Resul COŞKUN

Tevbe/Tövbe Etme Zamanı 

Resul COŞKUN

Arapça'da 'Pişmanlık, dönüş yapmak, geri dönmek' anlamlarına gelen Tevbe Türkçe'de 'Tövbe' şeklinde kullanılmaktadır. Dini terim olarak Tevbe kavramı; Kişinin işlemiş olduğu hatadan günah olan fiilden pişman olup dönmesi, Allah'tan af ve mağfiret dilemesi anlamlarında kullanılmaktadır.

 İnsan oğlu çeşitli sorumlulukları olan bir varlık olarak yaratılmış (Zariyat Suresi: 56. Ayet), yeryüzüne halife kılınmış (Bakara Suresi: 30. Ayet), eşrefi mahluk olan (Tin Suresi :4. Ayet) bir varlıktır. Ancak bu şerefini koruması iki şarta bağlanmıştır: İman ve Salih amel. Eğer bu şartlar yerine gelmezse o zamanda esfel-i safilin (en aşağı varlık) derekesine düşeceği de belirtilmiştir.(Tin Suresi: 5. Ayet)

Her insan kendi yaptıklarından sorumlu (İsra Suresi: 15. Ayet) olduğu gibi çevresi ve topluma karşı da sorumludur. İnsan sorumluluk safhasında bir takım yanlışlar da yapabilmekte bazen de yapması gereken görevleri de terk edebilmektedir. Böyle bir durumda pişman olan insana günahtan kurtulması için bir kurtuluş kapısı olarak "Tevbe kapısı" sunulmuştur. "Her insana kendi yaptıklarının karşılığı verilir" (Necm Suresi:39. Ayet) ve "Allah kimseye taşıyamayacağı bir sorumluluk yüklemez..." (Bakara Suresi: 286) âyetlerinde kulluk bilinci vurgulanmıştır. 

İnsan sorumluluklarını yerine getirirken birtakım hatalara, yanlışlara düşebilir. Bu anlamda "Hatasız kul olmaz" sözü oldukça manidardır. Kul hata edebilir, günah işleyebilir. Önemli olan şeytan gibi hatasında ısrar etmek değil hatasından, yanlışından dönebilmektir. Gazzali'nin de belirttiği gibi tevbe etmek kişinin âdemiyet nesebini tescil etmesi, aksi durum ise şeytanî özelliğini göstermesidir. (Bkz. Gazzâlî, İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn, Beyrut 1417/1997, IV, 234-235; Ayrıca İslâm Ansiklopedisi Tövbe maddesi). Yüce Rabbimiz "Ey iman edenler hepiniz Allah'a Tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz" (Nur Suresi: 31. Ayet) buyurarak tevbe edilmesini emretmektedir. Dolayısıyla tevbe etmek Farz olan bir ibadettir. Herhangi bir kusur, günah işlediği zaman mümin olanların takınması gereken tavır "Allah’ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden pişmanlık getirenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir."

Nisa Suresi 17. Ayetinde buyrulduğu gibi yanlışlardan, günahlardan dolayı hemen tevbe etmektir. Nasıl ki elimiz yakıcı bir maddeye değer değmez hemen geri çekiyorsak, yanlış olan şeylerden de hemen yüz çevirmeli, hata ve yanlışlarımızı düzeltmeye çalışmalıyız. Tevbe etmeyi ertelemek doğru değildir. Çünkü bir nefes sonrasını bile garanti edemediğimiz bir hayatı yaşıyoruz. Ayrıca son ana bırakılan tevbenin geçerli olmayacağı da ayette: "Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çattığında “Ben şimdi tövbe ettim” diyenlerle kâfir olarak ölenler için kabul edilecek tövbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır." (Nisa Suresi: 18) ifadesiyle haber verilmiştir. Yüce Allah: "Sen içlerinde oldukça Allah onlara azap etmez, tövbe edip dururken de Allah onlara yine azap etmeyecektir." (Enfal Suresi: 33) buyurmuştur.

 Tevbenin şekline gelince hem Kur'an'ı Kerim'de hem de hadis-i şeriflerde tevbe ile ilgili ibareler yer almıştır. "... Ya Rab! Sen bağışla", "Allah'ım! Sen Affedicisin, affetmeyi seversin beni/bizi de affet", "Ey Rabbimiz ,bağışla bizi, affet bizi, bize merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın'" vb. cümleler bu örneklerden birkaçıdır. 
   

 Tevbe eden kul, Tevbeleri kabul eden Tevvâb olan Allah 'tır. Tevvâb Yüce Allah'ın esma-i şerifinden biri olup tövbeleri çok çok kabul eden anlamındadır. Yüce Allah, bağışlanacak müminlerin vasıflarını şöyle belirtmiştir: “Ve onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları da Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.” (Âl-i İmrân:135). buyurmuş ve günahları bağışlayanın yalnızca Allah olduğu bildirilmiştir. Hıristiyanlıkta olduğu gibi ve bazı çevrelerde yapıldığı gibi tevbemizi kabul etme yetkisi veya iptal etme yetkisi hiç kimseye verilmemiştir. Yüce Allah: "Ey iman edenler! İçtenlikle ve kararlılık içinde (Nasuh Tevbe) Allah’a tevbe edin. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar..." buyurarak hem tevbenin Allah'a yapılacağını hem de 'Nasuh Tevbe' samimi ve içtenlikle tevbe edilmesi gerektiğini öğretmiştir. Hazreti Muhammed (sav) de "Ademoğlunun hepsi hata edicidir, hata edenlerin en hayırlısı tevbe edenlerdir" (bkz. İbn Mace, es-Sünen, Cilt: II, s. 1420)  buyurarak tevbenin lüzumuna dikkat çekmiştir.  

Ne dersiniz:
GÖNÜLDEN TEVBE EDİP HAYATIN HER ALANINDA ALLAH RASULÜNÜ ÖRNEK ALMA ZAMANI GELMEDİ Mİ?
     Öyleyse gelin Yüce Allah'ın "De ki: e'Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!' (Mü'minûn Sûresi:118. Ayet) emrine uyalım. Allah'tan af ve mağfiret dileyelim.
       
İSTİĞFAR ET RABBİNE

Tevbe-i nasuh ile,
Silinir tüm günahlar.
Sen de gönülden yalvar!
Affetsin seni ĞAFFAR.

Beraat Kandilinde
Beratını alasın.
Hesap günü gelince,
Sende mutlu olasın.

Bak Kiramen katibin,
Yazıyor her amelin.
Her ne yapar isen yap,
Hesabı var zerrenin.

Şeytan izinden gitme,
Günahlardan beri ol!
Git Rabbinin yoluna,
Ebedi müsterih ol!

Günahlardan uzaklaş!
Secde et, Hakka yaklaş!
O lanetli şeytana,
Sakın olma arkadaş!

İstiğfar et Rabbine!
Bağışlasın günahın.
Hakkı daim zikreyle!
Oddan necat bulasın.

Kurtuluş rehberine,
Uymayanlar kalmasın.
Öğren! Oku ve öğret!
En hayırlı olasın.

Ve o gün hemen gelir.
Oku kitabın denir.
Rabbi razı eden kul,
Cennetle müjdelenir.

Muhibbi Rasul sende,
İstiğfar et Rabbine!
Ğafur ve Rahim Allah,
Bağışlasın seni de.

          Dr. Resul COŞKUN
(Gül Sevdası Şiir kitabımdan)

      Ya Rabbi! Sana gönülden yalvarıyoruz, azabından affına, gazabından rızana sığınıyoruz günahlarımızı bağışla, bizi af ve mağfiretine mazhar eyle, kötülüklerimizi iyiliğe çevir, hesabımızı kolay eyle. Allah'ım! Hesap günü geldiğinde bizi, anne-babamızı, evlatlarımızı ve bütün inananları bağışla. Âmin. Yâ Muîn, Yâ Tevvâb, Yâ Gaffar.

Yorumlar 1
Yüksel DEVECİ 22 Şubat 2024 14:57

Çok faydalı olduğunu düşünüyorum ALLAH daim etsin İNŞALLAH

Yazarın Diğer Yazıları