Murat SOYTÜRK

Kur'an Işığında Allah Tasavvurumuz-3

Murat SOYTÜRK

Namazlarımızın her rekatında Fatiha sûresini okurken mü'minler olarak “Ancak sana ibadet ederiz ve sadece senden yardım dileriz dedikten sonra, bizi dosdoğru yola ilet.”diyerek Allah’ tan istikamet  ve hidayet üzere olmamız için yardım talep ederiz. 
O Allah ki  Hâdî (yol gösteren) dir. Yarattığı insanı başıboş ve yalnız bırakmamış, gönderdiği peygamberler ve kitaplar aracılığıyla  hidayet vermiş, yolumuzu aydınlatmıştır. Bu yol öyle bir yol ki sevgi yoludur, barış yoludur. Bu nedenle yolunun adını İslam koymuştur. Bize din (yol) olarak İslam’ı seçmiştir. Allah katında tek din, hak din İslam’dır.

Hz. Adem’den Hz.Muhammed’e  kadar gelen bütün hak dinlerin ortak adı İslam’dır.Sonradan  ortaya çıkan dinler, muharref olmuş dinlerdir.

 Allah Alim’dir. O’nun bilgisi her şeyi kuşatmıştır. Göklerin ve yerin uçsuz bucaksız derinliklerini bilmek Allah’a mahsustur. Gizli ve açık bütün bilgilerin sırrına vakıf olandır. Çünkü O’nu uyku ve uyuklama tutmaz. Her şeyi görür ve işitir, her an bir iş ve oluş üzerindedir. 

Hamd  O’nadır.Kur’an’ın mushaf sırasına göre ilk sûresi olan Fatiha sûresinin ilk ayeti, bütün övgülerin tamamının Allah’a ait olduğunu belirtir.Dolayısıyla hamdedilmesi gereken yegane varlık nimetleri yaratıp, yarattıklarına ihsan edene aittir.Şükür ile hamd birbirine yakın anlamda kullanılsa da hamd(övgü) daha kapsamlı bir anlama sahiptir. Şükrün karşıtı küfürdür. Küfür, nimeti inkar, nankörlük anlamına gelmektedir. Şüphesiz ki, biz insana doğru yolu gösterdik. Ya şükreder ya da nankörlük eder. (İnsan 3)

Bugün insanlar teşekkür ile övgüyü birbirine karıştırmış gibi. Teşekkür insanlara, övgü Allah’a aittir. Bizler insanlık için yapılan bütün iyilikleri, güzellikleri takdir ederiz, yapanlara teşekkür ederiz. Ancak asla Hamd(övgü)ederek  anmayız, anmamalıyız. Zirâ bu nimetlerin gerçek sahibi ancak Allah’tır.

Allah Mü’min’dir,  güven veren ve güven duyulandır.Ey iman edenler, iman ediniz ayeti gereğince iman iddiasındaki müminlerin imanlarını sorgulayarak,iman iddalarının taklidî bir imandan tahkikî bir imana  dolayısıyla Allah’a mutlak manada bir itimada dönüşmesine vesile olmalıdır. İmanımız dil ile ikrar, kalp ile tasdikten sonra amellerimizle  imanımızın şahitleri olmalıyız. Güvenilir olmak, yalan söylememek, sözümüzde durmak, kimseye zulmetmemek, adaletli davranmak... imanımıza şahitlik edecek salih amellerdir.

İnsanlar denenip sınavdan geçirilmeden “iman ettik”demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; kezâ O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır. (Ankebut 2-3)

Allah Adil’dir, mutlak adalet sahibidir.Haksızlık yapmaz ve haksızlık yapılmasına razı olmaz.Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin.Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutun. Kendinizin, ana-babanızın ve yakınlarınızın aleyhine bile olsa. (Nisa 135)

Adalet konusu o kadar hassas bir konudur ki kul hakkı ihlallerinin en başında gelir. Adaletin olmadığı toplumlar zulüm üretir. Zulüm sistemleri ise er geç yıkılmaya mahkumdur.

Bu anlamda karar verme yetkisini elinde bulunduran hakimler gerçekten adaletin tesisi konusunda sadece ve sadece Allah’tan korkmalı, eldeki kesin deliller ışığında vicdanıyla karar vermelidir. 

Mahkeme-i Kübra gerçek adaletin tesis edileceği yerdir. Allah bizlerden adil olmamızı, hükmederken adaletle hükmetmemizi aleyhimize de olsa şahitlik yaparken adil şahitler olmamızı emreder. Çünkü mülkün temeli adalettir. Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.(Nahl 90)

O’ndan başka İlah yoktur. Yalnız kulluk edilecek tek varlık O’dur. O gökte de ilahtır, yerde de ilahtır.O’nun eşi ve benzeri yoktur, ortağı ve çocuğu bulunmamaktadır. O hiçbir varlığa benzemez. Onun için bu dine girerken O’ndan başka kulluk edilecek bütün varlıklara,  hayır demeden giremezsiniz. La ilahe illallah söylemi, bütün peygamberlerin  ortak çağrısıdır. Allah kendi otoritesini yarattıkları ile paylaşmaz. Şüphesiz  Allah, kendisine şirk/ortak koşulmasını asla bağışlamaz. (Nisa 47)
Peygamberimizin “Her kim Lâ ilahe illallah derse Cennet’e girecektir.” hadisini  sadece dilimize pelesenk olmuş bir sözden öte, hayatımızın nirengi haline dönüştürmediğimiz  müddetçe  Allah’a gerçekten kulluk etmiş olamayız. Rabbim, minarelerimizden günde beş defa ilan edilen kutlu çağrıya kulak verip, neyin ilan edildiğinin farkında olan ve bu çağrının gerektirdiği sahih bir iman ve salih amelleri önce şahsımızda sonra en yakınlarımızdan başlayarak dalga dalga bütün toplumlarda yaşamayı ve yaşatmayı nasib etsin.Gelecek Ramazan Bayramınız Mübarek Olsun. Selam ve dua ile... 

Yazarın Diğer Yazıları