok büyük çıkmadığı için en fazla 10 santim falan kalınlığında çıkıyor. Çok daha büyük çok daha kalın çıkmıyor, çok enderdir. Yani böyle bir kaç kilo ağırlığında bir taş çok ender çıkar. Genellikle parça parça, el büyüklüğünde, 56 santim kalınlığında ya da işte en fazla 10 santim kalınlığında çıkar taş. O yüzden çok büyük objeler yapılıyor fakat bu büyük taş ele geçtiğinde yapılır. Ya da taşlar parça parça birbirlerine yapıştırılarak, bütünleştirilerek bir büyüklük elde edilir. 

Mesela neler yapılıyor?

Bir ustamız hobi olarak bir saz yapmış, geçen sergilendi. Cami yapan var, bir arkadaşımız talep üzerine yani müşterinin talebi üzerine boğa heykelleri yapıyor. Bu Artvin’deki boğa güreşlerinde falan hediye edilmek üzere. Bunun gibi objeler oluyor, yani onun dışında çok fazla büyük obje yapılmıyor. Genel olarak takı, tespih, sigara ağızlığı. İşte biz zarf açacağı yapıyoruz. Onların saplarını Oltu taşından yapıyoruz. Bu tür şeyler yapılıyor ama yoğun olarak en çok kullanılan bölümü kuyumculuk yani takı ve tespih. 

Bir de yerli arabamız olan TOGG’un minyatürünün Oltu taşından yapıldığını gördüm. 

Evet, onun siyah olanını da Oltu siyahı olarak adlandırdılar. 

Evet, gerçi biraz önce o taşının çıkarılma sürecini anlattınız. Oltu taşının çıkarılmasındaki aşamaları nelerdir?

Taş, o ocaktan çıkarıldıktan sonra işleyecek olan kişiler hangi amaçla ne yapacaklarsa o taşın büyüklüğünü, kalitesini tercih ederek taşçıdan satın alırlar. Tespihçi tespih yapar, bizim gibi takı yapan atölyeler de onu alır altın ya da gümüşle bezeyerek takıya dönüştürür. Bu; yaka iğnesi oluyor, yüzük oluyor, kolye oluyor, küpe oluyor, bilezik oluyor, bunun gibi takıya dönüştürüyor. Altın ya da gümüş madeni ile birleştirilerek ve bu arada önemli bir şey. Bizim Erzurum kuyumculuğun ona yansımasıyla oluyor. 

Bu özellik yani bezeme özelliği Erzurum kuyumculuğuna has.

Evet, öyle diyebiliriz çünkü bizden taş talep edip Erzurum dışındaki bazı yerlerdeki ustalar pek isteyemiyorlar. Zaman zaman bunu yaşıyoruz. İşte bize şu ebatta tespih malzemesi gönderin, diyorlar. Biz Oltu taşı tespihi yapacağız ama maalesef tekrar geri gönderiyorlar. Bunu biz işleyemedik. 

İllaki Erzurumlu ustanın elinin değmesi şart.

Evet. Taş oldukça nazik. Narin bir özelliği var. Bu yüzden teknolojiyi pek kabul etmiyor. O ustanın hassasiyetle o elinin hissiyle belki çok uzun süre bir meleke kazanması lazım diyelim. Bizim Erzurumlu ustanın elinden geçmesi gerekiyor ki ürüne dönüşebilsin. 

Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin usta elinin değmesi farklı.

Farklı. Oltu taşında bu özellik var. Diğer taşlar var ya da değerli taşlar. Oltu taşı da yarı değerli taşlar grubundan. Onlar teknolojiyi kabul ediyorlar. Elmas disklerle, siensilerle vesaireyle. Çok güzel işlemeler yapılıyor ama bizim Oltu taşını teknoloji pek kabul etmiyor. Makina, usta hassasiyetini vermiyor. 

3. bölümün sonu

Yazarın Diğer Yazıları